Fitch Ülke Notları Direktörü Paul Gamble: Enflasyon ancak faiz artırımıyla düşer

Fitch Ülke Notları Direktörü Paul Gamble: Enflasyon ancak faiz artırımıyla düşer
Paul Gamble, Türkiye'de enflasyonu düşürmenin ancak faiz artırımı ve Ortodoks para politikalarının izlenmesi yoluyla mümkün olacağını ifade etti.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ülke Notları Direktörü Paul Gamble Türkiye’de enflasyonu düşürmenin ancak faiz artırımı ve Ortodoks para politikaları izlenmesi yoluyla mümkün olacağını söyledi.

Dünya gazetesinde yer alan habere göre, Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesinin arkasındaki temel nedenin mevcut politika bileşiminin olumsuz etkileri olduğunu belirten Gamble, 2022’de yıllık ortalama enflasyonun Fitch tarafından derecelendirilen ülkeler arasında en yüksek oran olan yüzde 71,4'e çıkacağını tahmin ettiklerini, artan geriye dönük endeksleme riskleri, yükselen beklentiler ve liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyonun seyrinin oldukça belirsiz göründüğünü belirtti.

Döviz kuru geçişkenliğinin hem hız hem de şiddetinin arttığına dikkat çeken Gamble, genel politika bileşiminin en azından 2023 seçimlerine kadar oldukça destekleyici bir biçimde devam etmesini beklediklerini ve enflasyonun 2023'te ortalama yüzde 57 seviyesinde yer alacağını belirtti.

Artan enflasyon, zayıf döviz kuru ve yurtiçi güvenin zayıflaması nedeniyle tüketimin yavaşlamasını beklediklerini, AB’deki zayıf büyümenin de dış talep üzerinde baskı oluşturacağının altını çizen Gamble, büyümenin 2022'de yüzde 4,5 olacağını ancak yüksek enflasyon, sıkılaşan finansman koşulları ve yavaşlayan küresel büyümeye bağlı olarak 2023'te yüzde 3,0'e ve 2024'te yüzde 2,9'a gerilemesini tahmin ettiklerini belirtti.

Küresel çapta yaşanacak bir resesyonun önemli ihracat pazarlarından gelen talep düşeceği ve turist sayısı etkileneceği için Türkiye'deki büyüme üzerinde net bir olumsuz etkisinin olacağını söyleyen Gamble, bunun Türkiye gibi büyük dış finansman ihtiyacı olan ülkeler için kırılganlıkları artırarak finansal piyasalarda riskten kaçınmaya neden olacağını söyledi.

Gamble, şu açıklamalarda bulundu:

Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerden çok sayıda merkez bankası, yakın zamana kadar geçici olarak gördükleri enflasyonu kontrol altına almak için politika faizini artırma yoluna gidiyor. Yüksek enflasyona küresel bir resesyon da eşlik edecek mi? Dünya çapında bir stagflasyon tehlikesi görüyor musunuz?

Kuzey Akım boru hattı yoluyla Rusya'nın doğalgaz arzının son dönemde kesintiye uğramasının ardından Avrupa'da doğalgaz konusundaki sıkıntılar önemli ölçüde arttı. Euro bölgesinde teknik bir resesyon artık daha güçlü bir olasılık. Haziran ayı için hazırladığımız Küresel Ekonomik Görünüm’e göre, bu yılın ikinci ve dördüncü çeyreklerini kapsayan dönemde euro bölgesi ortalama büyümesinin çeyreklik bazda sadece yüzde 0,1 olmasını tahmin ediyoruz.

Bu çeyrekte ve sonraki çeyrekte büyüme, hizmetler ve turizm faaliyetindeki toparlanma ile desteklenecek olsa da doğalgaz sıkıntıları ve yüksek fiyatlar, enerji talebinin özellikle yüksek olduğu bu yılın son çeyreği ile 2023’ün ilk çeyreğinde art arda iki çeyreklik ekonomik daralmayı kolayca tetikleyebilir. Her iki çeyrekte de GSYİH'deki hafif bir daralma, 2023 euro bölgesi büyüme tahminimizin yüzde 2,1'den yaklaşık yüzde 1'e düşürülmesne neden olabilir.

Fed’in yumuşak bir iniş gerçekleştirebileceğini düşünüyor musunuz, yoksa enflasyonun düşmesi için resesyon kaçınılmaz mı? Bunun Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler üzerinde ne gibi etkileri olacak?

Bankacılık sektörünün sağlığı, hanehalkı mali durumunun daha güçlü oluşu ve borçluluk düzeylerinin düşüklüğü göz önüne alındığında, pandemi sırasında biriken tasarrufların da desteğiyle ABD ekonomisi şu anda faiz artışlarına karşı 2006 yılına göre çok daha dayanıklı görünüyor. Ancak tahminlerimiz, ABD ekonomisinin 2023’ün ikinci yarısında yavaşlayacağını ve teknik bir resesyon olasılığının oldukça arttığını gösteriyor.

Küresel bir resesyonun yaşanması halinde, önemli ihracat pazarlarından gelen talep düşeceği ve turist sayısı da etkileneceği için Türkiye'de büyüme üzerinde net bir olumsuz etkisi olacaktır. Ayrıca, Türkiye gibi büyük dış finansman ihtiyacı olan ülkeler için kırılganlıkları artıracak, finansal piyasalarda riskten kaçınmaya neden olacaktır.        

Türkiye’de ekonomik büyüme, yükselen enflasyonla birlikte güçlü kalabilir mi ya da sonunda büyüme de düşecek mi? Enflasyonu düşürmek için Türkiye nasıl bir politika izlemeli?   

Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesinin arkasındaki temel neden, mevcut politika bileşiminin olumsuz etkileri oldu. 2022’de yıllık ortalama enflasyonun Fitch tarafından derecelendirilen ülkeler arasında en yüksek oran olan yüzde 71,4'e çıkacağını tahmin ediyoruz. Artan geriye dönük endeksleme riskleri, yükselen beklentiler ve liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyonun seyri oldukça belirsiz görünüyor. Döviz kuru geçişkenliğinin hem hızı hem de şiddeti arttı. Genel politika bileşiminin en azından 2023 seçimlerine kadar aşırı destekleyici bir biçimde devam etmesini ve enflasyonun 2023'te ortalama yüzde 57 seviyesinde yer almasını bekliyoruz.

Artan enflasyon, zayıf döviz kuru ve yurtiçi güvenin zayıflaması nedeniyle tüketimde yavaşlama bekliyoruz. AB’deki zayıf büyüme de dış talep üzerinde baskı oluşturacak. Büyümenin 2022'de yüzde 4,5 olmasını, ancak yüksek enflasyon, sıkılaşan finansman koşulları ve yavaşlayan küresel büyümeye bağlı olarak 2023'te yüzde 3,0'e ve 2024'te yüzde 2,9'a gerilemesini tahmin ediyoruz. Enflasyonu düşürmek, ancak faiz artırımı ve ortodoks para politikası izlenmesiyle mümkün olacaktır.

Türkiye’de lirayı destekleme ve dolarizasyonu azaltma amacıyla son dönemde açıklanan düzenlemelerin olası etkileri hakkında ne söylersiniz? Finansal istikrarı güçlendirecek ve kredi sisteminin daha etkin çalışmasını sağlayacaklar mı?

Fitch Ratings'e göre, Türkiye'nin yeni ekonomi politikası karışımı kamu maliyesi ve ülke döviz pozisyonu üzerindeki riskleri artırdı. Hükümet zorlu dış ortama ve artan makroekonomik dengesizliklere rağmen yüksek büyüme ve istihdamı korumaya odaklanmaya devam ederken, giderek daha müdahaleci ve öngörülemeyen politikaların izlenmesi güveni ve finansmana erişimi daha da zayıflatabilir.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar