Efrin'i Kürtsüzleştirme politikası: Kürt nüfusu yüzde 95'ten yüzde 25'e düştü

Efrin'i Kürtsüzleştirme politikası: Kürt nüfusu yüzde 95'ten yüzde 25'e düştü
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Göçmen İşleri Dairesi Başkanı Şêxmûs Ehmed, ‘Türkiye’nin amacı bölgenin demografik yapısını değiştirmektir’ dedi

Türkiye ve kontrolündeki paramiliter güçlerle birlikte 2018’de kontrol ettiği Efrîn’de yerinden etme, insan kaçırma, cinayet, yağma olaylarının yaşanmasının yanı sıra bölgenin doğası ve kültürü de yok edilmek istendi. Efrin’in demografik yapısını değiştirmek için yıllardır bölgede özel politikalar yürütülüyor. Efrîn’de Türkiye’ye bağlı kurumların kurulması, eğitim dilinin Türkçe olarak değiştirilmesi gibi adımlarla Türkleştirme politikası devreye konuldu.

KÜRTLER ZORLA GÖÇ ETTİRİLDİ

Hawar Haber Ajansı’nda (ANHA) yer alan habere göre; Efrîn, Türkiye ve paramiliter güçlerin kontrolüne geçmeden önce Kürt nüfusunun yüzde 95’in üzerindeydi. Bu oran yüzde 25’lere kadar düştü. Zorunlu göçü insanlığa karşı suç sayan uluslararası hukuka rağmen, sessiz kalındı. 1988 tarihli Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 6, 7 ve 8. maddelerine göre, geniş kapsamlı veya kasıtlı saldırılar sırasında, sakinlerin sınır dışı edilmesi veya zorla geri gönderilmesi ceza gerektiren bir suç sayılıyor.

8 BİNDEN FAZLA KİŞİ KAÇIRILDI 

Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün açıkladığı belgelere göre, Efrîn’de 4 yıllık süreçte 8 bin 63’ten fazla kişi kaçırıldı, 655’ten fazla kişi hayatını kaybetti. Kaçırılanların 90’ı işkence sonucu hayatını kaybetti. Açılan ateş sonucu 696’dan fazla kişi yaralandı. 60’tan fazla tarihi eser, türbe ve ibadethane yerle bir edildi. Efrîn’deki demografik değişim kapsamında, Türkiye’de kurulan ve sınır ötesinde Türkiye kontrolünde olan bölgelerde faaliyet gösteren dernekler, İhvan örgütleriyle işbirliği içinde Türkmen ve Arap yabancıları ve paramileter grupların ailelerini barındırmak için kontrol noktaları kurdu.

İHVAN DERNEKLERİ FİNANSE EDİYOR! 

Katar, Kuveyt ve Filistin menşeli İhvan dernekleri, Türkiye’nin Efrîn’deki grupları finanse eden ana kollarıdır. Bu derneklerden bazıları El-Eyş Bîkerama, Ayadî El-Beyda, Xûza El-Beyda, Katar-Türkiye Beyar Derneği ve Katarlı Eta Bîla Hidûd’dur.

DEMOGRAFİ DEĞİŞTİRİLİYOR

ANHA’ya konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Göçmen İşleri Dairesi Başkanı Şêxmûs Ehmed, "Türkiye’nin amacı Efrîn’de sömürge binalar yaparak bölgenin demografisini değiştirtir. Projenin yakın gelecekte bölgenin demografisi için bir tehdit oluşturacak. Türkiye’nin amacı insani yardım sağlamaksa kamplardaki İdlib göçmenlerine neden destek olmuyorlar?" dedi.

SUÇ İŞLENİYOR

Türkiye’nin, bazı Kuveytli dini dernek ve kuruluşların desteği, İhvan’ı para ve istihbaratla destekleyen Katar rejiminin yanı sıra İhvan’a bağlı bazı kuruluşların doğrudan desteğiyle Efrîn halkına karşı suçu işlediğini dile getiren Ehmed, şunları söyledi: "Bu örgüt ve dernekler aşırılıkçıdır, Türkiye’nin politikalarına hizmet ediyorlar. Çoğunlukla Cebhet El Nusra ve DAİŞ’e hizmet ediyorlar. İnsani yardım ve İslam adına bu gruplar ve kuruluşlar, Afganistan’da veya Irak’ta yaptıklarını şimdi Suriye’de yapıyorlar."

İŞBİRLİĞİ YAPILIYOR

Derneklerin ikiyüzlü politikalarına dikkat çeken Ehmed, "Bu dernek ve kuruluşlar ne İdlib’de ne de başka bir yerde insani yardıma muhtaç Suriyeli mültecilere yardım yapmıyorlar. Efrîn topraklarında ise terör hücreleri kuruyorlar. Efrîn’in asıl sakinlerini yerinden eden çete gruplarına destek verilmesi, bu örgüt ve derneklerin işgalci Türk devleti ile işbirliği yaptığını gösteriyor" diye konuştu.

Öne Çıkanlar