Durakoğlu: Soylu'ya soruşturma açılması, bir dönemin aklanması sonucunu doğurabilir

Durakoğlu: Soylu'ya soruşturma açılması, bir dönemin aklanması sonucunu doğurabilir
Mehmet Durakoğlu, Türkiye'de yargı sisteminin 'Etkin soruşturma yapılması konusunda Süleyman Soylu'yu çok ciddi bir biçimde koruduğunu' söyledi.

ARTI GERÇEK- İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu, ARTI TV'de ekrana gelen "Gün Başlıyor" programında Nazım Alpman'ın konuğu oldu. 

Durakoğlu, Soylu'nun dün akşam Habertürk'te katıldığı yayını ve söylediklerini yargı açısından değerlendirdi.

'AMAÇ TÜRKİYE KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPMAK DEĞİL, AK PARTİLİ SEÇMENİN KONSOLİDASYONU'

"Soruları yanıtlamama konusunda çok profesyonel davrandı sayın Bakan. Bir iletişim stratejisi izlendiğini düşünüyorum. Yedi video boyunca susuldu, hem Süleyman Soylu, hem Binali Yıldırım yedinci videodan sonra yanıt verme ihtiyacı içerisinde oldular." diyen Durakoğlu, "Buradaki ana strateji, yani benim saptadığım şu: Süleyman Soylu, bu iddialar karşısındaki yalnızlığını, sahiplenilmemişliğini fazla önemsemiş ya da ortaya çıkan videoların bu kadar izlenmesinin ortaya çıkardığı tabloyu değerlendirmiş olmalı ki, daha çok AK Parti'nin kamuoyuna yönelik bir aklama algısı içerisinde. Buradaki amacın bütün Türkiye kamuoyuna bir şeyleri izah etmekten ziyade, kullanılan üslup ve olayları izah ederken oluşturulan çerçeveye baktığımda, daha çok AK Partili seçmenin konsolidasyonunun bozulmaması açısından bir değerlendirme yapıldığı kanısındayım. Genel olarak böyle baktım." dedi. 

'KENDİ GÖREV ZAMANININ DIŞINDAKİ OLAYLARIN AYDINLATILMASINDA HERHANGİ BİR BEİS GÖRMÜYOR'

"Yargı açısından baktığımda da sanki bunun aydınlatılması için kendisinin (Soylu) de bir çabası olduğunu, bazı konularda toplumun genel kesimler tarafından ileri sürülen hususların aydınlatılmasında herhangi bir beis görmediğini, hatta o aydınlatmaya katkı vereceğini ifade eden noktalara kadar getirdi. Örneğin, Kutlu Adalı cinayeti konuşulurken kendisinin de şikayetçi olacağı, Mehmet Ağar'ın marina yöneticiliği için 'Ben olsam çekilirdim' gibi anlayışlar gördüm. Buradan şunu çıkartıyorum: Kendi görev zamanının dışındaki olayların aydınlatılmasında herhangi bir beis görmüyor. Kendisiyle ilgili ihbar edilenler söz konusu olduğunda herhangi bir bilgi vermiyor." diyen Durakoğlu, şöyle devam etti:

'YARGI SİSTEMİ SÜLEYMAN SOYLU'YU ÇOK CİDDİ BİÇİMDE KORUYOR'

"Burasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün yargı sistemi, bir etkin soruşturma yapılması konusunda Süleyman Soylu'yu çok ciddi bir biçimde koruyor. Mesela, Soylu'nun şikayetiyle açılacak bir soruşturmada Soylu dışındaki insanların ifadelerine başvurulabilir, Soylu'ya dokunulamaz. Olur da iş o noktaya gelirse en fazla Meclis'e fezleke gönderilir. Savcıların bit etkin soruşturma yapabilmeleri iki açıdan mümkün değildir. Bir, soruşturmayı yapacak olan kolluk doğrudan Soylu'ya bağlıdır. Soylu'nun programda iddia ettiğinin aksine, Türkiye'de bir adli kolluk yoktur. İki, Bakan olarak Milletvekili dokunulmazlığına sahip olması. Sorunun yargı boyutu son derece ciddidir. Dünyanın neresinde olsa böyle bir olay, o videolarda iddia edilenlerle ilgili bir soruşturma açılır ve orada bahsedilen her şey de incelenir. Bu soruşturmanın açılmasına neden olan kişinin kimliği, bu açıdan çok önemli değildir. 

'SORUŞTURMA AÇILMASI, BİR DÖNEMİN AKLANMASI SONUCUNU DOĞURABİLİR'

Asıl üzerinde durmam gereken şey şu: Soruşturmaların açılması, etkin bir soruşturma yapılarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak için yapılmalıdır. Bizim ülkemizde ise yargı, son yıllarda özellikle de siyasal stratejilerin bir parçası olmaya, bir taktik alanı olmaya dönüştürüldüğü için kaygım odur ki, etkin yürütülmeyen soruşturmalar, bir süre sonra çok ciddi biçimde bir aklamanın belgesine dönüşebilir. Mevcut durumda soruşturma açılmasının bir başka sonucu, hiç de haklı olmayan bir dönemin aklanması sonucunu doğurabilir. İtalya'daki 'Temiz eller' ve Türkiye'deki Susurluk incelendiğinde, geçmişte ne olduğu ortaya çıktığında belki de bu konudaki görüşlerim daha iyi anlaşılacaktır.

Öne Çıkanlar