'Diyarbakır’da madde bağımlılığı arttı, önlem alınmalı'

'Diyarbakır’da madde bağımlılığı arttı, önlem alınmalı'
HDP’nin ‘İş ve Aş Buluşmaları’ etkinliğinin Diyarbakır’daki ayağı sona erdi. Etkinliğe katılan emekçiler işsizlik, yoksulluk ve sosyal sorunlara dikkat çekti.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Diyarbakır'da startını verdiği "İş ve Aş Buluşmaları" etkinliği dün sona erdi. HDP’nin ekonomi, emek, ekoloji ve sağlık komisyonlarının milletvekillerinden oluşan heyet Diyarbakır’daki etkinlik kapsamında Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 1 Nolu Şubesinde KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri, atanamayan öğretmenler ve işçiler ile bir araya geldi.

GENÇLER UYUŞTURUCUYA BULAŞIYOR

Görüşmeye katılan emekçiler yaşadıkları sorunlardan ziyade kentte yaşanan sorunları aktardı. Bağlar ilçesinde uygulanmak istenen kentsel dönüşümün yarattığı mağduriyet, işsizlik, yoksulluk, kentte yaşanan sağlık sorunları ve sosyal sorunlar gündeme getirildi. Görüşmeye katılanların en çok dikkat çektiği konu yoksulluktan kaynaklı gençlerin uyuşturucu kullanımındaki artış aktarıldı.

'AİLELER TRAVMA YAŞIYOR'

Diyarbakır’da çok derin ekonomik kriz yaşandığını anlatan Eğitim-Sen Diyarbakır 2 No’lu Şubesi Kadın Sekreteri Songül Şimşek Can, ancak en büyük sorunun uyuşturucu olduğunu söyledi. Özellikle Bağlar'daki yoksul mahallelerde uyuşturucu kullanımının yaygınlaştığını ifade eden Can, "Buna bağlı olarak ailelerde büyük travmalar yaşanıyor. En son karşılaştığımız bir ailede 4 tane 2 ile 8 yaş aralığında küçük çocuklar var. Babaları, halaları ve amcaları madde kullanımı ve satımından dolayı cezaevinde. Çocuklar yaşlı bir dede ve ninede kalıyor. Buna benzer çok sayıda aile olduğunu biliyoruz. Yoksullukla gelişen bu madde kullanımı ve madde satımı ile ilgili ciddi çalışmaların yapılması lazım" dedi.

'KARACİĞER NAKLİ OLAN EŞİM HAMMALIK YAPARAK BİZE BAKIYOR'

HDP Sur Yönetiminden Makbule Güner, kendisi dahil mahallelerinde kalan herkesin geçim sıkıntısı yaşadığını söyledi. Yetişkin olan 3 oğlundan ikisinin işsiz, sadece birinin ücretli öğretmenlik yaptığını anlatan Güner, "Eşimin emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyoruz. Bir oğlum belediyeden ihraç edildi. Lokantada günlük 55 liraya çalışıyordu. Bu hastalık çıkınca oradan da çıkardılar. Karaciğer nakli olan eşim hamallık yaparak çocuklara bakmaya çalışıyor" diye anlattı.

'AİLELER ÇOCUKLARINI TUTAMIYOR'

Sadece kendi mahallelerinde değil, diğer tüm mahallelerde yoksulluğun arttığını belirten Güner, gittikleri tüm evlerde yoksulluk ve işsizlik ile karşılaştıklarını anlattı. Güner, "Çocuklar işsizlik ve yoksulluktan dolayı uyuşturucuya bulaşmış. İnsanlar çocuklarını tutamıyor. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar" diyerek bu konuda mutlaka çalışma yapılmasını istedi.

'İŞ-KUR AKP’NİN Mİ, YOKSA TÜRKİYE’DEKİ HERKESİN Mİ?'

Görüşmeye katılanlar arasında işçiler de vardı. İnşaat işçisi Tahsin Donat, iktidarın kurumlar üzerindeki etkisine tepki göstererek, "Bu İş-Kur AKP’nin mi, yoksa Türkiye’de herkesin mi" diye sordu. İş-Kur’un sadece AKP’li olanları işe aldığını hatırlatan Donat, "O zaman İş-Kur’un ismini değiştirsinler, burası AKP İş-Kur Müdürlüğüdür desinler" dedi. Sadece İş-Kur değil, Milli Eğitim’de de benzer sorunlar yaşandığını anlatan Donat, "Milli Eğitim çocukların eğitimi ile ilgilenen bir kurum mu, yoksa AKP’nin Milli Eğitimi mi? Benim 4 öğrencim var, çocuklarım bir buçuk yıldır derslere katılamıyor. Yanlış değilsem 10 bin tablet gelmiş. Bunları kendi üyelerine veriyorlar. Ama bizim çocuklarımıza vermiyorlar. Peki biz çocuklarımızı nasıl okutacağız, nasıl iş bulacağız" ifadelerini kullandı.

İNŞSAAT İŞÇİLERİNİN SOSYAL GÜVENCELERİ YOK

Evli ve iki çocuk babası olan inşaat işçisi Mehmet Oruç, geçim sıkıntısı yaşayanlardan. İnşaatlarda sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışmak zorunda kaldıklarını anlattı. Oruç, "Çalışma alanları son birkaç yıldır zaten yok. Bizim ne sağlık güvencemiz, ne de iş güvencemiz var. Çalıştığımız yerlerde para alamıyoruz. Hep dışlanarak bize bakıyorlar. Bu tek benim sorunum değil, bütün inşaatçıların sorunudur. Sürekli biz mağdur oluyoruz. Hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir hakka erişemeyeceğimizi düşünerek inşaatlarda da çalışamıyoruz artık" dedi.

'EMEKÇİLER ‘NASIL ORTAKLAŞABİLİRİZ’ SORUNA CEVAP BULMALI'

İşçiler, ataması yapılmayan öğretmenler yanı sıra KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri de yaşadıklarını anlattı. Bunlardan biri OHAL döneminde KHK ile belediyeden ihraç edilen Gülay Tekin Kuzu. İhraç edilmesinin ardından 4 yıldır işsiz olduğunu anlatan Kuzu, "İhraçların sadece ekonomik değil, psikolojik, sağlık ve siyasi boyutları var" dedi, ‘nasıl ortaklaşabiliriz’ sorusuna cevap bulunmasını istedi.

'İHRAÇLARIN SEBEBİ, SİYASİ DÜŞÜNCELERİMİZDİR'

2016 yılında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası yöneticisiyken ihraç edilen Hasan Kaldık ise iktidarın kendine muhalif olarak gördüğü kişileri bertaraf etmek için ihraçları gerçekleştirdiğini ifade etti. Kaldık, "Kimi arkadaşımız ırkından, kimi arkadaşımız renginden, kimi arkadaşımız siyasi düşüncesinden ve kimi arkadaşımız sendikasından dolayı ihraç edildi. Devletin bu anti demokratik uygulaması sonucunda biz işsiz bırakıldık. Bizim ihraçlarımızın sebebi de siyasi düşüncelerimiz, emek, siyaset alanına, ekonomi alanına bakış tarzımızdan kaynaklandığı kanaatindeyim. Bu siyasal bir yaptırımdır. Bize bunu yapanlar yarın aynısı ile karşılaşacaklardır" dedi.

'İNSANLAR ÇARESİZLİKTEN İNTİHAR ETTİ, ALELER PARÇALANDI'

Eğitim-Sen 1 Nolu Şube Eş Başkanı Sadarettin Kaya, iktidarın ihraçları bir tehdit, bir gözdağı aracı olarak kullandığını söyledi. İktidarın gözdağı vererek toplumdaki dayanışma ruhunu da yok etmeyi hedeflediğini ifade eden Kaya, "İnsanları çaresizliğe itmek istiyorlar. Bunun sonucunda çaresizliğe kapılıp hayatından vazgeçen, intihar eden insanlar var. Bunun ötesinde aileler parçalandı, büyük dramlar yaşandı. Siyasi iktidar ihraç öğretmenlerin evlerine ekmek götürmek için özel eğitim kurumlarında çalışmasına da izin vermiyor. Düşük ücretlere rağmen güvenlik gerekçesi ile onay verilmiyor. İktidarın bu tutumundan kaynaklı ihraç öğretmenler özel eğitim kurumlarında çalışamıyor, çalıştırılmıyor. Bu da cezalandırma yönetimin devamıdır" dedi.

'BAĞIMLILIK İLİŞKİSİNİ YOK ETMELİYİZ'

SES yöneticisiyken 2017 yılında ihraç edilen Gülhan Tekin, iktidarın politikalarına dikkat çekti. İhraçların nedeninin sadece insanı işsiz bırakmak değil, üretimden koparmak olduğu tespitinde bulunan Tekin, şunları söyledi: "Nitekim bunda başarılı olduklarını düşünmüyorum. Çünkü yaşamın her alanında üretmeye, yaşama, umut olmaya çalıştı arkadaşlarımız. Belki burada şunu konuşabiliriz; o bağımlılık ilişkisini nasıl kırabiliriz. Bir gecede işsiz bırakılabiliyorsun. Çaresiz bırakılmak isteniyorsun. Bunu nasıl kırabiliriz? Aslında o bağımlılık ilişkisini yok ederek bunu yapabiliriz. Kendine yeterek. Bunu kooperatiflerle yapabiliriz. Bu da o çaresizlik halini yok edecektir."

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) startını verdiği 2 günlük "İş ve Aş Buluşmaları" etkinliğinin Diyarbakır ayağı sona erdi. Etkinlik diğer kentlerde devam edecek. 

Öne Çıkanlar