Dipçikle 14 yaşındaki çocuğu ağır yaralayan polis için suçla 'orantılı ceza' istemi

Dipçikle 14 yaşındaki çocuğu ağır yaralayan polis için suçla 'orantılı ceza' istemi
Seyfullah Turan’ı uzun namlulu silah dipçiğiyle ağır yaralayan polise verilen 5 yıl hapis cezası, az bulunduğu için İstinaf Mahkemesi’nden döndü.

Hakkari'de 2009 yılında boş bir arazide arkadaşlarıyla top oynayan 14 yaşındaki Seyfullah Turan’ı, başına uzun namlulu silah dipçiğiyle vurarak ağır yaralayan özel harekat polisi Bahadır Turan’a "Nitelikli yaralama" suçundan verilen 5 yıl hapis cezası Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.

'ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS' SUÇUNDAN CEZALANDIRILMA TALEBİ

Turan’ın avukatları Murat Timur ve Münip Ermiş’in, sanık polisin "Öldürmeye teşebbüs" suçundan cezalandırılması talebiyle itiraz ettiği İstinaf Mahkemesi kararını açıkladı. Verilen cezayı az bulan Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, eylemle orantılı ceza verilmesi gerektiğine hükmetti. Kararda, yerel mahkemenin yaralama suçundan alt sınırdan sadece 2 yıl hapis cezası vermesi hukuka aykırı bulundu. Oy çokluğu ile alınan karara mahkeme başkanı şerh koydu. 

MAHKEME KARARI

Mahkeme kararında, "İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde sanığın eyleminin ‘silahla kasten yaralama’ olarak kabul edilerek, temel ceza olarak 2 yıl hapis cezasına hükmedildiği ve akabinde diğer indirimlerin yapıldığı, Türk Ceza Kanunu uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınıp, orantılılık ölçütü de gözetilerek, denetime olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli, hukuka, vicdana, hakkaniyete uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerekmektedir" denildi. 

VERİLEN CEZA HUKUKA AYKIRI 

Cezanın alt sınırdan verilmemesi gerektiğine dikkat çeken mahkeme kararında, "Suçun işleniş biçimi, sanığın kastının yoğunluğu, suçun işlenmesinde kullanılan araç, mağdurun birden fazla farklı bölgesinden yaralanması ve vücudunda kemik kırığı oluşması, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı birlikte gözetildiğinde, sanık hakkında silahla kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken, temel ceza olarak zarar ve tehlikenin ağırlığına göre alt sınırla üst sınır arasında, işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı makul ve sonuca etkili olacak şekilde bir ceza belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle sanığa eksik ceza tayini, hukuka aykırı olup, katılanlar vekilinin istinaf nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bozulmasına" ifadeleri yer aldı. 

MAHKEME BAŞKANINDAN KARŞI OY

Mahkemenin verdiği karara katılmayan mahkeme başkanı ise, kaleme aldığı dört sayfalık karşı oy yazısında, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının yeniden yargılamayı gerektirmediği, polisin zaten cezalandırıldığı ve bu ceza üzerinden 5 yıllık denetim süresinin geçtiğini savundu. Bu nedenle AYM kararının sadece tazminat talebine dayanak, oluşturabileceği, yeni ceza verilemeyeceğini savunan mahkeme başkanı, "Ceza ve ceza yargılamasına hakim olan kurallar çerçevesinde, olayımızda olduğu gibi Anayasa Mahkemesi’nin, derece mahkemesinin suça konu olaya ilişkin hukuki nitelendirmesi ve takdir hakkı ve sair hususlar uyarınca verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını bireysel başvuru kapsamında ceza hakiminin takdir ve uygulamasına müdahale anlamına gelecek şekilde ihlal niteliğinde görmesi ve yeniden yargılama kararı vermesi suretiyle yeniden kovuşturmaya tabi tutulması, adalet kurumlarına olan güveni zedelemesi, şartlar gerçekleşmediği halde yeniden yargılama kararı sonrası sanık aleyhine fazla ceza verilmesi adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil etmektedir" iddialarına yer verdi. 

DAVANIN GEÇMİŞİ

Kapatılan Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) yönelik operasyonları protesto etmek amacıyla Hakkari'de, 23 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirilen eylem sırasında Bahadır Turan adlı özel harekat polisi, henüz 14 yaşında olan Seyfullah Turan’ın kafasına silah dipçiğiyle vurarak, ağır yaralamasına neden olmuş, Turan günlerce yoğun bakımda kalmıştı. Polis Bahadır Turan hakkında, "Kasten öldürmeye teşebbüs ve işkence" suçlarından Hakkari'de açılan dava, daha sonra "güvenlik" gerekçisiyle Isparta 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Yargılama sonucunda sanığa, "Polisin meşru müdafaa halinde ve psikolojisinin bozuk olduğu, zor kullanma yetkisini kullandığı" gerekçesiyle verilen 6 ay 7 gün hapis cezası daha sonra  2 yılın altında olduğu gerekçesiyle para cezasına çevrilmişti. 
 
Seyfullah Turan’ın avukatları, kararın Yargıtay tarafından onanması üzerine 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Yaklaşık 3 yıl sonra başvuruyu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi 9 Kasım 2017 tarihli kararında, Seyfullah Turan’ın "İşkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğine" ilişkin başvurusunu kabul edilemez bulmuştu. Turan’ın Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan "Yaşam hakkının ihlal edildiğine" ilişkin başvurusunu kabul eden mahkeme, başvurucunun yaşam hakkının maddi ve usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna vararak,  yeniden yargılama yapılması amacıyla kararın bir örneğini Isparta’daki mahkemeye göndermişti. 
 
AYM’nin dosya ile ilgili duruşmanın yakın bir kentte görülmesine karar vermesinin ardından ise duruşma Elazığ’a taşınmış, sanık polis Turan’a, 5 yıl hapis cezası verilmişti. Bunun üzerine Seyfullah Turan’ın avukatları Murat Timur ve Münip Ermiş, bu kez sanık polisin "Öldürmeye teşebbüs" suçundan cezalandırılması talebiyle İstinaf Mahkemesi’ne başvurmuştu. (MA)
 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar