'Demokrasi İttifakı, bugünün ve yarınların temel sigortasıdır'

'Demokrasi İttifakı, bugünün ve yarınların temel sigortasıdır'
'Birlikte Değiştireceğiz' konferansına ortak bir mesaj gönderen HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, 'Demokrasi İttifakı çağrımız hiç olmadığı kadar günceldir.' dedi.

Yeşil Sol Parti, "Birlikte Değiştireceğiz" sloganıyla Taksim’de bulunan bir otelde konferans düzenledi. Konferansta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıcı Rıza Türmen, KONDA eski Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve akademisyen-yazar Ayşen Uysal sunum yaptı.

Açılış konuşmasının ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın gönderdiği ortak mesaj okundu. Buldan ve Sancar’ın mesajı şöyle:

"Bir slogan bu ülkenin geleceğini ancak bu kadar doğru özetleyebilir. Gerçekten de inanıyoruz; "Birlikte değiştireceğiz." Sizlerle birlikte omuz omuza başlattığımız yürüyüşümüz sonucunda, birlikte HDP'yi kurmak, Türkiye halklarına büyük bir umut kaynağı ve seçenek oldu. Bu sırada tüm zorluklara birlikte göğüs gerdik, tüm sevinçleri ise beraber halay çekerek kutladık. Yoldaşca dayanışmayı hiç ihmal etmedik. Değişim rüzgarlarını daha sert estiği zamanlardan hep birlikte geçiriyoruz. İktidarın talan, yolsuzluk, hukuksuzluk ve savaş düzeninden kurtulmak, birlikte demokratik bir gelecek kurmak için birbirimize her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. 

DEMOKRASİ İTTİFAKI 

Uzun bir süredir tekrar ettiğimiz Demokrasi İttifakı çağrımız hiç olmadığı kadar günceldir. Türkiye halklarının ortak ihtiyacıdır. Demokrasi İttifakı, bugünün ve yarınların temel sigortasıdır. Bunun için bugün toplumsal muhalefeti ortak mücadele programı etrafında buluşturmaya ve birlikte mücadele olanaklarını geliştirmeye hepimizin, Türkiye halklarının ihtiyacı var. 

ORTAK MÜCADELE ALANLARI

Sizlerle zaten tüm bu bir araya gelişlerin doğrudan örgütleyicisi durumdasınız. Biliyorsunuz, güncel görevlerimiz acısından bu ortak mücadele olanaklarını arttırmaya dönük çabalarımız en yoğun biçimde devam etmektedir. Sizin için ‘Birlikte Değiştireceğiz’ çağrınız da tam bu ihtiyacı karşılamaya dönük önemli, anlamlı ve değerli bir çalışmadır. Bizler bu anlamlı çabanızı tekrar selamlarken toplantınıza başarılar diliyoruz. Ve ‘Birlikte Değiştireceğimiz’ günler çok yakındır diyoruz."

‘AKP SÜREKLİ DÜŞMAN YARATIYOR’

İlk sunumu yapan AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, AKP iktidarının uzun yıllardır demokrasiden uzaklaştığını ve yarattığı rejimin artık herkes tarafından somut bir şekilde görüldüğünü aktardı. AKP'nin gelinen noktada halkı bir tek kendilerinin yönettiğini ve bu topraklarda kendisini tek siyasi kimlik olarak gördüğünü ifade eden Türmen, ülkede laik ve özgürlükçü kimliklerin ise ayrı tutulduğunu kaydetti. Türmen, AKP'nin sürekli içeride ve dışarıda kendisine düşman yaratarak politika yürüttüğünü de sözlerine ekledi.

MUHALEFETE ELEŞTİRİ

AKP’nin politikalarına karşı muhalefetin pozisyonunu değerlendiren Türmen, "AKP ile muhalefet etmek yerine daha çok AKP'nin İslam anlayışı üzerinden bir muhalefet ediliyor. Yani kapsayıcı eleştirel bir dil geliştirilemiyor. Sadece AKP otoritesine karşı çıkmak demokratikleştirilmeyi ifade etmiyor. Demokrasi bir yönetim biçimidir. 20 yıldır AKP'yle birlikte bir toplumsal muhalefet oluştu ve bence bunun altını çizilmesi gerekir. Bunun en can alıcı örneği Gezi direnişidir.  Gezi sadece bir direniş değil aynı zamanda Türkiye de bir değişim ve dönüşüm ihtiyacını da ifade ediyordu. AKP’nin bugün bile hala peşini bırakmadığı o olaylardaki kararlılığı ve sesi siyasi partiler iyi okuyamadı" diye belirtti. 

‘HAKİKAT TEKELLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR’

Türkiye de artık yeni bir seçim sürecine girildiğini ifade eden Türmen, iktidarın zayıfladığı bu süreçte muhalefete dönük baskıların da olduğunu vurguladı. Türmen, "İktidar yargı aracılığıyla muhalefet partilerine baskı kuruyor. Kuzey Suriye'de yeni bir harekat başlatmak istiyor. Savaş bu tür iktidarlar için bir kurtuluş olarak görülüyor. Şimdi de Kuzey Suriye'ye bir saldırı var. Bugün iktidar yeni ve son derece müsait bir basın tasarısını meclisten geçirmeye çalışıyor.  Bu basın alanında yapacağı yasa tasarısı ile hakikati kendi tekeline almayı amaçlamayı ve hakikatleri dile getirenleri cezalandırmayı hedefliyor. Halkı yanlış yönlendirmeyi hedefliyor. Yani halkın haber ve bilgi alma hakkı eğer iktidara yaramayacaksa bunu da engellemeye çalışacak. Bu seçim güvenliğini de tehlikeye atacak.  İktidar şunu diyor ‘halkın bildikleri benim bilmesini istediğimle sınırlı kalacak’ demek istiyor" dedi.

‘YEDİLİ İTTİFAK YENİ YOL AÇACAKTIR’

HDP’nin çağrısıyla 7 parti ve örgütün bir araya gelmesinin son derece olumlu olduğunun altını çizen Türmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yedili ittifak bir seçim ittifakı değil ama bir demokrasi ittifakıdır. Yeni kurulacak iktidara bu ittifak bir ufuk, bir yol açacaktır. Türkiye'de böyle bir ittifaka ihtiyaç var. Bu fırsatı kullanmak gerekiyor. Ezilenlerin sesinin mecliste olması gerekiyor. Ezilenlerin, halkaların kendisiyle ilgili kararları vermek için bu kanalları oluşturmak gerekiyor. Altılı ittifak, altı doldurulmayan bir şey. Yani parlamenter sistem deniliyor hatta güçlendirilmiş parlamenter sistem deniliyor. Bana içi boş bir şey gibi geliyor. Günümüz siyaset artık toplumun sorunlarına çözüm olmuyor. Parlamenter sistem güçlendirilecekse katılımcı sistemle yapılması lazım. Buda da halkın katılımıyla sağlanır. Anayasa, katılımcılık hakları anayasal düzenlemeye almalı." 

‘TÜKİYE’DE CİDDİ DEMOKRASİ SORUNU VAR’

Akademisyen-yazar Ayşen Uysal, "Birlikte değiştireceğiz" sloganın üzerinde derinlikli düşünmeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’de çok fazla kırılganlıkların yaşandığını belirten Uysal, "Değişime belki de duymak istemediklerimizden başlamalıyız. Özellikle kırılganlıklar yaşandığı için birlikte mücadele etmek giderek zorlaşıyor. Bir aradalık, ortaklık kuruldu anlamına gelmiyor. Bir amaç için kolektif amaç için hareket etmektir. Bu kolektif birliktelikle özelikle iktidarın değiştirilebildiği seçim gibi önemli dönemlerde bunu ortaya koymak gerekiyor. Ama birlikteliğin sağlanması gibi ciddi sorunlar var bu sorunların öncelikle konuşulması ve çözülmesi gerekiyor. Siyasal, ekonomik krizler yaşanıyor ve iktidar artık yönetemiyor. İktidar bir tahakküm kurmuş durumda. Sorunun sadece iktidar olmadığını, örgütlerde ciddi bir demokrasi sorunu olduğunu görmek ve konuşmak gerekiyor. Yani bunları dönüştürmek üzerine neler yapılabilir diye işe başlamak gerekiyor" dedi.   

‘HALKTAKİ KAYGILAR GİDERİLMELİ’

KONDA eski Genel Müdürü Bekir Ağırdır, ilk olarak yeni seçim sürecine girerken toplumda sıkça duyulan "iktidar seçimi yaptırmaz. Seçimi kaybetse de bırakmaz" kaygısının sonlandırılması gerektiğinin altı çizdi. Bu yaklaşımın son derece tehlikeli bir yaklaşım olduğuna vurgu yapan Ağırdır, "Vatandaşın beklediği, çare bulmaktır. Korku bulmak değildir" dedi. İktidarın siyasi alana olan müdahalelerini aktaran Ağırdır, iktidarın bundan sonraki süreçte de siyasi alanı daraltmaya devam edeceğinin uyarısını yaptı. Ağırdır, "Daha yaşayacaklarımızın fragmanını yaşadık. Önümüzdeki 15 ay boyunca da daha farklı yöntemlere başvuracaklar. Sadece çıkaracakları dezenformasyon yasası değil bir sürü başka şeylerde mümkün" ifadelerini kullandı.  

‘MUHALEFET BÜYÜTÜLMELİ’

Bugün kurulan altılı masanın devletin gözünden baktığını ve liderlerinin ise birbirlerine güven duyduğunu ifade eden Ağırdır, bu masanın kolay kolay bozulamayacağını belirtti. Altılı masa içerisinde bulunan siyasi partilerin bir arada bulunma nedenlerinin halen iktidarı tek başlarına geçemeyecek olmalarından kaynaklı olduğunu belirten Ağırdır, "Bu masanın kazanmaktan başka bir çaresi yok" dedi. Ağırdır, muhalefeti büyütmekten başka bir sonucun iktidarı geri düşüremeyeceğini dile getirdi.

‘UMUDU ÖRGÜTLEMELİYİZ’

Halen ülkede seçim güvenliğini ciddiye alan kimselerin olmadığını buna altılı masa ve diğer muhalefet partilerinin de dahil olduğunu dile getiren Ağırdır, "Onlar sanıyorlar ki seçim sadece seçim sandıklarından ibaret. Halbuki seçim güvenliği denen şey bilgi alma hakkı ve ifade özgürlüğü meselesi. Seçmen kararının oluştuğu süreç özgür ve demokratik yöntemler için çalışmıyorsa sandığı oraya koymuşsunuz koymamışsınız bir önemi yok. Evet sivil toplum sandıklara sahip çıkacak organizasyonu yapıyor zaten. Ama önemli olan bu sürecin örgütlenmesi. Yeni dönemde vatandaşı seçime ikna etmelisiniz. Çünkü seçime katılım oranının düştüğü her oran iktidara yarıyor. Bunun için seçimde gençler çok önemli. Gençleri sandığa getirmezsek bu olmaz. Umudu örgütlememiz lazım" dedi.

Sunumların ardından siyasi parti temsilcileri söz aldı.

KÜRTLERİN KOLEKTİF HAKLARI

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Cavid Uğur, Türkiye'nin çok uluslu bir devlet olduğunu ve bu ulusların başında ise Kürt halkının geldiğini söyledi. Kendini Kürtlerin yerine koymadan, Kürtlerin kolektif haklarını savunmadan Türkiye'de demokratik Cumhuriyetin inşa edilmeyeceğinin altını çizen Uğur, "Kürtlerin kendi kaderini demokratik, eşit yurttaşlık temelinde bir toplum inşasını savunmadan bir araya gelemeyiz. Ayrılıklarımızı konuşmaktan ziyade aslında bu hem fikirliğimizi konuşup bunu dönüştürmek için yeni mecralara ihtiyaç var" şeklinde konuştu.

ÜÇÜNCÜ YOL

Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ, egemen güçlerin hesaplaştığı bir süreçte 7'li masanın kurulmasının önemine vurgu yaptı. Akdağ, "Bizim üçüncü yol dediğimiz yol halkın seçimlerde siyaset sahnesinde söz sahibi olduğu ittifaklardır. Savaş siyaseti karşısında bizim daha toplumsal ve yerelden siyaset üreme, farklıkları gören çoklu öznelerle irtibatını, sonrada ortak eylemini örgütlemeye ihtiyacımız var" dedi. 

UMUT YEDİLİ MASADA

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, "Bugün AKP-MHP faşizmine karşı ortaya çıkan iradenin ortaya ne çıkaracağı bir önemli. 'Birlikte değiştireceğiz' buluşması anlamlı ama burada yapılan toplantıları sokağa çıkarmak gerek. Seçimde 7'li ittifakın bir araya gelmesi ve toplumsal muhalefeti nasıl bir arya getireceği önemli. Yani 6'lı masadan bir umudumuz yok. Bir yandan AKP-MHP faşizmi diğer taraftan 6'lı masaya mahkum olmayacağız" diye belirtti.

Konuşmaların ardından konferans sona erdi. (MA)

Öne Çıkanlar