Covid-19 etkisi: İstanbul'da 20 bin, Ankara'da 15 bin işletme faaliyetini durdurdu

Covid-19 etkisi: İstanbul'da 20 bin, Ankara'da 15 bin işletme faaliyetini durdurdu
İstanbul Ticaret Odası, İstanbul'da 20 bin işletmenin, Ankara Ticaret Odası ise başkentte 15 bin işletmenin geçici süreyle ya da tamamen faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.

Ticaret odaları, pandemi sürecinde zor günler yaşayan işletmeler için çeşitli vergi yükümlülüklerinin askıya alınması gerektiğini ve dükkân kiralarında düzenleme yapılması gerektiğini söylüyor.

İşletmelerini kaybeden ve BBC Türkçe'ye konuşan Ankaralı esnaf ise pandemi sürecinin aylarca uzamasını finansal olarak kaldıramadıklarını anlatıyor.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Coronavirus ile mücadele çerçevesinde alınan kısıtlama kararlarıyla Ankara genelinde yaklaşık 15 bin işletmenin ya geçici süreyle kapandığını ya da çok düşük iş hacmiyle faaliyetlerine devam etmek durumunda kaldığını açıkladı.

Pandeminin başından bu yana hiç açılmayan iş yerlerinin bulunduğunu, açılanların ise çok düşük iş hacmiyle ayakta kalmaya çalıştığını belirten Baran'a göre Ankara'da hizmet sektörü zor günler yaşıyor.

Salgın sebebiyle sokağa çıkma kısıtlamalarının başladığı ve işletmelerin faaliyet durdurmak zorunda kaldığı nisan-haziran aylarında, mücbir sebep kapsamına alınan işletmelerin vergi, SGK gibi yükümlülükleri ekim-aralık ayına ertelenmişti. Ancak bu ödemelerin yapılması gerektiği şu günlerde, Türkiye yeniden karantina ve sokağa çıkma yasaklarıyla karşı karşıya.

YAPILANDIRILAN BORÇLARIN GERİ ÖDEMELERİ OCAK AYINDA BAŞLIYOR

Baran, işletmelerin bu borçları ödeyemediğini söylüyor:

"Yapılandırma kapsamında ertelenerek taksitlendirilen borçların ödemeleri de ocak ayında başlayacak. Mevcut şartlarda bu borçların ödenmesi konusunda da güçlükler olacak. Üyelerimiz, yapılandırma ödemelerinin de ileri tarihe ertelenmesi beklentisi içindedir."

Türkiye'deki üç işletmeden birini temsil eden İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ise İstanbul'da Covid-19 hakkında alınan kamusal tedbirler nedeniyle 'kapalı olmasına karar verilen' yaklaşık 20 bin işletmenin vergi yükümlülüklerinin askıya alınması gerektiğini söylüyor.

Avdagiç'e göre kapanan ya da önemli bir ciro kaybına uğrayan bu işletmeler için faizsiz kredi desteği sağlanması, vergi yapılandırmasının yanı sıra matrah artırımı ile stok, kasa ve sicil affı uygulanması, bir müddet için kira stopaj oranının sıfıra indirilmesi gerekiyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Bilgi Erişim Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de 2019 yılında 85 bin 263 yeni işletme açılırken, 14 bin 50 işletme kapandı.

2020 yılının ilk 10 ayına ait verilere göre ise bu yıl 85 bin 452 yeni işletme açılırken, 11 bin 784 işletme ticari faaliyetlerine son verdi.

İstanbul ve Ankara ticaret odaları ise koeronavirüs salgını döneminde kağıt üstünde kapanmasa da faaliyetlerini tamamen durduran binlerce şirket olduğunu ifade ediyor.

YEDİ AYDIR KİRAMIZI ÖDEYEMİYORDUK, TEK ÇAREYİ KAPATMAKTA BULDUK

Ankara'nın tarihi bir semti olan Ulus'ta, kentin en eski çarşı ve pazarları bulunuyor. Şehirdeki AVM sayısının artması ya da kent merkezinin yıldan yıla başka semtlere kaymasına rağmen Ulus, özellikle alım gücü düşük vatandaşların alışveriş yaparken tercih ettikleri yer olma özelliğini koruyor.

Ancak Ulus'ta konuştuğumuz esnaf, pandeminin doğrudan orta-alt gelir sahibi vatandaşları etkilemesi sebebiyle çok zor günler yaşadığını anlatıyor.

12 yıllık restoranını geçtiğimiz hafta kapatmak zorunda kalan Ümit Zedelenmez, son iki yıldır ekonomik olarak sıkıntıda olduğunu, bir de üzerine pandemi eklenenince işletmesini kapatmaktan başta bir çare bulamadığını anlatıyor:

"Pandemiden dolayı restoran içinde oturmak yasaklandı, hafta sonları sokağa çıkma yasağı geldi. Son birkaç yılda azalan işler, pandemiyle birlikte had safhaya ulaştı. Yedi aydır kiramızı ödeyemiyorduk. Sokakta gezen insan sayısı çok azaldığı için satışlarımız yüzde 50 düşmüştü. Sadece paket servisle dönmüyordu. Tek çareyi iş yerini kapatmakta bulduk. Yedi çalışanım da şu an işsiz kaldı."

"Bir dönem işçilerimiz için kısa çalışma ödeneğinden faydalandık, düşük faizli kredi çektik. Krediye borçlanmış olduk ama bununla bir müddet daha hayatımızı idame ettirdik. Esas sorun işyeri kirasıydı. Devlet bu konuda bizler için teşvik çıkarmalıydı. Borçların ötelenmesi çözüm değildi. İş yapmadıktan sonra ileride nasıl ödeyeceğiz? Pandeminin bu kadar uzaması sıkıntı yarattı."

Zedelenmez, orta alt gelir sahibi vatandaşlara hitap eden bir restoran oldukları için salgından daha fazla etkilendiklerini düşünüyor:

"Ticaret hayatım boyunca bunun gibisini hiç yaşamadım. Yasaklar bir yandan, hastalık bir yandan…"

Zedelenmez ailesi şimdi, Ulus'ta perakende satış yapan bir dükkân ile sıfırdan başlıyor.

EVİMİ SATIP KİRAYA ÇIKMAK ÇOK AĞRIMA GİTTİ

Hacı Bayram Camii'ne yakınında bir işkembeci restoranı işleten Zekeriya Şimşek, 250 bin TL yatırımla bir yıl önce kurduğu restoranı pandemi sebebiyle kapatmak zorunda kaldığını söylüyor:

"Zaten ekonomide daralma vardı, pandemi de başlayınca işler yüzde 80 azaldı. Çorbacısın, insanlar dükkâna girip çorba içemiyor ama kira işlemeye devam ediyor. 13 bin lira kirası vardı, iş olmadan nasıl ödeyelim? İşçi parası, et parası, giderler…"

"İşin içinden çıkamaz olduk. Kâr marjımız düşünce ortağım ayrılmak zorunda kaldı, ben de evimi satıp onun payını ödedim. Evimi satıp kiraya çıkmak çok ağrıma gitti. Bir esnaf olarak evde de çocuklarınızın, eşinizin gözünde itibarınız düşüyor. Evde de işte de huzurumuz kalmadı. Bilmiyorum ne olacak ama sonu kötüye gidiyor."

Bir işletmenin kapanması sadece sahibini değil, civarda iş yapan diğer iş kollarına ait işletmeleri de olumsuz etkiliyor.

Şimşek, "Sadece benim dükkanımın bulunduğu binada hac, umre seyahatleri düzenleyen yaklaşık 30 acente pandemi yüzünden kapatıp gidince düzenli müşterilerimizi de kaybettik" diyor.

Şimdi yine Ulus'ta daha küçük bir işkembe dükkânı ile üç çocuklu ailesinin geçimini sürdürmeye çalıştığını anlatan Şimşek, kapatmak zorunda kaldığı dükkânın borçları ve piyasadaki durgunluk düşünüldüğünde, bu işini de kaybetmekten endişeleniyor:

"Elimizde kalan diğer dükkânı da şu an kasaba borçlanarak döndürüyoruz. Bugün kira günümüz, 4 bin 630 lira kira vermem lazım, vallahi para yok. Parça parça ödemeyi teklif edeceğim. Geçen ay da evimizi sattığımız paradan kalanlarla dükkân kiramızı ödemiştik ama artık son noktaya geldik."

"Bu işe 13 yaşımda bulaşıkçılıkla başladım, şükür Allah şimdi esnaflık yaptırıyor bize. Her dönemi gördüm ama hiç bu kadar vatandaşı ekmeksiz, ortada koyan bir dönem yaşamamıştık. Büyük bir boşluğun içerisindeyiz. Daha fazla bankalarda borç batağına sürüklenmeden, devletten destek bekliyoruz."

"Vergimizi ödemeyelim demiyoruz ama bu süreçte vergi borçlarımız birikti. Faiz işlemeden ödemek istiyoruz ama olmuyor. Devlet bu süreçte bizden faiz almamalı, dükkân kiralarına zam yapılmasının önüne geçmeli."

48 SENEDİR ESNAFIM AMA YOLUN SONUNA GELDİK

Yaklaşık 50 yıldır Ulus'ta matbaacılık, kırtasiyecilik, davetiye işleri yapan Güner Çinçin ise en son 15 gün önce müşteri aldığını anlatıyor.

Fiili olarak iflas etmiş durumda olduğunu söyleyen Çinçin de Ulus esnafının birbiri ardına kepenk indirmesiyle iflasın hızlandığını anlatıyor:

"Civardaki diğer esnaflar dükkanları kapatıp iş yapamadıkça bize de afiş, kartvizit, ilan işleri gelmemeye başladı. Normalde her yıl bu dönemlerde, yılbaşı sebebiyle sabaha kadar iş alır, yetiştirmeye çalışırdık. Şu anda tamamen bitmiş durumda. Bu dükkân bana ait olmasa çoktan kapatmıştım. Bu şekilde kimse ayakta duramaz."

"Pandemi tedbirlerini alırken esnafı düşünmediler. İnsanların eve götürecek ekmeği yok. İki tane öğrenci çocuğum var, Allah'tan okullar kapalı. Okula gidiyor olsalar yol parası, harçlık parası… İlkokul çocuğuna bile en az 10 lira vermek zorundasın. O parayı nereden çıkaracağım?"

"Pandemide faiz düşüktü, kredi çekiyorduk, öbür krediyi kapatıyorduk. Kalan parayla bir iki ay idare ediyorduk. Şimdi faiz de yükseldi, kredi çekmeye kalksak öbürünü kapatmıyor ki? Emekli maaşım ev kredisine gidiyor. Allah'tan, yani, annemle babam vefat edince onlardan kalan malı sattık da onunla idare ediyoruz şu an. Yoksa dükkândan para kazandığımız falan yok."

Çinçin, "48 yıllık esnafım ama yolun sonuna geldik" diyor:

"Esnaflık hayatımda böyle bir dönem yaşamadım. Bu dükkân hem beni hem annemi hem babamı emekli etmişti. Şimdi ise ne yapacağımız belli değil. Sadece bizim işte sorun olsa gider iş değiştirirsin ama tüm esnafın hali aynı."

ŞU ANA DEK İŞLETMELERE HANGİ KAMU DESTEĞİ SAĞLANDI?

Salgın sürecinde en öne çıkan uygulamalardan biri Kısa Çalışma Ödeneği oldu.

Hastalık sebebiyle iş yerinde çalışma süresini üçte bir oranında azaltmak ya da tamamen durdurmak zorunda kalan işletmeler, çalışanların sigortaya tanımlanmış maaşlarının bir kısmının devlet tarafından karşılanması için Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalandı.

En fazla üç ay süreyle tanımlanan bu hak, Bakanlar Kurulu kararı ile üçer aylık periyotlar şeklinde uzatılabiliyor.

Pandemi sebebiyle mücbir sebep kapsamında yer alan sektörler, 65 yaş üzeri kişiler ve kronik rahatsızlıkları bulunanların SGK primleri kasım-aralık ayına ertelendi.

Bu sektörler içerisinde perakende, demir, çelik ve metal sanayii, madencilik ve taş ocakçılığı, bina inşaat, sinema ve tiyatro, konaklama faaliyetleri, yiyecek-içecek hizmetleri, etkinlik ve organizasyon gibi iş kolları yer aldı.

Konaklama vergisinin kasım ayına dek uygulanmaması karara bağlandı. Otel kiraları ile ilgili vergiler nisan, mayıs ve haziran ayları için altı ay ertelendi.

Stopaj gibi kaynaktan yapılan kesintilere ait ödemelerin muhtasar beyannameleri üç ay ertelendi. Kurumlar vergisi tahakkuk ve ödemesi 30 Nisan'a uzatıldı.

Esnaf ve sanatkârlar, Halkbank'a olan kredi borçlarının nisan, mayıs ve haziran anapara ve faiz ödemelerini üç ay faizsiz olarak erteleyebildi.

Kredi Garanti Fonu limiti 25 milyar TL'den 50 milyar TL'ye çıkarıldı. Kredi önceliğinin mevcut koşullardan olumsuz etkilenen ve likidite ihtiyacı ve teminat açığı oluşan firmalar ve KOBİ'lere verileceği açıklandı.

Nisan, mayıs ve haziran aylarında temerrüde düşen firmalara ait kredi siciline mücbir sebep notu düşüldü.

Öne Çıkanlar