CHP'den YSK açıklaması: Hatalar CHP tarafından belirlendi, İçişleri Bakanlığı'nın utanması lazım

CHP'den YSK açıklaması: Hatalar CHP tarafından belirlendi, İçişleri Bakanlığı'nın utanması lazım
CHP'li Adıgüzel, Kılıçdaroğlu'nun 'Bizim elimizdeki seçmen bilgileri YSK'de yok' ifadesine ilişkin 'Hatalar CHP tarafından belirlendi, İçişleri'nin bunu duyunca utanması lazım' dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Toplantının ana gündeminde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bizim elimizdeki seçmen bilgileri YSK’de yok" ifadesi vardı.

CHP’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu ise Kılıçdaroğlu’nun ne anlatmak istediğini açıklamış, ellerindeki bilgilerin harfiyen doğru ve yasal olduğunu belirterek, çapraz kontrol yaptıklarını söylemişti. CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise "Biz YSK’den gelen ham verileri kontrol ediyoruz, il ve ilçe örgütlerimizden gelen bilgilerle bu verilerin tutarlılığını test ediyoruz, elimizdeki bilgilerle zenginleştiriyoruz ve YSK'nin yanlışlarını düzeltiyoruz" değerlendirmesinde bulunmuştu.

Kılıçdaroğlu'nun tartışma yaratan sözlerine ilişkin konuşan Adıgüzel, "Hatalar CHP tarafından belirlendi, İçişleri Bakanlığı utansın. İktidar partisinin bize teşekkür etmesi lazım" dedi. Adıgüzel, 2019 seçimlerinde yaşanan bir olayı da anlattı. Adıgüzel, "2019 seçimlerinde Üsküdar'da bir kapı numarasında 40 seçmen olduğunu görünce gittik baktık. AK Parti'li meclis üyesinin evi çıktı" dedi.

-CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel

‘YSK’DA OLMAYAN BİLGİLER CHP’DE VAR’

Adıgüzel'den önce söz alan Altay, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Umarım, Yüksek Seçim Kurulu'nu ama daha ziyade İçişleri Bakanlığı'nın sorumluluğundaki MERNİS'in yeniden bir ele alınmasına, elden geçirilmesine vesile olur. Evet Yüksek Seçim Kurulu'nda olmayan bilgiler Cumhuriyet Halk Partisi'nde var kardeşim var. Bunu söyler söylemez; ‘bu kişisel verileri koruma mevzuatına aykırı, bu suç’ diye İçişleri Bakanı da 3 maddelik bir açıklamada bulmuş. ‘Kaç Suriyeli seçmen var’ diye YSK'ya sorun, bu bilgiyi alamazsınız ama CHP’de var. Mesela kaç mükerrer seçmen var? Bizde var... Mesela 7 kriteri aynı anda aynı olan kaç seçmen, seçmen sayısı ve illere dağılımı var? YSK'ya bunu sorun, vallahi bilemez. Yani adı, soyadı, ana adı, baba adı, doğum yeri, doğum tarihi ve cinsiyeti; yedi kriteri de aynı olan seçmen sayısını Onursal Bey şimdi söyleyecek. Ama YSK bilemez.

‘SOYLU AYIP ÖRTME TELAŞINDA’

"Ama ben şunu söyleyeyim. Sayın Soylu kamuoyuna açıkladığı CHP'ye kendince ayar veren, tehdit eden açıklamasının ikinci maddesine demiş ki: ‘Eğer bahsettiğiniz konu YSK'nın her yıl siyasi partileri verdiği bilgilerin partilerce tasnifiyse, kamuoyunu yanılttığınız ve kurumları töhmet altında bıraktığınız için hemen özür dileyin’ demiş. Şimdi ben Soylu'ya buradan söyleyeyim: Biz YSK'yı töhmet altında bırakmıyoruz. YSK kendine kanunla çizilmiş görevleri yapar. İçişleri Bakanlığı, yani MERNİS işi doğru yapamadığı için, YSK tüm verileri oradan otomatik aldığı içinde YSK'nın hatalarının da büyük çoğunluğunun sorumlusu İçişleri Bakanlığı'dır; suç işleri diyoruz ya biz, orasıdır, dolayısıyla Soylu'dur. Aslında Soylu bu açıklama ile kendi kusur ve ayıplarını örtmenin telaşına düşmüştür."

‘AKP SUYU BULANDIRMAYA ÇALIŞIYOR’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel de basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu:

"Genel Başkanımız çok basit ve net bir ifade kullandı. ‘Bizim elimizdeki seçmen bilgileri YSK'nın elinde yok’ dedi. Çok açık ve net, somut bir gerçekliği ifade etti. Gördük ki, Adalet Kalkınma Partisi sözcüleri bir telaşa kapıldılar. CHP’nin  yasalara, kanuna uygun bir şekilde yaptığı çalışmayı gölgelemeye çalıştılar. Ben, en son söyleyeceğimi ilk söylemek isterim: Adalet ve Kalkınma Partisi önümüzdeki ilk seçimleri kaybetme korkusuyla suyu bulandırmaya çalışıyor.

"Seçime katılma yeterliliği olan siyasi partilerle SEÇSİS sistemi üzerinden YSK bilgileri paylaşılıyor. YSK bu bilgileri İçişleri Bakanlığı'nın MERNİS sisteminden alıyor. YSK'nın bu bilgileri mantıksal olarak işleme yetkisi yok ama İçişleri Bakanlığı bu bilgileri kontrol etmek zorunda. Cumhuriyet Halk Partisi de SEÇSİS'ten Adalet ve Kalkınma Partisi gibi, Milliyetçi Hareket Partisi gibi bütün partilerin sahip olduğu aynı bilgileri alıyor. Sonra da YSK'nın yapmadığı kontrolleri, İçişleri Bakanlığı'nın yapmadığı çapraz kontrolleri ve analizleri yapıyor. Aynı zamanda veri zenginleştirmesi de yapıyor. Yani YSK'nın verdiği verilerle yetinmiyor, aynı zamanda veri zenginleştirmesi yapıyor.

"İktidar temsilcileri ne hikmetse buradan algı yönetmeye çalışıyorlar ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu çağda yapmış olması gereken ve en önemli başlıklardan biri olan veri analizini, veri zenginleşmeyi de algı yönetimiyle sorunlu bir iş olarak göstermeye çalışıyorlar. Tabii gel gelgelelim ‘hiçbir şey olmasa da bir şeyler oldu’ diyen iktidar temsilcileri ne kadar benim anlatacağım teknik detayları anlayacaklar, şüphelidir, bilemem. Ama ben kamuoyunun bu kirli algı yönetimine karşı bilgilenmesi ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sözcülerinin bu saldırısını boşa çıkarmak için sizle yaptığımız çalışmaları adım adım paylaşmak istiyorum.

‘ŞÜPHELİ KAYITLARI YSK’YA DÜZELTTİRİYORUZ’

"Örneğin 2019'da seçmen olan biri, bugün hâlâ seçmen mi, buna bakabiliyoruz. Çarpraz kontroller yapıyoruz. Ne var bu çapraz kontrollerin içinde? Bu çapraz kontrollerin içinde özellikle bir ilçedeki seçmen hareketliliği var. Düşünün ki bir ilçeye yeni bir seçmen gelmiş. Bu seçmeni biliyoruz. Eğer yaşı bu seçmenin 18-19 yaşındaysa, ilk defa oy kullanacak biri diyoruz. Ama bu kişi 60'lı yaşlarında ve Suriye doğumlu biriyse, Suriyeli bir yabancı seçmen yapılmış diyoruz, bunu orada görebiliriz. Aynı şekilde o bölgeden giden seçmenleri görebiliyoruz, listeden düşenleri görebiliyoruz. YSK'nın bizle paylaştığı çerçevede engelli seçmenleri görüyoruz. Demografik yapı analizi yapıyoruz. Ankara'da en çok hangi doğum yerine sahip olan seçmenleri görebiliyoruz. Bunların hangi mahallede yaşadığına kadar görüp, orada seçim stratejimizi, propaganda çalışmalarımızı şekillendirebilme fırsatımız var.

"Yetmiyor aynı zamanda öyle analizler yapıyoruz ki, risk gördüğümüz seçmenler olabiliyor. Nasıl? 100 yaşının üzerinde ama ilk defa seçmen olmuş ya da bir kapı numarasında düşünün ki İstanbul'da bir dairede40-50-60 seçmen var. Biz bu listeyi aldıktan sonra birkaç saat içinde arkadaşlarımız bu çalışmayı bitirmiş oluyor ve bu defa saha kontrolleri başlıyor. İlçe başkanımıza diyoruz ki; git, bu evi kontrol et, burada bir sorunlu seçmen var. Gidiyor, bize geri bildirim alıyor ve artı bir bilgi daha almış oluyoruz. Ya da o gidip o kapıyı çalıyor, diyor ki: Burada 40 kişinin yaşaması imkansız, burası 100 metrekare bir daire; nasıl 40 kişi yaşayabilir? Bu verileri de tekrar kendi sistemimize işliyoruz. İşlemek yetmiyor, YSK'yı da bu konuda uyarıyoruz her adımda bakın burada bir sorun var diye. Aynı zamanda İlçe Seçim Kurullarına gidip itirazlar yapıyoruz. YSK'ya bildiriyoruz bu sorunları ki, seçmenin iradesine bir leke sürülmesin. Tabii ne olmuş oluyor? Aslında YSK'nın bu anlamda da iki adım önüne geçmiş oluyoruz. Hem eldeki verileri birleştirdik, zenginleştirdik, aynı zamanda saha kontrolleri yaptık. YSK'nın kontrol yapma gücü yok, yetkisi yok, görevi de değil. Bunu kim yapabilir? İçişleri Bakanlığı'nın kolluk kuvvetleri yapabilir ama eğer bir dairede 60 kişi, 70 kişi oturuyorsa bir kapı numarasında, bu görevi yapmak aslında Süleyman Soylu'ya düşer. Yani işin aslında bigdata çağında siyasi partinin yapacağı analizlerin hepsini yapıyoruz. Özetle bunları da YSK ile paylaşıyoruz ve verilerimizi zenginleştirerek süreci ilerletiyoruz. Bu 2018 seçimleri öncesinde bizim Yüksek Seçim Kurulu'na gönderdiğimiz 87 isimden oluşan bir liste var.

"Biz, biraz önce söylediğim gibi analizler yaptık. Bunu YSK'ya gönderdik ve YSK bunların yanlış olduğuyla ilgili bize geri bildirim yaptı. Ama burada çok daha büyük bir sorun var. İçişleri Bakanlığı'nın bunu duyunca utanması lazım, bu sorun Cumhuriyet Halk Partisi tarafından düzeltildi. Bakın soy ismi olmayan seçmenler gönderildi bize. 2018 yılında, seçimlere bir hafta var ama soy ismi olmayan seçmenler var. Bunların hepsini Cumhuriyet Halk Partisi yapmış olduğu çalışmalarla düzeltti. Aslında biz SEÇSİS sistemiyle paralel çalışan, oradan aldığımız ve bütün partilerin almakta serbest olduğu bilgileri işliyoruz ve bunun doğrultusunda da çalışmaların doğru bir şekilde sandığa yansımasına çalışıyoruz.

‘DEVLET GÜCÜNE KARŞI MÜCADALE VERİYORUZ’

Yine önemli bir örnek olduğu için vermek istiyorum: Bir kapı numarasında Üsküdar'da 40 seçmen olduğunu görünce gittik burada kim var diye. Adalet Kalkınma Partili bir meclis üyesinin evi çıktı. Soy isimleri farklı; bu evde 40 seçmen, yani seçmen yığması yapılmış. Bunu nasıl belirledik? Bunu kurmuş olduğumuz sistemle, yapmış olduğumuz analizlerle belirledik. Bir hanede 5'ten fazla kişinin oturduğu listeyi çıkar dediğimizde bir kapı numarasında, bizim sistemimiz bunun sonucunu bize veriyor. Ama bunu yapmak isterse Adalet ve Kalkınma Partisi de yapabilir, Milliyetçi Hareket Partisi de yapabilir, başka bir parti de yapabilir.  Bizim aslında yaptığımız bu çalışmanın hepsi seçmenin iradesinin sandığa doğru bir şekilde yansımasını sağlamaktır. İktidar temsilcilerinin de bundan rahatsız olmaması gerekiyor. Tam tersi Cumhuriyet Halk Partisi'ne teşekkür etmeleri gerekiyor. Ama izliyoruz, talimatla yazılar yazılıyor, akıl almaz açıklamalar yapılıyor. 

"Adalet ve Kalkınma Partisi bütün devlet gücüyle çeşitli ayak oyunları yaparak seçimlerle ilgili kendini tekrar iktidara taşımaya çalışıyor. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak veri bilimini en hakiki mürşit kabul ettik. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ve Milliyetçi Hareket Partisi'nde sahip olduğu verilere teknik çalışmalarla anlam kazandırılarak, bu devlet gücüyle mücadele ediyoruz, mücadele etmeye devam edeceğiz. Görüyoruz ki birileri ayak oyunlarının bozulacağından korkuyor ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu süreci takip etmeye devam edeceğiz. YSK'yı, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni, İçişleri Bakanlığı'nı bir adım arkalarından takip edeceğiz

‘BAVULLA TAŞINAN KİŞİSEL VERİLERİN HESABI VERİLMEDİ’

İçişleri Bakanı olaya yeni bir boyut getirdi. Dedi ki: ‘Benim Kişisel Veriler Kanunu hassasiyetim var.’  O zaman ben de buradan İçişleri Bakanı'na 2 önemli soru sorarım: Şu bavulların hesabını verecek mi bize? Ne var bu bavullarda değerli arkadaşlar? 2019 İstanbul seçimlerini hatırlayın: 2019 İstanbul seçimlerinde Adalet Kalkınma Partisi seçimi kaybetmiş olmanın vermiş olduğu telaşla ne yapacağını şaşırdı, ne yapacağını şaşırdı ve binlerce seçmenin çok hassas kişisel sağlık verilerini bu bavullarla doldurdu, YSK'ya götürdü. Adalet ve Kalkınma Partisi hangi güçle, hangi bakanlığın emriyle bu verileri elde etti. Sayın İçişleri Bakanı bunu sordu mu?İkinci olarak yine kamuda çalışan görevlilerin verileri, Adalet Kalkınma Partisi'ne teslim edildi. Onlar da İstanbul'da seçim sandıklarında görevli memurların memur olup olmadığını araştırdı. Bu veriler kimler tarafından Adalet Kalkınma Partisi'ne teslim edildi? Bunu sordu mu? Bu bavullardaki verilerin hesabını sordu mu ki, bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve aslında bütün partilerin aldığı verilerle hazırlamış olduğu çalışmalara çamur atmaya çalışıyor.İkinci sorum: Yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın görüntülerini MOBESE'de paylaşan -ki İçişleri Bakanlığı'mızın sorumluluğu altındadır biliyorsunuz MOBESE kayıt sistemi- paylaşan kişilere soruşturma açma yetkisini neden vermedi? Soruşturma açma iznini neden vermedi?"

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar