Cezaevleri raporu: Tecrit ve izolasyon kalıcı hale getirildi

Cezaevleri raporu: Tecrit ve izolasyon kalıcı hale getirildi
Van F, T Tipi ve Yüksek Güvenlik Cezaevi ile Patnos L Tipi Cezaevi’ndeki hak ihlallerine ilişkin raporda, yaratılan tecrit ve izolasyon ortamının kalıcı hale getirildiğine dikkat çekildi.

Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Van Şubesi, Van F ve T Tipi Cezaevi, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi ve Patnos L Tipi Cezaevi’ndeki hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu açıkladı. Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda yapılan açıklamaya, hukukçuların yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü eşbaşkanları ve yöneticileri ve Tevgera Jînen Azad (TJA) aktivistleri de katıldı.  

'TECRİT VE İZALASYON ARTTI'

Raporu okuyan ÖHD Van Şube Yöneticisi avukat Ekin Yeter, antidemokratik rejimlerin baskı mekanizmalarını artırmak üzere gerçekleştirdikleri uygulamaların özellikle hapishanelerde etkisini gösterdiğini söyledi. Türkiye cezaevlerinde uzun süredir hak ihlallerinin artarak devam ettiğini dile getiren Yeter, "Özellikle pandemi bahane edilerek çıkarılan infaz kanunu değişikliğiyle infaz koşulları ağırlaştırılmış, pandemi koşullarının da eklenmesiyle birlikte ihlaller giderek artmış, hapishanelerde henüz normalleşmeye geçilmediği için hapishanelerde yaratılan tecrit ve izolasyon ortamı da kalıcı hale getirilmiştir" dedi.  

13 TUTUKLUNUN İNFAZI ERTELENDİ 

Söz konusu cezaevlerinde oluşturulan heyetin 23-27 Mayıs tarihlerinde ziyaretler gerçekleştirdiğini aktaran Yeter, tüm cezaevlerinde hak ihlallerinin en üst boyuta taşındığını söyledi. Van F ve T Tipi ile Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki hak ihlallerini aktaran Yeter, pandemi bahane edilerek gözetim kurulu kararları gerekçesiyle birçok tutuklunun infazının yakıldığını dile getirerek, "Mahpuslar ile gerçekleştirilen görüşmelerde ‘Pişman mısın, çıkınca ne yapacaksın?’, ‘X örgütünü terör örgütü olarak görüyor musun?’ şeklinde sorular sorulduğu, hali hazırda 13 mahpusun tahliyesinin 3, 4 veya 6 ay ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır" dedi. 

HAK İHLALLERİ 

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini sıralayan Yeter, şunları belirtti: 

"*Hapishanelerde sık ve kalabalık bir şekilde oda aramalarının yapıldığı, Oda aramalarında inceleme gerekçesiyle kitapların ve defterlerin götürüldüğü ancak 4-5 ay geri verilmediği,

*Sosyal faaliyetlerin başlayacağının mahpuslara söylendiği ancak henüz hiçbir sosyal faaliyetin başlamadığı, yemeklerin kötü olduğu ve yetersiz verildiği,

*Patnos L Tipi Hapishanesi’nde ayakta sayım dayatmasına karşı çıkmaları gerekçesiyle 7 Nisan 2022 tarihinde Bilal Babahan, Ferit Kaşçı ve Vedat Kalın isimli mahpusların darp edildikleri, 

*Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde yaşamını yitiren Ramazan Turan isimli mahpus için 3 günlük açlık grevi yapan 120 mahpusa Şubat ayında 1 aylık sosyal etkinlik cezası verildiği,

*Van T Tipi ve Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde günlük su kotasının olduğu, bu suyun çoğu zaman temizlik için bile yeterli gelmediği,

*Van T, F, Yüksek Güvenlikli ve Patnos L Tipi Hapishanesi’nde en az 31 hasta mahpusun olduğu ve tedavilerinin yeterli düzeyde sağlanamadığı,

*Ziyaret gerçekleştirilen birçok hapishanede mahpuslar tarafından koğuşlarda yapılan aramaların baskın şeklinde gerçekleştirildiği, tüm eşyaların dağıtıldığı, aramaların neye istinaden gerçekleştirildiğinin bilinmediği ve kısa zaman sonra tekrar aynı aramalara maruz kaldıkları beyan edilmiştir. 

*Mahpusların, hastane sevkleriyle ilgili sorunlar yaşadıkları, kemer ve saatlerini çıkarmaya zorlandıkları, kelepçeli muayene dayatıldığı, hastane gidiş gelişlerinde insan onuruna aykırı şekilde arandıkları ve günlerce karantina koğuşlarında kaldıkları için sevki mümkün olduğunca isteyemediklerini beyan etmişlerdir. 

*Yine 3 ayda en az 45 mahpusun kendi talepleri dışında ailelerinden uzak yerlere sürgün edildiği hususu tarafımıza aktarılmıştır.

* Yine aynı aileden tutuklu bulunan kişilerin birbirinden uzak ve farklı hapishanelerde tutulması ve açık görüş saatlerinin 1 saat olarak ve kişi sayısı sınırlı olarak uygulanması da ‘aile hayatına saygı hakkının’ ihlaline neden olmaktadır. 

*Yeni Yaşam, Evrensel gibi gazetelerin ve dergilerin verilmediği tarafımıza aktarılmıştır."
 
Yeter, son olarak tüm bu uygulamalardan derhal vazgeçilmesi çağrısı yaptı. (MA)

Öne Çıkanlar