Buldan’dan çağrı: Toplumsal barışın tesisi için sorumluluk almaya hazırız

Buldan’dan çağrı: Toplumsal barışın tesisi için sorumluluk almaya hazırız
Diyarbakır’da partisinin düzenlediği 'Demokrasi Buluşmaları' programında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kürt sorununun müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesini istedi.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK-Halkların Demokratik Partisi (HDP) "Demokratik Mücadele Programı" kapsamında başlattığı "Demokrasi Buluşmaları" programını Diyarbakır’da gerçekleştirdi. "Savaşa karşı barış ve yoksulluğa hayır" sloganlıyla yapılan programa HDP Eş Genel Eşbaşkanı Pervin Buldan, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek,  ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ve SKM MYK üyesi Satiye Ok katıldı.

ÇİFTYÜREK: MIZRAKLI HALKIN İRADESİDİR

İlk konuşmayı yapan KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, yerine kayyım atandıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı’ya verilen cezanın onanmasına sert tepki gösterdi. Çiftyürek, Mızraklı’nın halkın iradesi olduğunu söyledi. Çiftyürek’in gündeminde Şırnak ve Batman’da uzman çavuşların gerçekleştirdiği cinsel istismarlar da vardı. Çocuk ve kadınlara saldırılar gerçekleştiğini ifade eden Çiftyürek, "Hükümete sesleniyoruz: Kürt halkının en büyük değerleri kadınlar ve çocuklardır. Bu kirli siyasetten vazgeçin. Kadınlara köpekli saldırılardan vazgeçin" dedi.  

KAYA: SİYASET MEYDANI ASLA TERK EDİLMEMELİ

Çiftyürek’in ardından söz alan İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Ahmet Kaya, barışta ısrarcı olacaklarını söyledi. Savaşın hiç kimseye yararı olmadığını hatırlatan Kaya, mevcut iktidarın müzakerelerden kaçtığını söyledi. İktidarın Türkiye’nin hiçbir sorununu konuşmaya yanaşmadığını vurgulayan Kaya, medyanın tutumunu da eleştirdi. Ana akım medyanın tek sesli bir yayın politikası izlediğini ifade eden Kaya, "Bu şartlar altında Kürtler nasıl siyaset yapsın? Ovada siyaset dediniz, ovada siyaset yapıyoruz" diyerek siyaset meydanını asla terk edilmemesini istedi.

BULDAN: BARIŞI HAYKIRMAK İÇİN DİYARBAKIR’DAYIZ

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Diyarbakır’da savaş politikalarına "Hep Birlikte" karşı çıkmak barış ve çözüm taleplerini hep birlikte dile getirmek üzere toplandıklarını söyledi. Yürüttükleri Demokratik Mücadele Programı’nın sadece iktidarın politikalarına itirazla sınırlı olmadığını ifade eden Buldan, "İktidarın politikalarından rahatsız olan değişimi isteyen; barış, adalet ve demokrasi isteyen herkese ortak mücadelede buluşmayı hedefliyoruz. Şimdi bu mücadeleyi daha fazla büyütme zamanıdır. Herkese yönelen iktidar baskısı ve savaş politikalarına hep birlikte omuz omuza durarak karşı çıkmak zorundayız. Demokrasi, barış, adalet ve özgürlük mücadele edilerek kazanılır. İşte bu inançla yola çıktık, yürüyoruz. Bugün Diyarbakır'da olmamızın nedeni, iktidarın savaş politikalarına hep birlikte karşı çıkmak, savaşa hayır demek, hep birlikte barışı haykırmaktır" dedi.

"KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN, DEMOKRASİ SORUNU ÇÖZÜLMEZ"

Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğunu vurgulayan Buldan, demokrasi, adalet, hak, hukuk ve özgürlük sorunu ile Kürt sorununun birbiriyle bağlantılı olduğuna dikkat çekti. Biri çözülmeden diğerinin de çözüme kavuşmayacağını ifade eden Buldan, şunları söyledi: "Kürt sorunu çözülmeden, demokrasi sorunu çözülmez, demokrasi sorunu çözülmeden adalet ve özgürlükler sorunu da çözülmeyecektir. Onurlu bir barışı bu ülkeye getirmenin, demokratik bir geleceği yaratmanın mücadelesini veriyoruz. Barıştan korkan iktidar aklı ise sorunları diyalog ve müzakere ile çözme imkanı varken güvenlikçi politikalara sarılarak demokrasiyi zehirlemekte ve umutları bir bir karartmaktadır.

"ÖLÜMLER ÜZERİNDEN İKTİDAR İNŞA EDİLMEMELİ"

Bu sınırlar içinde demokrasiyi büyütmek, siyaset yollarını, barış kanallarını açmak yerine sınır ötesinde askeri operasyonlara yönelmek 1987’den bu yana gelmiş geçmiş tüm iktidarların başvurduğu ancak sonuç alamadığı bir yol olmuştur. Kürt sorununu şiddet politikalarıyla bastırma politikası, siyaset ve devlet aklının ezberi olmuştur maalesef. Bu ezberden çıkamıyorlar, defalarca denenmiş ancak sonuç alınmamış yollardan geri dönüş yapmıyorlar. Yaşamı değil, ölümü kutsamak, ölümler üzerinden iktidar inşa etmek bu ülke halklarına yapılabilecek en büyük kötülüktür.

"İKTİDAR, DEVLET İÇİNDE KURDUĞU GİZLİ İTTİFAKLARLA BU SÜRECİ TERSİNE ÇEVİRDİ"

2013-2015 sürecinde İmralı'da bir diyalog ve görüşme süreci yürütüldü. Bizler de HDP’nin İmralı heyeti olarak bu süreçte önemli bir rol üstlendik. Sağlanan çatışmasızlık ortamı ile kayıplar son bulmuş gözyaşları dinmişti. Herkes rahat bir nefes almaya, geleceğe güvenle bakmaya başlamıştı. Çözüme az da olsa yaklaşılmıştı. Ancak ne var ki iktidar, devlet içinde kurduğu gizli ittifaklarla bu süreci tersine çevirdi. Barış umutlarını söndürdü, çözüm yollarını tıkadı. Bunun sonucu olarak ülke şiddet ve darbe ortamına ülke sürüklendi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini çözümsüzlük siyaseti üzerine kurdular. Çözüm masasını devirdikleri gün tekçilik sisteminin anlaşmasını yaptılar.

"BARIŞ VE HUZURUN YOLU MÜZAKERE VE DİYALOGDAN GEÇMEKTEDİR"

Yıllardır içimizi kanatan, canlarımızı bizden koparan bu savaş politikalarına hep birlikte karşı çıkmalı, hep birlikte 'savaşa hayır' demeliyiz. Toplumun en temel talebi bu şiddet ortamının son bulmasıdır. Bu talebin iktidar tarafından mutlaka ama mutlaka görülmesi gerekmektedir. Barış ve huzurun yolu müzakere ve diyalogdan geçmektedir. Demokratik siyaset bunun için vardır.

"SORUMLULUK ALMAYA HAZIRIZ"

HDP kurulduğu günden bu yana bu meselenin çözümü için önemli rol oynamış, bedel ödemiş bir partidir. Biz sorunların diyalog ve barış ile çözüleceğine inancımızı bir kez daha ifade ediyor ve aynı noktada olduğumuzu kararlılıkla ifade etmek istiyoruz. Toplumsal barışın tesisi için sorumluluk almaya hazır olduğumuzu halklarımızın ve tüm Türkiye kamuoyunun bilmesini isteriz.

"KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ AKP-MHP’NİN İNSAFINA BIRAKILMAYACAK KADAR HAYATİDİR"

Kürt sorunu, demokrasi sorunu AKP-MHP çözümsüzlük ittifakının insafına bırakılmayacak kadar hayatidir. Ancak şunu da net bir biçimde ifade etmek isterim; Kürt sorunu, adalet, insan hakları ve demokrasi sorunu gibi bu ülkenin en temel sorunlarının çözümü AKP-MHP çözümsüzlük ittifakının insafına bırakılmayacak kadar hayatidir. En nihayetinde karşımızdaki ittifak çözümsüz bıraktığı tüm sorunların varlığı üzerinden tehdit algısı yaratarak daha fazla otoriterleşmeye yönelmekte, tekçi iktidarını pekiştirmektedir. Barış meselesini, hak ve özgürlük meselesini terör sorunu olarak lanse eden iktidar anlayışı, buradan ürettiği güvenlik ve beka söylemiyle tüm toplumu, siyaseti, sivil demokratik alanı kuşatma altına almaktadır. 

"EŞİT VE ÖZGÜR GELECEĞİ HEP BİRLİKTE KURALIM"

Bu kuşatmayı kırmanın yolu, Edirne'den Hakkari'ye barışı daha fazla sahiplenmekten, çözümsüzlüğe karşı toplumsal itirazları daha fazla büyütmekten geçer. Barışı toplumlar sağlar, çözümü toplumların ortak mücadelesi gerçekleştirir, demokrasi birlikte mücadele ile kurulabilir ancak. Tüm Türkiye kamuoyu, canından, cebinden, sofrasından, geleceğinden her gün çalan bu savaş politikalarına karşı "savaş istemiyoruz, barış istiyoruz" demelidir. Barış ortamını hep birlikte yaratalım, barış içinde eşit ve özgür geleceği hep birlikte kuralım. Barış politikalarını yaşamın her alanında daha fazla büyütelim."

Program, yapılan konuşmaların ardından sona erdi.

Öne Çıkanlar