'Memlekete gitmek Ay'a gitmek gibi'

'Memlekete gitmek Ay'a gitmek gibi'
Bayramı memleketinde geçirmek isteyenler yine otogarın yolunu tuttu. Ama krizin etkisiyle katlanan bilet fiyatları yurttaşları iki kere düşündürüyor.

Yağmur KAYA 


+GERÇEK- Kimi bayramını memleketinde geçirmek, kimi de kısa bir tatil fırsatını değerlendirmek için İstanbul'dan ayrılıyor bu yıl da. Çoğunun ilk durağı da İstanbul Esenler Otogarı. Bavulunu toplayıp memleketine gitmeye hazırlanan insanlarla dolu otogar. Kimi telaşlı, kimi tüm hazırlığını tamamlamış sakin bekliyor. Ama bu yıl memlekete gitme telaşına ekonomik krizle baş etme derdi de eşlik ediyor.  

İstanbul'dan, Mardin'e, Kars'a, Iğdır'a, Mersin'e ya da Trabzon'a gitmek isteyenler 750 Lira'ya kadar yükselen bilet fiyatlarını da karşılayabilmeli. Üstelik, otogarda çalışan firma yetkilileri bilet fiyatlarının daha da artabileceği uyarısında bulunuyor. 

Arefe gününde otogarda bekleyenlerle konuştuğumuzda da genellikle hep ekonomik krizle ilgili sözler işitiyoruz.  

'TATİLE GİTMEK AY'A GİTMEK GİBİ'

Beyaz bir çuvalın üzerine oturmuş Adana'ya gideceğini söylüyor 52 yaşındaki Şükran. Çuvalın içinde artık işine yaramadığı eşyaların olduğunu söyleyen Şükran, yazı dört duvar arasında geçirmektense 700 lirayı bilete vererek köyde yaşayan kızının yanına gitmeyi daha uygun gördüğünü ifade ediyor. Denize komşu İstanbul'da denize hiç girmediğini belirtiyor Şükran. Memleket ve İstanbul arasında gidip gelmek şimdiye değin yaptığı tek aktivite. "Bizde tatile gitmek uzaya, Ay'a gitmek gibi bir şey" diyor ve ekliyor: "Para da yok. Kirada oturuyoruz. Bir ben bir demirci eşim. Ev kira." 

OTOGARDA EKONOMİK KRİZ TARTIŞMASI

Konuşmamız dikkatini çekmiş olacak ki birkaç adım ötede bulunan mavi gözlü, 50'li yaşlarında, güney bölgesine giden bir otobüste şoför olarak çalışan bir kişi, ülkedeki durumun o kadar da kötü olmadığını iddia ediyor. "Eskiden daha kötüydü. Çok şükür şimdi çok iyiyiz. Ben 20 yıldır buradayım (esenler otogarda şoför). 8 bin lira maaş alıyorum. Emekli maaşı da alıyorum. Kızım da 14 bin lira maaş alıyor. Kim diyorsa 'geçinemiyoruz' yalan söylüyordur" diyor. Sonra da otobüsünde muavin olarak çalışan gencin beyaz gömleğinin içine koyduğu sigara paketini göstererek. "Bak, 30 liralık sigara içiyor. Ben sigara içmiyorum" diye ekliyor. 

Biz 3 kişinin konuşması bir kelebek etkisi yaratırmışcasına Bayrampaşa'dan Esenler Otogar'a yürüyerek geldiğini söylüyor bir kadın ve "Senin tuzun kuru tabii" diye cevap veriyor şoföre. 

"Abi bir yıldır et yemiyorum" diyor bir başka ses. İstanbul'da inşaatlarda çalıştığını ifade ediyor kısa, zayıf, esmer genç. Muş'un Malazgirt ilçesine gideceğini ifade ediyor elinde küçük siyah bir bez çantası olan bu genç. Yanında ona benzeyen 3 genç daha var. 

'KOŞULLAR GEREĞİ TATİLE GİTMEK MÜMKÜN DEĞİL'

Kalabalıktan ayrılıp metroya doğru yürürken beton saksıda bir dilek ağacı dikkatimi çekiyor. Birkaç dalı koparılan dilek ağacının önünde fotoğraf çektiren kişiler bulunuyor. Bir temizlik işçisi, bir buçuk yıl önce belediye tarafından yerleştirildiğini söylüyor dilek ağacının. Bayramda çalışacağını, saksıdaki dilek ağacını da çok saçma bulduğunu söyleyen temizlik işçisi, ağacın yerinin toprak olduğunu vurguluyor. Tek başına yaşadığı için temel ihtiyaçlarını karşılamakta pek de zorlanmadığını söyleyen işçi, tatile gitmenin koşulları gereği mümkün olmadığını aktarıyor.

Öne Çıkanlar