Bildirici: Biz bu ülkede karakollarda dövülen, öldürülen insanlar da gördük

Bildirici: Biz bu ülkede karakollarda dövülen, öldürülen insanlar da gördük
Faruk Bildirici, ''Dur' ihtarına uymadı diye vurulan insanlar var. Bunların yaşandığı bir ülkede nasıl görüntü almayın dersiniz?' dedi.

ARTI GERÇEK- Medya ombudsmanı ve gazeteci Faruk Bildirici, ARTI TV'de ekrana gelen "Detay" programında Ayşe Yıldırım ve Kemal Göktaş'ın konuğu oldu. 

'MEDYA SAHİPLERİNİN BAŞKA İŞLERİ VARSA İKTİDAR KARŞISINDA DAYANAMAZLAR'

Bildirici, MHP'lilerin hedefindeki Habertürk için "MHP'lilerin Habertürk'e yönelik programları hedef alamaları aslında ilk değil, daha önce de Bülent Aydemir'lerin, Ali Mahir Başarır'ın programlarını hedef almışlardı, Bahçeli'nin yine bir açıklaması olmuştu. Şunu söylemek gerekiyor belki de: CNN'iyle, NTV'siyle veya diğer haber kanallarıyla bir derdi kalmadı iktidarın ya da MHP'nin, tam bir biat halindedler. Ama burada zaman zaman farklı bir takım sesler olabiliyor. Bülent Aydemir de arkadaşına sahip çıkıyor ve özür dilenmesini istiyor. Bu son derece doğal ve ilkeli bir tutum. Bundan sonra Habertürk'ün çalışanlarına sahip çıkamaması, Bülent Aydemir'i görevden alması ver Kürşat Oğuz'un istifa etmek zorunda kalması, Habertürk'ün de siyasi iktidar karşısında ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Aslında biz şunu biliyoruz. Editöryal bağımsızlığın olmadığı kurumlar, siyasi iktidarlar ve güç odakalrı karşısında güçlü değillerdir. Medya sahipleri olan iş insanlarının başka işleri de varsa zaten yumuşak karınları geniştir ve iktidar karşısında dayanamazlar. Habertürk'ün başına gelen şeyde bu aslında." diye konuştu. 

'HÂLÂ BAŞ EDEMEDİKLERİ BİR MEDYA VAR'

Bildirici, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in tüm kanallara bir uyarı göndererek sansür girişiminde bulunduğunu söyledi ve devam etti: 

"Şunu anlarım: Bir süre önce RTÜK, pandemi döneminde nasıl yayıncılık yapılması gerektiği konusunda ilkeler yayınladı. Ama 'Şu konuda öyle yapmayın, şu görüntüleri göstermeyin' demek sansürün dik âlâsıdır. Buna RTÜK üyesi İlhan Taşçı'nın karşı çıkması da gayet doğaldır. Ki Ebubekir Şahin, muhalif yayın yapan kanallara kuruldan önce öıkıp ceza vereceğini söylüyor ve bunu yapıyor da. Zaten şöyle bir yapı var artık Türkiye'de: Bir yanda RTÜK, bir yanda Basın İlan Kurumu, bir yandan sulh ceza hakimlikleri ve bunların tepesinde de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı. Bunların hepsi senkronize halde sürekli ceza yağdırıyor. Ama bütün bunlara rağmen hâlâ baş edemedikleri bir medya var ve her gün giderek de güçleniyorlar. Asıl sorun da bu galiba."

'BİLİYORLAR Kİ, POLİSİN İŞLEDİĞİ SUÇLAR VAR'

Bildirici, basın emekçilerine yönelik "görüntü yasağı"na ilişkinse şöyle konuştu:

"O genelgede diyor ki, 'polisin özel yaşamı, kişilik hakları'. Bir defa burada görüntüsü çekilen şey polisin oturma odasındaki görüntüsü ya da eşiyle yolda yürürkenki filan değil. Polis bir kamu görevlisidir ve polisin kamusal alanda yaptığı görevin görüntüsünden bahsediyoruz. Yani tamamen halkın ve medyanın denetiminde olması gereken bir faaliyetten söz ediyoruz. Dolayısıyla, bırakın görüntü yasağını, 'tam tersine, rahatlıkla görüntü çekebilirsiniz' denmesi lazım. Neden bunu söylemiyorlar ya da neden ABD polisinde olduğu gibi her polsin yakasında kamera yok? Çünkü biliyorlar ki polisin uyguladığı orantısız şiddet var, işlediği bir takım suçlar var. Biz bu ülkede karakolların camdan olması gerektiği dönemden geçtik. Karakollarda dövülen, öldürülen insanlar da gördük. Onu da geçtim, 'dur' ihtarına uymadı diye vurulan insanlar var. Bunların yaşandığı bir ülkede nasıl görüntü almayın dersiniz?"

Öne Çıkanlar