Beştaş: Dün, 2 Mart 1994 darbecilerinin bayrağını taşıyan bir parlamento gördük

Beştaş: Dün, 2 Mart 1994 darbecilerinin bayrağını taşıyan bir parlamento gördük
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “28 Şubat ve 2 Mart darbecilerinin bayrağını yere düşürmeyen bir parlamentoyu dün bir kez daha gördük ve yaşadık” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda yapılan kapalı oturum ardından Grup Başkanvekilleri gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 2 Mart 1994 yılında Demokrasi Partisi (DEP) milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının yıldönümüne değinerek, söze başladı.

‘2 MART DARBECİLERİNİN BAYRAĞINI TAŞIYAN BİR MECLİS GÖRDÜK’

Aradan geçen 28 yılda hiçbir şeyin değişmediğine dikkati çeken Beştaş, "Dün bir kez daha yaşadık. Ne 1994'te ne 2022'de demokratik bir Meclis yok karşımızda. ‘Suçsuz ceza olmaz’ kuralının bir kez daha bozulduğuna şahitlik ederken biz, Anayasa'nın hukuk devleti ilkesinden nasıl tavizler verildiğini her gün biraz daha deneyimliyoruz. Tabii ki demokrasi açısından son derece acı bir deneyim oldu bizim için. 28 Şubat ve 2 Mart darbecilerinin bayrağını bir kez daha yere düşürmeyen bir parlamentoyu dün bir kez daha gördük ve yaşadık" dedi.

‘TARİH UNUTMAYACAK’

"Dün Leyla Zana, Ahmet Türk, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Sırrı Sakık ve Mahmut Alinak'dı dokunulmazlıkları kaldırılan ve aynı gün tutuklananlar… Ama ne onlar boyun eğdi ne de bugün cezaevindeki arkadaşlarımız boyun eğdi" diyen Beştaş, "Onların onurlu ve kararlı tutumu da sürüyor, biz de onlarla gurur duyuyoruz. Tabii, bir gün önce ne gariptir ki güçlendirilmiş parlamenter sistem bildirisi yayınlayan muhalefetin de bir gün sonra Parlamentonun zayıflatılmasına nasıl bir katkı sunduklarını ve oy kullandıklarını da gördük, şahit olduk. Oylama sırasında çekilen hatıra fotoğrafı ise unutulmayacaklar listesinde; bu hatıra fotoğrafı Meclis’e de demokratik siyasete de vurulan bir fotoğraftır, bunu tarih unutmayacak diyorum" diye belirtti.

İçişleri Bakanı’yla ismi gündeme gelen Sezgin Baran Korkmaz’a dair de değerlendirmede bulunan Beştaş, ekledi: "Evet, Avusturya'daki Wels Bölge Mahkemesi, bu ülkede tutuklu Sezgin Baran Korkmaz'a ilişkin dolandırıcılık suçu kapsamında ABD'nin iade talebine dair kararında talebi kabul etti ve kara para aklama suçlaması kapsamında ise iade talebini yerinde bulmadı ama dolandırıcılıkta buldu.

Şimdi, Türkiye ve ABD tarafından kırmızı bültenle aranıyor. 19 Haziran’da Avusturya'nın başkenti Viyana'ya yaklaşık 250 kilometre uzaklıkta bir kasabada gözaltına alınmıştı. Şimdi gözler Avusturya Adalet Bakanında. Biz soruyoruz: Uluslararası kamuoyunda iadenin ABD'ye yapılacağı hususu tartışılıyor. Yeni bir Rıza Sarraf meselesi mi gündemde? Bu konuda kamuoyuna net bir açıklama yapılacak mı, bunu soruyoruz."

ZEYTİNLİK ALANLARININ MADENE AÇILMASI

Resmi Gazete’de 1 Mart’ta yayınlanan genelgeyle zeytinlik alanlarında maden arama çalışmalarının yapılacağına dair yönetmelik yayınlanmasını eleştiren Beştaş, "Bilimden, geçmiş deneyimlerden uzak bir yönetmelikle karşı karşıyayız, kanuna aykırı Anayasa'ya aykırı bir yönetmelikle karşı karşıyayız ve burada kömürden çıkış yerine kömürü doğa pahasına teşvik eden korkunç bir yönetmelikle karşı karşıyayız. Bu kanun dışı ve doğa düşmanı yönetmeliğin bir an önce iptal edilmesi gerekiyor ve bu yasa yapma tekniğine de uygun değildir. AKP pandemiyi fırsata çevirerek kanuna aykırı ihalelerin de önünü açmış oldu, şimdi de Ukrayna'daki savaşı bahane ederek zeytinlikleri talana açmıştır; bunu unutmayacağız ve tabii ki bu işin peşini de bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.

‘BİLİMSEL RAPOR HAZIRLANMALI’

Beştaş, sözlerini demans teşhisi konulan Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekerek, tamamladı. Beştaş, "ATK'nin son verdiği raporu burada birkaç cümleyle ifade etmek istiyorum. Hakikaten Adli Tıp Kurumu raporunu okuduğumda dehşete düştüm. Bunu hazırlayanlar doktor mu, savcı mı, jandarma mı, emniyet mi, kim bunlar? Doktor değiller ama doktor olmadıkları kesin. Çünkü ‘Adli Tıp Kurumu raporu’ denilen o pespaye belge, iddianameyi kesmiş, kopyalamış ve yapıştırmış.

Böyle bir şey olamaz. ‘Demans’ hastası Aysel Tuğluk'u nörolog görmemiş bile ve bu ‘demans’ hastalığında 1'inci derecede teşhisi koyacak nörologtur, nöroloğun imzası yok, psikiyatristinden imza alınmış ve hakikaten Aysel Tuğluk gün geçtikçe çok büyük bir tehlikeyle daha fazla yüz yüze kalma riski taşıyor, derhâl bilimsel ve objektif bir rapor hazırlanması gereklidir" dedi. (MA)

Öne Çıkanlar