Basın meslek örgütleri: Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır

Basın meslek örgütleri: Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır
Bülent Kılıç, 'Beni arayıp soranlar kurumlarında bile bunu yayımlayamadılar. Boynuma basan polis hâlâ görevde. Hangimiz kendisini güvende hissediyor?' dedi.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- 29. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü sırasında Fransız haber ajansı AFP foto muhabiri Bülent Kılıç'ın boğazına bastırılarak gözaltına alınmasına tepki amaçlı basın meslek örgütleri "Nefesimizi kesemezsiniz" sloganıyla İstanbul Valiliği önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önünde bir araya gelen gazeteciler, "Özgür basın susturulamaz", "Özgür ülke özgür basın" sloganları atarak, "Nefes alamıyoruz" yazılı döviz taşıyarak İstanbul Valiliği önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. 

HANGİMİZ GÜVENDE HİSSEDİYORUZ?

Açıklamada söz alan foto muhabiri Bülent Kılıç, dayanışma gösterenlere teşekkür etti. Kılıç, farklı basın kurumlarında çalışan meslektaşlarının kendisini aradığını fakat bu durumun haberleştirilmediğini dile getirerek bunun bir mesleki dayanışma olduğunun altını çizdi ve "Bir insanın nefesinin kesilmesi kadar kötü bir şey yok. Maalesef bir gazeteci olarak buna şahitlik ettim. Görüntü o kadar ağırmış ki insanlar bu kadar reaksiyon verdi. Dünden beri Anadolu Ajansı’ndan, çeşitli televizyon kanallarından arkadaşlarım arıyor çünkü birbirimizi tanıyoruz. Ama bazı televizyon kanalları bu haberi görmediler. Buna çok üzüldüm. Bu mesleki bir sorun. Bugün bir doktor hunharca dövüldüğünde bütün doktorlar sahip çıkıyor. Beni arayıp soranlar kurumlarında bile bunu yayımlayamadılar. Boynuma basan polis hâlâ görevde. Hangimiz kendisini güvende hissediyor?" diye konuştu.

'POLİSİN GAZETECİ DÖVMESİ NORMALLEŞTİ'

EPA foto muhabiri Sedat Suna ise şunları söyledi: 

"Gecikmiş bir protestoydu. Daha önce de onlarca gazeteci benzer şekilde şiddete maruz kaldı. Meslek örgütlerinin daha aktif bir şekilde konuyu gündemde tutması ve yetkililere baskı kurması gerekiyor. Artık polisin gazeteci dövmesi normalleşti ve bunun nedeni sadece iktidar değil, gazetecilerin ve meslek örgütlerinin de yeteri kadar bu konuda ses çıkarmaması böyle olayların önünü açıyor. Yazılı basın açıklaması yaparak ya da twit atarak bu şiddeti engelleyemeyiz. Gazeteciler Cemiyeti, TGS ve Türkiye foto muhabirleri derneği gibi kurumlar bir araya gelip gerekli yetkililerle görüşmesi ve tepki vermesi gerekiyor."

GAZİ: GAZETECİLİK KAMUSAL GÖREVDİR

Basın açıklamasını okuyan gazeteci Filiz Gazi ise "Gazeteciliği boğamayacaksınız!" diyerek anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkının fiilen yasaklandığını söyledi. 

Geçim sıkıntısı yaşayan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanların polis ve jandarma şiddetine uğrayarak seslerini duyuramadığını ifade eden Gazi, hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmenin gazetecinin kamusal görevi olduğunu vurguladı. 

TOPLUM ADINA GÖREV YÜRÜTEN MESLEKTAŞLARIMIZ ŞİDDETE UĞRUYOR

Gazi, açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Ancak meslektaşlarımız toplum adına görevlerini yürütürken ağır şiddetle karşı karşıya kalıyor. İçişleri Bakanlığının gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik yasadışı genelgesinin ardından, bu şiddet çok daha tehlikeli bir hâl almış durumda.

'KILIÇ ÖLÜMDEN DÖNDÜ'

26 Haziran Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği Onur Yürüyüşü'ne müdahale eden güvenlik görevlileri, uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP Foto muhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle 'Nefes alamıyorum' diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü.

Bülent Kılıç ve Coşkun Aral

Amerika’da bir polis tarafından boynuna bastırarak öldürülen George Floyd'u hatırlatan Gazi, foto muhabiri Kılıç'ında aynı yöntemle nefessiz bırakılmaya çalışıldığını söyledi ve "Görüntüleri tüm dünyada infial yaratmışken, ülkemizdeki güvenlik güçlerinin bunu örnek alırcasına şiddet uygulaması hepimizi derinden endişelendirmektedir. Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu" dedi. 

'HALKIN GERÇEKLERİ ÖĞRENME HAKKI ENGELLENİYOR'

Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır. Bu şiddet dalgasının amacı medya çalışanlarını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise, bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha, gür bir sesle haykırıyoruz" şeklinde konuştu. 

'GAZETECİLİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ' 

"Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz" diyen Gazi, gazetecilere yönelik şiddet uygulanmasını kanıksamayacaklsrını asla kabul etmeyeceklerini söyledi. 

Gazi, "Bu insanlık dışı yöntemlerde ısrar etmeyi düşünen memurları da uyarıyoruz: Cezasızlık zırhına güvenmeyin! Size bu kanunsuz emri verenlerle birlikte mutlaka yargılanırsınız! Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz!" dedi. 

Gazeteciler, açıklamanın ardından polisin gazetecilere yönelik saldırısını protesto etmek amacıyla fotoğraf makinelerini, kameralarını Valilik binası önüne kısa süreliğine bırakarak, "Basını nefessiz bırakamazsınız" dedi.

Açıklama da imzası bulanan kurumlar ise şu şekilde:

Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği
Basın Konseyi
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği 
Diplomasi Muhabirleri Derneği
DİSK Basın-İş Ekonomi Muhabirleri Derneği
Gazeteciler Cemiyeti
Haber-Sen
İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Parlamento Muhabirleri Derneği
Samsun Gazeteciler Cemiyeti
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Türkiye Haber Kameramanları Derneği

Öne Çıkanlar