Başaran: Çeteye dönmüş bu sisteme karşı mücadele etmekten başka çare yok

Başaran: Çeteye dönmüş bu sisteme karşı mücadele etmekten başka çare yok
'Bu karanlık, artık suç örgütüne dönmüş, çeteye dönmüş her gün suç üreten, suçluyu koruyan bu sisteme karşı mücadeleyi büyütmekten başka bir çare yok.'

ARTI GERÇEK-  Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Kadın Koordinasyonu üyeleri, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ile HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Ayşe Erdem, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) MYK Üyesi Çiçek Otlu, Mor Dayanışma, Kadınlar Birlikte Güçlü, İzmir Kadın Yazarlar Derneği, KESK Kadın Meclisi, HDP İzmir İl Örgütüne yönelik saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Kadın heyeti, daha sonra taziyenin kurulduğu HDP Çimentepe Temsilciliği önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamada konuşan HDP milletvekili Serpil Kemalbay, yapılan saldırının sadece HDP’ye yönelik olmadığını belirterek, "Kürt halkına, Kürt kadınlarına, Türkiye halklarının birleşik mücadelesine ve yeni yaşam umudumuza yapılan bir saldırıydı" dedi. Yaşanılan saldırının ilk olmadığını söyleyen Kemalbay sözlerine şöyle devam etti: 

"Türkiye tarihi, bu tür katliamlarla çok kez karşılaştı. Failleri tanıyoruz. Bu fiili işleyen şu anda tutuklu, ama biz azmettiricileri biliyoruz. Zaten onlar kendilerini belli ediyorlar. Deniz Poyraz’ın kim olduğu ortada. Bir emekçi çocuğu, bu yoksul halkın çocuğu. Bir Kürt kızı. Türkiye’nin barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir neferi. Hayatı bir mücadele içerisinde geçiyor. Yaşadığı topraklardan buraya, Ege’ye, İzmir’e zorunlu bir yolculuk... Sömürgeci bir zihniyetle bir halkı asimile etmeye çalışan, yok etmeye çalışan zihniyete karşı bir yaşam direnci. Biz burada bütün kadınlar hepimiz Deniz’iz, hepimiz Deniz Poyraz’ız ve Denizler tükenmez diyorum."

‘MÜCADELE BAYRAĞI KADİFEKALE’DE YERE DÜŞMEYECEK’ 

Daha sonra konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ise, "Öncelikle ailemizin ve bütün halkımızın başı sağ olsun. İnanıyoruz ki Deniz yoldaşın mücadele bayrağı bugün burada Kadifekale’de yere düşmeyecek.  Deniz Poyraz biziz. Deniz Poyraz, asimilasyon ve kırım politikasıyla köyünden, toprağından edilen, binlerce metre ötede metropollere gelen bizleriz" dedi. Başaran sözlerine şöyle devam etti: 

"Deniz Poyraz, 90’lı yılların karanlık dehlizlerinde faili meçhuller sonucu katledilenlerin yakınlarıdır. Deniz Poyraz, her hafta ısrarla, inançla, kararlılıkla failleri arayan, kendi çocuklarını arayan, kardeşlerini, yoldaşlarını arayan Galatasaray Meydanı’ndaki Cumartesi Anneleri’nin sesidir. Deniz Poyraz, beyaz tülbentleriyle savaşa karşı onurlu bir barış mücadelesi yürüten, savaşa karşı yaşamı savunan beyaz tülbentli annelerin çığlığıdır. Deniz Poyraz günlerdir sokakta haykıran kadınlardır. Deniz Poyraz, iktidarın yarattığı bu faşist, tekçi düşman politikasını yerle bir eden kadınların tümüdür."

‘GÜNLERDİR FAİLLERİ İŞARET EDİYORDUK’ 

AKP-MHP ittifakına karşı olanların hedef alındığını söyleyen Başaran, "Günlerdir bizler bu failleri işaret ediyorduk, bu faillerin tek bir kişi olmadığını ısrarlı her alanda, her meydanda bir biçimde söylüyorduk. Fail çıktığında ‘Arkamda kimse yok’ dedi. 
Hemen akabinde Emniyet Müdürü ‘Bu münferit bir olay’ dedi. Hemen arkasından 24 saat geçmeden bu kişi tutuklandı. Cumhurbaşkanına en ufak bir söz söyleyenler en az 4 gün gözaltında kalırken bu kişi hemen jet hızıyla sadece ‘kendi bireysel olarak bu fili gerçekleştirdi’ denilerek tutuklandı" dedi. Başaran şöyle devam etti: 

"Kiminle irtibatlı olduğuna dair araştırma bilerek yapılmadı. Çünkü ibre MHP Genel Merkezi’ni, Sarayın kendisini gösterecekti. Bunun farkında oldukları için hiçbir araştırma yapmadılar. Çünkü ibre partimizin önünde kurulan çadırı gösterecekti. Oklar bunları göstereceği için 24 saat içerisinde hiçbir araştırma yapılmadan, kiminle görüştüğü bu planı kimlerle gerçekleştirdiği, suç ortakları, azmettiricileri, ona veri sunanlar, kimlerin hangi saatte orada olduğu bilgisini kendisine verenler, kendisine silah ruhsatı verenler, kendisini otelde konaklatanlar, bunların hiçbiri araştırılmadı. Çünkü tekrar söylüyorum, oklar MHP Genel Merkezi’ni, AKP Genel Merkezi’ni, Sarayı ve partimiz önünde kurulan çadırı ve İçişleri Bakanlığı’nın kendisini gösterecekti. Çünkü bunu kendileri gün be gün ilmek ilmek örgütlediler."

Kendilerine yapılan saldırıların ‘güçsüzlük göstergesi’ olduğunu söyleyen Başaran sözlerini şöyle sonlandırdı: 

"Bu karanlık, artık suç örgütüne dönmüş, çeteye dönmüş her gün suç üreten, suçluyu koruyan bu sisteme karşı mücadeleyi büyütmekten başka bir çare yok. Deniz yoldaşın bize bıraktığı görevdir bu. Hepimiz bu sorumluluğu yerine getirmek için daha fazla bir araya gelmek zorundayız. Kimse, ‘Bu ateş bana dokunmaz’ demesin. Kimse, ‘Ben bu süreci direnmeden mücadele etmeden geçirebilirim’ diye düşünmesin. Kurmak istedikleri rejim bizi nefessiz bırakma rejimidir. Kurmak istedikleri rejim,  yok etme rejimidir, tekçidir. Defalarca seslendik, buradan bütün kadınlara sesleniyoruz: Kadınların bir araya geldiği, ortak mücadele yürüttüğü yaşam aydınlık bir geleceği yaratır."

‘DENİZ SADECE BENİM KIZIM DEĞİL’ 

Deniz Poyaz’ın annesi Fehime Poyraz ise taziye ziyaretine gelen kadınlara teşekkür ederek, "Deniz sadece benim kızım değil, Kürt halkının kızıdır. Deniz aydınlığa akıyor. Umarım onun gidişi hayırlara ve barışa vesile olur. Deniz ölmedi, şehitler ölmez. Yüreğim doludur, çok konuşamıyorum" dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar