Barış Soydan: Bu bir soygun, enflasyon kimi yoksullaştırıyor, kimi zenginleştiriyor?

Barış Soydan: Bu bir soygun, enflasyon kimi yoksullaştırıyor, kimi zenginleştiriyor?
Soydan, 'Doları, eurosu veya kiraya verecek evi olmayanlar? Halkın büyük kesimi? Onların enflasyondan kaçma şansı yok, gelirlerindeki erimeye katlanıyorlar, daha da katlanacaklar' dedi.

+GERÇEK - Halktv.com.tr yazarı Barış Soydan, bugünkü yazısında, "Enflasyon oranı kaç? TÜİK’e göre şu anda yüzde 70. Ama bilançolar açıklandığında yüzde 61’di. Yani şirketler enflasyonun üzerinde artırmayı başardı. Üç kat, dört kat artıranlar gırla…" dedi.

Soydan, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Enflasyon oranı kaç? TÜİK’e göre şu anda yüzde 70. Ama bilançolar açıklandığında yüzde 61’di. Yani şirketler enflasyonun üzerinde artırmayı başardı. Üç kat, dört kat artıranlar gırla…

Eğer birer tüzel kişilik değil gerçek kişilik, yani vatandaş olsalardı, eskiden gelirleriyle bir alışveriş sepetini doldurabiliyorken şimdi üç sepet dolduruyor olacaklardı.

Peki vatandaşlar, yani halk? Halkın büyük kesimi emeğiyle geçiniyor. Yani sabit gelirli. Sayıları tam olarak 33 milyon 851 bin kişi.

Onlara sayıları 14 milyon kişiyi bulan emeklileri de ekleyelim. Türkiye’de yaklaşık 48 milyon kişinin sabit gelirli olduğunu görürüz. Toplumun ana gövdesi. 48 milyon kişi yılda bir, bilemediniz iki kez zam alıyor.

Geçen yıl ne kadar zam aldılar/aldınız? Şanslı olanlar enflasyon kadar. Ama şu andaki enflasyon kadar değil, yılbaşındaki enflasyon kadar.

Asgari ücretliler azıcık daha şanslıydı, yüzde 50 zam aldılar.

Aradan geçen beş ayda TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon yüzde 70’ye yükseldi. Yani yılbaşında yüzde 36 zam alanların maaşı yüzde 35, yüzde 50 zam alanların yüzde 20 eridi.

Gerçek enflasyon çok daha yüksek. Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı yüzde 156’yı baz alırsak reel gelirdeki erime daha korkunç bir hal alıyor.

"Enflasyon yoksullardan alınan en adaletsiz vergidir" diyenlerin kastettiği şey işte tam da bu.

Şirketler ürettikleri ürünlerin fiyatlarını belirleyebilir, gerektiğinde enflasyon kadar artırabilirler. Yani kendilerine kesilen enflasyon vergisini müşterilerine paslayabilirler. 

Rant geliriyle, yani kira ve faizle geçinenler de enflasyondan korunma imkanına sahip. Aldığı kirayı beğenmiyorsa türlü alavere dalavere ile kiracısını çıkarıp enflasyonun da üzerinde zam yapabilirler. (Şu anda Türkiye’de yaşanan bu.)

Bankada doları, eurosu olanlar ise kur korumalı mevduattan veya şu aralar hazırlığı yapılan enflasyon korumalı tahvilden yararlanabilir. Hele bir de "süper bono" çıkarsa değmeyin keyiflerine.

Peki bankada doları, eurosu veya kiraya verecek evi olmayanlar? Halkın büyük kesimi?

Onların enflasyondan kaçma şansları yok, gelirlerindeki erimeye katlanıyorlar, daha da katlanacaklar.

Yoksulluk artıyor, tamam. Ama zenginlik de artıyor. 2018 Haziranındaki başkanlık seçimi sırasında dolar 4.8 liraydı, şu anda 16 lira. Döviz mevduatı olanların TL cinsinden serveti aradan geçen dört yılda üç katına çıktı.

Aynı dönemde emlak fiyatları da uçtu. Fiyatların dörde, beşe katlandığı pek çok semt var.

Maaşlar ne oldu? 2018 yılı başında asgari ücret 425 dolardı. Bugün 265 dolar.

Bu bir servet aktarımıdır.

Ya da eller yukarı, bu bir soygundur."

Öne Çıkanlar