Babacan: Masada uzlaşma sağlanmazsa cumhurbaşkanı adayı olurum

Babacan: Masada uzlaşma sağlanmazsa cumhurbaşkanı adayı olurum
Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili konuşan Babacan, ‘Altılı masada amacımız ortak aday çıkartmak da olsa, olur da bir uzlaşma olmazsa, o zaman benim adaylığım Cumhurbaşkanlığı olacak’ dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ilk açık hava mitingini Gaziantep'te yaptı. Miting sonrasında, kendisini izleyen gazetecilerle buluştu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, altılı masadaki siyasi partilerin doğal birer Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ancak masada ortak bir aday için uzlaşma sağlanamaması halinde, kendisinin milletvekili adayı değil Cumhurbaşkanı adayı olacağını söyledi. Erken seçim olursa kasım da olur diyen Babacan, "Altılı masanın varlığı, sürekli işbirliği ve diyalog seçimi olası bir baskın seçimde hızlı mobilize edebileceğini gösteriyor bize" dedi.

SADAT bildiğim bir kurum değil diyen Babacan, "kurum anladığım kadarıyla yaptığı iş niteliğinde de zaten epey bir mahrem konuları çalışıyor. Türkiye içinde de olsa, dışında da olsa, mesele güvenlik olunca, kamuoyu gözü önünde yürümüyor. Böyle olunca da ister istemez soru işaretleri, şüpheler olabiliyor" ifadelerini kullandı.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre Babacan cumhurbaşkanı adaylığı, SADAT ve baskın seçim ile ilgili şunları söyledi:

‘BİR UZLAŞMA OLMAZSA, O ZAMAN BENİM ADAYLIĞIM, CUMHURBAŞKANLIĞI OLACAK’

"Altılı masanın üzerinde çalıştığı en önemli hususlardan biri, geçiş sürecinin yol haritası. Geçiş sürecinin yol haritası üzerinde henüz bir mutabakat yok. Geçiş sürecinin yol haritası netleştikten sonra o dönemin nasıl bir dönem olacağını anlayacağız. Altılı masada amacımız ortak aday çıkartmak da olsa, olur da bir uzlaşma olmazsa, o zaman benim adaylığım, milletvekili listelerinden değil, Cumhurbaşkanlığı olacak. Süreç bir bitsin, partimizin yetkili kurullarını toplayarak karar veririz. Altılı masayı da önemsiyoruz. Zaman gösterecek.

‘BAŞKA ALTERNATİFLER ÜZERİNE HER ZAMAN ÇALIŞILABİLİR’

Açıklayıp da kendimizi bağladığımız en önemli husus, "Kendi listemizle seçime gireceğiz, vatandaşlar oy pusulasını açtığında DEVA Partisi'ni görecek, bizi destekleyenler, damlanın altına oy atacak" oldu. Onun haricinde altılı masa, ittifak da başka işbirliği de oluşturabilir. Altılı masa içindeki partilerle ayrı işbirliği modelleri gelişirse onları da değerlendiririz.

Biz kapıları kapatmış değiliz. Pek çok seçeneği konuşmaya, görüşmeye hazırız. Bizim arkadaşlarımızın başka partilerin listesinden seçime girmesi dedikodusunu kesmemiz gerekiyordu. Zaten hiçbir zaman öyle bir niyetimiz yok. Çok konuşulunca bunu açıklayıp bitirmek istedik. Başka alternatifler üzerine her zaman çalışılabilir.

‘CUMHURBAŞKANI ADAYINI BELİRLEDİĞİNİZ ANDA HERKES ONA ODAKLANACAK’

Cumhurbaşkanı adayı belirlenmeden önce geçiş sürecinin yol haritasında partiler mutabık kalmalı. Temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda, ilk gün, ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. Ve o soruların cevabını neye göre verecek? Ben bilmem partilere sorayım, dese bir türlü, kafasına göre konuşsa başka türlü. Altılı masanın ortak Cumhurbaşkanı adayının altılı masanın ortak politikaları çerçevesinde o işe inanan, gönül veren, benimseyen bir insan olması lazım. Örnek veriyorum, diyelim göç meselesi. En azından altı partinin göç meselesinde mutabık kalması lazım, söylem birliği yapılması lazım. Cumhurbaşkanı adayı, altı partinin genel başkanından biriyse zaten sorun yok. Ama dışarıdan gelen biriyse onu içselleştirmesi lazım. Belki önereceği şeyler de olur. Bu sefer altılı mutabakat değil yedili mutabakat gerekir. Kolay bir şey değil. Biz her şeyi çalışıyoruz. Eylem planları var ya onları çok detaylı çalışıyoruz. Ve hepsini altılı masaya koymaya hazırız.

‘CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI İLE İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME YAPMADIK’

Ortak aday altı partinin mutabakatı ile belirlenecek. Bugüne kadar partimiz içinde Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili bir değerlendirme yapmadık ve bunun erken olduğunu düşündük. Altılı masada mutabakat sağlanmazsa, partimizin teşkilatlarına genel başkandan başkasını aday olarak kabul ettirmek zor olur heralde. Altılı masada Cumhurbaşkanlığı adaylığında nasıl bir strateji izleyelim diye daha parti içinde bile konuşmadık. Çünkü bu konular parti içinde görüşüldüğünde hiçbir zaman parti içerisinde kalmıyor. Bu konuyu hızlı bir şekilde konuşup, bağlayıp açıklamak lazım. Ortada tartışmak, isimleri dolaştırmak bana göre değil."

‘ERKEN SEÇİM OLURSA KASIM'DA OLUR’

Baskın seçime dair konuşan Babacan, "Yazın ortasında yapmaz. İnsanların seçim sandığına gitmesi zor. Okullar tatil. İnsanlar tarlada, yaylada. Mecburi bir seçim olur ama iradi bir seçim olmaz. AK Parti'ye de yaramaz. AK Parti seçmeni açısından da ideal bir zaman değildir yaz ayları. Kampanya zor olur. Bugün güneşin altında Gaziantep'te yandık. Genel Başkanların sağlık durumu önemlidir. Erken seçim olursa Kasım'da olur diye bir varsayımımız var. 2018 seçimini unutmayalım, Haziran'da yaptılar. Tayyip Bey'in seçim olacak demesi, TBMM'nin onaylaması 62 günde bitti. Acele bir aday çalışması oldu ama başarılı olamadı, çok sıkıştı. Altılı masanın varlığı, sürekli işbirliği ve diyalog seçimi olası bir baskın seçimde hızlı mobilize edebileceğini gösteriyor bize. İlk defa altı genel başkan toplansaydı uzlaşma zor olabilirdi. Biz her toplantıda birbirimizi daha iyi anlıyoruz, diyalogumuz gelişiyor. Arkadaşlarımız birbirini daha iyi tanıyor.

‘BİZİM ELİMİZDE BÖYLE SOMUT BİR BELGE, RAPOR ÖYLE BİR ŞEY YOK’

Son günlerde gündemde olan SADAT ile ilgili Babacan şunları söyledi:

"SADAT açıkçası benim iyi bildiğim bir kurum değil. Yani kuruluşu zaten 2012 diye biliyorum. Benim zaten kopuş sürecim… Artık bir an önce başımıza bir iş gelmeden üçünü dönemi tamamlayıp gidelim dediğimiz dönemler. Bir de güvenlik konusu olduğu için, MGK'da gündeme gelmiş bir şey değil. Ben MGK toplantılarına 8 sene katıldım Dışişleri ve Başbakan Yardımcılığı dönemlerimde. Ama kurum anladığım kadarıyla yaptığı iş niteliğinde de zaten epey bir mahrem konuları çalışıyor. Türkiye içinde de olsa, dışında da olsa, mesele güvenlik olunca, kamuoyu gözü önünde yürümüyor. Böyle olunca da ister istemez soru işaretleri, şüpheler olabiliyor. Bizim elimizde böyle somut bir belge, rapor öyle bir şey yok SADAT'la ilgili. Ama belki de diğer partilerin elinde vardır, bilemiyorum. Devlet gerçekten hukuk devleti olsa, gerçekten Türkiye içinde de dışında da uluslararası hukuku ve bizim iç hukukumuzu önemseyen bir devlet olsa, bunlardan korkmamak lazım.

KILIÇDAROĞLU’NUN ELİNDE HERHALDE BİZDE OLMAYAN BİLGİ BELGE ELİNDE OLMUŞ OLABİLİR’

Bu ve benzer kuruluşlar, başka ülkelerde de var. Ama biliyoruz ki şu anda bir hukuk devleti değil Türkiye Cumhuriyeti. Yani anayasanın, yasaların hiç de önemsenmediği bir yönetim tarzı var. Böyle bir kurum, bir de hukuk tanımayan bir yönetim. Bunları yan yana koyduğunuzda ister istemez insanlar ürküyor olabilir. Ama böyle kati bir belge, delil olmadan da suçlamak…Bilemiyorum. Ama eminim ki sayın Kılıçdaroğlu bu iddialarda bulunduğuna göre, herhalde bizde olmayan bilgi belge elinde olmuş olabilir.

Seçimden tamamen kaçılır mı, seçim olmaz mı, gibi sorular açıkçası Türkiye'ye yakışmaz. Onlar üzerinden iddialar, onlar üzerinden senaryolar, hazırlıklar… Doğru bulmam. Seçim zamanı gelince yapılır. Her ne kadar demokrasimiz hasta da olsa, ölmedi, nefes alıyor.

Bana bunu bazen diplomatlar uluslararası çevrelerden bizimle görüşmek isteyenler de soruyor, 'böyle bir risk görüyor musunuz?' diye. Ben, "Yok" diyorum. "Demokrasimiz evet hasta, ama ölmedi, nefes alıp veriyor" diyorum. Seçim günü gelince, o seçim olur, hiç endişeniz olmasın' diyorum.

Öne Çıkanlar