Ayşegül Karakülhancı

Ayşegül Karakülhancı

Avrupa Almanya'nın liderliğine hazır mı?

Almanya’nın Sosyal Demokrat Partili (SPD) Savunma Bakanı Christine Lambrecht, geçtiğimiz hafta (12.09.2022) Berlin'de Alman Dış Politika Topluluğu (DGAP) tarafından düzenlenen güvenlik toplantısında savunma gücü yüksek bir Almanya ordusunu (Bundeswehr), kamu yararına olan hizmetlerin merkezi otoritesi olarak tanımladı. Lambrecht konuşmasında, "Eski öz imajımızla çocuklarımızın ve torunlarımızın barış ve özgürlük içindeki geleceği artık garanti edilemez." dedi. Bakan, güvenliğin yeniden bir "merkezi devlet görevi" olacağını ve diğer birçok politika alanındaki başarının da temeli olacağını söyledi. Bundeswehr'in gelecekte daha önemli bir rol oynayacağını duyurdu.

Soğuk Savaş'ın sona ermesinden günümüze kadar gelen Almanya güvenlik politikası Ukrayna Savaşı ile beraber değişmeye başladı. Daha düne kadar askeri güvenlik politikasını uygunsuz bir şey olarak görenlerin fikrini değiştirmelerini sağlamak için bu savaş büyük bir fırsat oluşturdu.  Artık muazzam büyüklükte fonların askeri harcamalara aktarılmasına karşı duranların sayısı azalacak, karşı sesler cılızlaşacak.

Lambrecht konuşmasında Almanya'nın " Avrupa'da askeri bir "öncü güç" olduğunu söyledi. Savunma Bakanı "Böyle bir rol, kendi iradesi dışında bile olsa, sırf büyüklüğü nedeniyle otomatik olarak Almanya'ya düşecektir. Ancak Almanya bu öncü rolü, güç veya gövde gösterisi amacıyla değil, barış düzenini desteklemek amacıyla üstlenmeyi hedefliyor. Almanya, ittifaklara entegre olmuş, güç ve askerî konularda ölçülü bir bakış açısına, aynı zamanda istikrarlı kurumlara ve barışçıl bir kültüre sahip bir ülke. Dolayısıyla hiç kimse bu liderlik rolünden korkmamalıdır." dedi.

Savunma Bakanı’na göre AB'deki birçok devlet Almanya'dan liderlik bekliyor. Almanya'nın da artık bunu yapması gerekiyor. Buna askeri liderlik de dahil. Evet, Almanya silahlı kuvvetleri de Avrupa güvenliğine katkı sağlıyor. Fakat, AB içerisinde kim Almanya tarafından yönetilmek istiyor bu tartışmaya çok açık bir iddia. Bununla birlikte, ‘Almanya askeri liderlik iddiası’ da şimdiye kadar Alman güvenlik politikasının duymadığı çok üst seviyeden bir çıkış oldu.

'AVRUPA DAHA ÇOK NATO’YA ENTEGRE OLMALI'

Lambrecht başta Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un hayali olan bir AB ordusu fikrine de mesafe koydu çünkü ABD olmadan Avrupa'yı savunmanın mümkün olmadığını düşünüyor. Bu nedenle de Avrupa’nın ABD'yi NATO'nun diğer kanatlarında rahatlatmak için kendi savunmasına daha fazla yatırım yapması gerektiğini savunuyor. Askeri gücünü daha çok Hint-Pasifik'te yoğunlaştıran ABD, Almanya'nın daha fazla sorumluluk üstlenmesini zaten bekliyordu. ABD'nin örneğin Tayvan ve Doğu Avrupa'da aynı anda askeri olarak hareket edemeyecek olduğu konusunda bir fikir birliği var. Bu nedenle de Lambrecht, NATO savunmasına daha fazla bağlılık çağrısında bulundu.

'SİLAH İHRACATINDAKİ KURALLAR DEĞİŞMELİ'

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un 27 Şubat'ta ortaya attığı ‘zaman dönümü’ (Zeitenwende) tanımlamasıyla Almanya’da başta askeri harcamalar olmak üzere tartışılmaz kabul edilen konularda esnemeler olmaya başladı.

Bunlardan biri de silah ihracatı konusuydu. Savunma Bakanı Almanya'nın silah ihracatındaki katı kurallarının gözden geçirebileceğini belirtti. Almanya’nın ortaklaşa üretilen silahların üçüncü ülkelere ihracatı konusunda veto hakkı Fransa, İtalya, İngiltere gibi ortaklarla işbirliğinde sıkıntıya neden oluyordu. Lambrecht konuşmasında ihracat yasaklarıyla yeniden finansmanın imkânsız hale geleceğinden korkan hiçbir partnerin Almanya ile ortak silah projelerine yatırım yapmak istemeyeceğini vurguladı. Lambrecht, aslında bu sözleriyle Almanya toplumunun silahlanma konusunda bir kültür değişikliği yapmasını istiyor.

Ayrıca bakan şu anda sadece yüzde sekiz olan AB'nin silahlanma yatırımlarının yüzde 35'ini ortaklaşa temin etme hedefi artık uygulanması gerektiğini de belirtti.

Fakat Lambrecht, Ukrayna’ya silah teslimatı konusunda bu rolü üstlenmek istemediğini, ABD’nin yolunu izlemeye devam edeceğini de açıkça belirtti: "Hiçbir ülke henüz batı tarzı zırhlı personel taşıyıcıları veya ana muharebe tankları teslim etmedi. Ortaklarımız da dâhil olmak üzere, bunu yapmama konusunda anlaştık. Almanya bu konuda tek başına hareket etmeyecek" dedi. Böylece Yeşiller’den olan Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock’un domine ettiği tartışmayı da bitirmiş oldu.

Lambrecht, Ukrayna savaşının ardından hükümetin sosyal işler ve enerji nedeniyle artan harcamalarına rağmen, Bundeswehr için daha fazla para talep etti. Ordunun muharebe gücüne ve operasyonel kabiliyetine yeniden yatırım yapılması gerektiğini vurguladı. Lambrecht, 100 milyar euroluk özel bir fonun yanı sıra Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde ikisinin savunma yatırımlarına ayrılacağını da açıkladı.

Lambrecht, her yıl bir "Güvenlik Günü" düzenlenmesini önerdi:  Barış ve özgürlükle dolu bir gelecek isteyen herkes, şimdi rotasını değiştirmeli ve askeri güvenliği çok merkezi bir görev olarak görmeli ve "sonra buna göre hareket etmeli" dedi. Almanya'nın, kendi silahlı kuvvetlerini yalnızca krizlerde, yurt dışı operasyonlarda veya sel gibi idari yardımlarda aktör olarak görmeye alıştığı zamanlar bitti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşegül Karakülhancı Arşivi