Aldar Xelil: Türkiye akıl dışı saldırılara yönelebilir

Aldar Xelil: Türkiye akıl dışı saldırılara yönelebilir
Rojava’nın deneyimli siyasetçisi Aldar Xelil, Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna yönelik dozajını artırarak dillendirdiği askeri operasyon söylemlerini Artı Gerçek’e değerlendirdi.

Fehim IŞIK


ARTI GERÇEK - Türkiye’de hükümete yakın medya, Erdoğan’ın önceki gün komando askerlerinin yemin töreninde yaptığı konuşmada "Orayı darmadağın edeceğiz" demesinden sonra Afrin öncesinde yaşanan kampanyaya benzer başlıklarla yayınlanmaya başladı. Rojava sınırındaki askeri birliklerin tahkim edilmesi, Suriye Demokratik Güçleri (QSD) ile YPG ve YPJ’nin kontrolündeki Rojava kentlerine dönük taciz atışlarında yeniden artış gözlenmesi, Rusya’nın son günlerde Türkiye’nin Rojava’ya girmesine yeşil ışık yaktığı algısına da neden olan ABD karşıtı bir söylem geliştirmesi, gözlerin yeniden Rojava’ya dönmesine yol açtı.

Türkiye’nin Rojava’ya dönük son günlerde giderek artan tehditleri ile Rusya ve ABD’nin böylesi bir girişim karşısındaki olası tutumunu Rojava’nın deneyimli siyasetçilerinden, TEV-DEM eski Eş Genel başkanı Aldar Xelil ile konuştuk.

"TÜRKİYE'NİN ROJAVA'YI İŞGAL HEDEFİNİN OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"

Türkiye’de hükümete yakın medya son birkaç gündür Fırat’ın doğusuna yeni bir askeri operasyon yapılacağını ifade eden haberler yayınlıyor. Böyle bir operasyon mümkün mü?

Operasyon mümkün mü, değil mi anlamak için önce durumun ne olduğuna bakmak lazım. Erdoğan’ın siyaseti iflas etmiş durumda. Mevcut haliyle Erdoğan, Suriye’de, Ortadoğu’da, Avrupa’da, tüm dünyada iflas etmiş bir politikanın sahibidir. Komşularıyla ‘sıfır sorun’ politikası yürütüp sorunları en asgariye indireceğim vaadiyle siyaset yapacağını söyleyen Erdoğan’ın, şu anda neredeyse problemli olmadığı tek komşusu, tek ülke yok.

Dış politikasının yanı sıra içerde de büyüyen, son raddesine varan problemlerle karşı karşıya kalan bir Türkiye var karşımızda. Mevcut krizler nedeniyle ekonomisi çöküş yolunda hızla ilerleyen, durumu giderek kötüleşen bir ülkenin lideridir artık Erdoğan.

Erdoğan tüm bu nedenlerden dolayı Suriye politikasında arzuladıklarını gönlünce yaşama geçiremedi, yani Suriye politikası da çöktü.

Bu durumda Türkiye’nin Rojava’ya dönük söylemlerini blöf olarak değerlendirmek mümkün mü?

Tam aksine. Söz konusu bu krizler nedeniyle Erdoğan’ın akıl dışı, izah edilemez adımlar atması mümkündür. Eğer elinden gelirse içte ve dışta yaşadığı krizi dışarıya ihraç etmek için her türlü maceraya yönelebilir. Çünkü Erdoğan, krizlerden beslenen bir iktidarın yürütücüsüdür. Bu yönüyle baktığımızda Rojava’yı işgal hedefinin olduğunu görebiliyor, bu yönde girişimlerde bulunduğunu okuyabiliyoruz.

"ERDOĞAN KENDİ KRİZİNİ BASTIRMAK İÇİN YENİ KRİZ ARAYIŞINDA"

Peki, hedeflediklerini yaşama geçirmesi mümkün mü?

Erdoğan’ın hesaplarının tümünün yaşama geçmesi, arzuladıklarının tamamını gerçekleştirmesi kanımca o kadar kolay değil. Türkiye’yi yönetenler de bunun farkında ki şimdilik kendi politikalarını gündemleştirmek için adım atıyorlar.

Gündemi kendi lehlerine değiştirmek için mi çabalıyorlar?

Bu aşamada gündem değiştirme girişimleri var ama bu durum Türkiye’nin bazı lokal adımlar atmayacağı anlamına gelmez. Bazı özel bölgeler belirleyip o noktalar üzerinden saldırılara yönelebilirler. Bu anlamıyla baktığımızda Erdoğan’ın kendi iç ve dış krizini bastırmak için yeni krizler yaratmaya kalkması, bizi şaşırtmaz. Olmayacak bir şey değil.

"TÜRKİYE TEK BAŞINA ADIM ATABİLECEK DURUMDA DEĞİL"

Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna yönelik bir askeri müdahalesi karşısında Suriye’deki diğer güçlerin tutumu ne olur? Özellikle ABD ve Rusya’nın...

Doğrusu Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin, Suriye’deki diğer güçlerin Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelmesi durumunda nasıl bir tutum alacağına dönük şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Ama şunu biliyoruz. Türkiye böylesi bir maceraya yönelir, yani akıl dışı bir adım atarsa –ki atabilir– bu güçlerle bir ittifak arayışına girmeyi ve ardından söz konusu işgal girişimini gerçekleştirmeyi deneyecektir. Türkiye tek başına adım atabilecek durumda değil. Türkiye böylesi bir adım attığında elinde kalan, satacağı son birkaç şey daha varsa bunları da bazı güçlerin kendisine destek vermesini sağlamak için harcayacaktır. Erdoğan siyasetini gördüğümüz kadarıyla bu temelde yürütüyor.

Türkiye, bu konuda kimlerle ittifak sağlayabilir?

Türkiye’nin bu aşamada kimlerle nasıl ittifak yapabileceği konusunda bir şeyler diyebilecek durumda değiliz. Ama şunu da biliyoruz; Erdoğan her türlü pazarlık ve ittifaka açık bir siyasetçidir. Ancak Suriye’deki diğer güçlerin Erdoğan’la pazarlığa veya farklı bir ittifaka hazır olup olmadığı ayrı bir değerlendirme konusudur. Biz de bu konuları kendi gündemimize almış, değerlendiriyoruz. Bu nedenle şimdilik bir belirlemede bulunmam mümkün olmadığı gibi, doğru da değil. Bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz. Durum önümüzdeki günlerde giderek daha anlaşılır olur, biz de o zaman daha somut şeyler söyleyebiliriz inancındayım.

Öne Çıkanlar