Aktivist Elgazi: Mültecilik bir sorunun kaynağı değil, mağduru olmaktır

Aktivist Elgazi: Mültecilik bir sorunun kaynağı değil, mağduru olmaktır
‘Mültecilik, Göç ve Göçmen Emeği’ sempozyumunda konuşan aktivist Elgazi, 'Siyasi partiler, siyasetçiler ve çoğu basın kuruluşları mültecileri bir ana sorun olarak gösteriyorlar' dedi.

Yağmur Kaya


+GERÇEK- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İstanbul Şubesi, "Mültecilik, Göç ve Göçmen Emeği" başlıklı sempozyum düzenledi. İstanbul Tabip Odası'nda (İTO) düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaparak, sendikaların göçmenlerin sorunlarına çözüm bulma noktasında yetersiz kaldığını söyledi.

Savaş nedeniyle yaşam alanlarını terk etmek zorunda bırakılan insanların, ekonomik, sosyal ve daha birçok alanda yaşadığı sorunlar karşısında baş başa bırakıldığını ifade eden Çerkezoğlu, "Şu anda dünya bu nedenle büyük bir insanlık krizi yaşıyor. Türkiye’de bu insanlık krizinin en acı biçimde yaşadığı coğrafyalardan biri. Hem emperyalistler hem iktidarlar hem de sermayenin doğrudan nedeni oldukları bu insanlık krizinin fırsata çevirmeye çalışıyor" dedi.

DANIŞ: AB, MÜLTECİLERİ TÜRKİYE'DE TUTMAK İÇİN CİDDİ PARALAR ÖDEDİ

Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ve Göç Araştırmalar Derneği Başkanı Doç. Dr. Didem Danış, Avrupa Birliği ile yapılan geri kabul anlaşması ve sonuçları üzerine konuştu. Danış, Türkiye'ye 2014-2015 tarihlerinde yoğun göçlerin yaşandığını belirtti. Danış, Türkiye’nin "açık kapı" politikası güttüğünü ve bu "açık kapı" siyasetinin yanlış siyasi hesap olduğunu belirterek, "Bunun yanlış siyasi hesap olduğunu dillendiriliyor. Çünkü hükümet Esad hükümetinin çok hızlı bir şeklide düşeceğini ve Müslüman Kardeşlerin ile diğer grupların hızlı bir şekilde yönetimi devir alacağını düşünüyordu. Sınırda kurduğu kamplarda bu kişileri ağırlarken, ‘Ensar, Muhacir’ söylemi ile Osmanlıcılığa yapılan bazı referanslar ve söylemler oldu" dedi.  Danış, Avrupa Birliği'nin mültecileri Türkiye’de tutmak için ciddi paralar ödediğini söyledi.

‘BAZEN EVLERİNE BİR HIRSIZ DAHİ GİRSE POLİSE BAŞVURMAKTAN KORKUYORLAR’

İktidarın, göçmenlere yönelik politikasının zamanla değişmeye başladığını söyleyen Danış, ırkçı saldırı ve ayrımcı söylemler nedeniyle sığınmacıların güvenliğine dair kaygı duyduklarını söyleyerek, "Antep'te İlk defa parkları bu kadar boş gördüm. Bunun en önemli sebebi bu ırkçı ve ayrımcı söylem ve politikalardır. Bazen evlerine bir hırsız dahi girse polise başvurmaktan korkuyorlar. Çünkü geri gönderilme durumları var. Buna hangi aktörler neden oldu? İlk başlarda AFAD ilgili konumdaydı. Ancak son dönemlerde İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İradesi etkin olduğunu görüyoruz. Bu da ilk başlarda bu meselinin insanı olarak ele alındığını ancak şu zamanlarda ‘güvenlik’ sorunu olarak ele alındığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

DOÇ. DR. SARAÇOĞLU: SON 20 YILIN İDEOLOJİSİYLE İLGİLİ

Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cenk Saraçoğlu, "Türkiye’de mülteciler ve siyasal sonuçları" başlığıyla bir sunum yaptı. Mültecilerin emeğinin sömürüldüğünü ifade eden Saraçoğlu, bu sömürü düzeyinin aynı şekilde Türkiye işçi sınıfına da uyarlanmaya çalışıldığını söyledi.

‘BİR SIĞINMACILAR CUMHURİYETİ KURMAYA ÇALIŞIYOR’

Saraçoğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Türkiye’deki sığınmacı ve mülteci düşmanlığı sadece 'ötekiye' sıradan bir düşmanlık değildir. Bu, Türkiye’deki son 20 yılda yaşanan ideolojik, siyasal ve iktisadi dönüşümlerin yaratığı fay hatlarıyla ve önemli dönüşümlerle kırılmasıyla çok alakalıdır. Türkiye’nin ideolojik hedefleri var. Türkiye, burada siyasal ve ekonomik nüfusunu artırmaya çalışıyor. İktidarın bu hedeflerinin büyük bölümü suya düştü. AKP’nin Suriye içinde vekil olarak kullandığı suni, İslamcı gruplar var. Türkiye’ye orada çıkabilecek bir değişimi PYD’nin kontrolüne girmesini istemiyor. Asıl hedefi arasında bunlar da var. Suriye’nin geleceği konusunda söz sahibi olmak için buradaki sığınmacıları çok önemli görüyor. Suriye’deki yeni bir tablo ortaya çıkması durumunda Türkiye buradaki sığınmacılar nedeniyle direkt masada olmayı planlıyordu. Tayyip Erdoğan, sığınmacıları Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelere yerleştirmeye dair söylemlerde bulunurken aslında orada bir sığınmacılar Cumhuriyeti kurmaya çalışıyor."

GÖNÜLTAŞ: MEDYANIN DİLİ İKTİDARIN POLİTİKASINA GÖRE ŞEKİLLENİYOR

Gazeteci Hale Gönültaş "Medya ve mülteciler" konulu bir konuşma yaptı. İktidara yakın medya kuruluşlarının haber dilinim iktidarın politikalarına göre şekillendiğini söyleyen Gönültaş, "'Göçmenler misafirimizdir' üzerinden dil kuruyorlar. Fakat Afganistan’dan göçmenlerin gelmesi, ekonomik krizin daha da artması, göçmen karşıtlığı yapan bazı siyasetçilerin oy topladığı görülmesi, zaman zaman ana muhalefet partisinin söylemleri ile birlikte iktidarın söylemlerinde de değişiklik yaşandı" dedi.

AKTİVİST ELGAZİ: MÜLTECİLİK BİR SORUN DEĞİL, BİR SORUNUN MAĞDURU

Sempozyumda söz alan Sığınmacı Hakları Platformu üyesi, aktivist Taha Elgazi, "Mültecilik bir sorun kaynağı değildir. Mültecilik bir sorunun mağduru. Siyasi partiler, siyasetçiler ve çoğu basın kuruluşları mültecileri bir ana sorun olarak gösteriyorlar" dedi.

Elgazi, ülkesi Suriye'de fizik öğretmeni yaptığını yine fizik bilimi üzerine doktora yaptı sırada savaşın başlamasıyla "Ailemi ölümden kurtarmalıydım" diyerek Türkiye'ye sığındığını söyledi. Elgazi, Türkiye'de yaşama tutunmak için hamallık yaptığını ifade ederek, "Kendi iradem, kendi kararımla yüksek lisansımı bırakıp buraya gelmedim. Hepimiz bugün ya mülteci ya da iç mülteci durumundayız. İstanbul'da herkes bir iç mülteci. 'Merhaba'dan sonra 'Nerelisin?' diye soruluyor Türkiye'de. Biz ölümden kaçarak buraya geldik. Herhangi bir insan çadırda yaşamak için buraya gelmez. Şu an bu salonda bulanan hemen herkes göçmen konumunda yer alıyor. Ya dış ya da iç göçmendir. Mültecilik, sadece başka bir ülkeden gelmek değildir. Köyünden çıkmak da mülteciliktir" diye konuştu.

'IRKCILIK İNŞA EDİLİYOR'

 Son aylarda Suriyelilere dönük ırkçı saldırıların artığına dikkat çeken Elgazi, bu saldırıların temelinde de siyasetçilerin söylemlerinin neden olduğunu söyledi. "Irkçılık inşa ediliyor" diyen Elgazi, ana muhalefet partisinin mültecileri iktidara karşı koz olarak kullanmasına tepki gösterdi. Elgazi, "Aynı zamanda iktidar da bizi AB’ye karşı kullanıyor. Biz hem soldan hem de sağdan kullanılmaya çalışıyoruz" dedi. İktidarın 2019 seçimleri ardından Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı düzenlediğini bu saldırı sonrasında Türkiye’de bulunan Suriyelileri sınır dışı etmeye başladığını hatırlatan Elgazi, son 4 ay içinde de benzer durumlar yaşandığını söyledi.

'NEYE SOLCUYUZ!'

 Suriyelilerin evlerinden, iş yerlerinden ve sokaktan alınıp sınır dışı edildiği bilgisini paylaşan Elgazi, "Ben solcu olsaydım kendimden utanırdım. Neye solcuyuz? Kadın meselesinde mi solcuyuz? Geçen gün Antep’te yetmiş yaşındaki Leyla Muhammed’e yumruk atıldı. Türkiye’de kadınları ve haklarını savunan onlarca STK var. Bir tanesi ziyaret etti mi? Onun hakkını savunan oldu mu? Olmadı. Neden? Çünkü Suriyeli" şeklinde tepki gösterdi.

 Elgazi’nin sunumu ardından ilk oturum soru cevaplarla forum sona erdi. İkinci oturum ise "Türk İşçi Sınıfının Bir Parçası Olarak Mülteci İşçiler, Çalışma Koşulları ve Ortak Mücadelenin İmkanları" ile "Mülteciler ve Bir Arada Yaşamanın Koşulları" başlıklı oturumlarla devam etti.

Öne Çıkanlar