Akşener'den 'altılı masa' açıklaması: Türkiye için ortak görüşlerimiz var

Akşener'den 'altılı masa' açıklaması: Türkiye için ortak görüşlerimiz var
Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, 6 siyasi partinin farklı vaat ve tavırları olduğunu söyleyerek 'Türkiye için ortak görüşlerimiz var' dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Akşener, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle, TÜİK verilerine göre son 10 yılda artan çocuk işçi ve istismara uğrayan çocuk sayısındaki artışa dikkat çekti. Akşener, kürsüyü Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Aydeniz'e bıraktı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Sınırları eleğe memleketi hendeğe çevirip milletimizin kendi vatanında yabancı hissetmesi isteniyor. Bütün bunlar bir tek adamın iktidarı sürebilsin diye gözümüzün içine baka baka yapılıyor. Bugün vatan topraklarımız türlü yağmanın ve peşkeşin içinde satılıyor. İktidar, iktidarda kalabileceği her bir gün adına Anadolu’yu rehin ediyor. Ürününü, mahsulünü, toprağını rehin ediyor. Nitekim dünün Duyun-i Umumiye memurları bugün artık Varlık Fonu’nda Toki’de Merkez Bankası’nda ve Hazine’de geziyor. Bugün milli egemenliğimiz varaklı koltuklarında oturabilsin diye parçalanıyor. Kime şirin görünmek istiyorlarsa ona yaranmak için devletin yetkilerini açıkça hiçbir ar duygusu göstermeksizin satıyorlar. Kimi zaman Meclis’imizden gasp ettikleri kanun yapma yetkisini, kimi zaman en son örneğini Kaşıkçı Davası’nda gördüğümüz hukuk yetkisini satıyorlar.

6'LI MASA AÇIKLAMASI: TÜRKİYE İÇİN ORTAK GÖRÜŞLERİMİZ VAR

Bugün büyük ve kronikleşmiş derin bir devlet krizinin içerisindeyiz. Hukuk ve adaleti tek parola yapmak, demokrasiyi tam ve kamil olarak sağlamak için kullanmak mecburiyetindeyiz. Dün 1920’lerin tarihsel eşiğinde önümüzdeki imtihan buydu. Bugün de imtihanımız budur. 6 siyasi parti olarak buluşmamızın ortak noktası budur. Siyasette vaatlerimiz, tavırlarımız farklı ama tüm farklılıklarımıza rağmen Türkiye için ortak görüşlerimiz var. Mesela güçlendirilmiş parlamenter sistemin esasları hakkında fikir birliğine sahibiz. Rantı, hırsızlıkları engellemek için siyasi ahlak yasası çıkarılması için fikir birliğine sahibiz.

23 Nisan’ın Çocuk Bayramı olarak kutlanması Atatürk’ün çocuklara verdiği değerden kaynaklanır. Çocuk hep gülsün mutlu olsun istediğimizdir. Zorlandığında kolayı gösterdiğimiz, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için cesaretlendirdiğimizdir. Atatürk daha o yıllarda çocuklarımızın ne kadar önemli ve değerli olduğunu gördüğünden yalnızca çocuklara özel bir günü Meclis’in kuruluş günüyle özdeşleştirerek bayram olarak kutlanmasını istemiştir.

'SON 1O YILDA 700 KAT ARTMIŞ'

TÜİK’in 5’inci Çocuk İş Gücü Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocukların sayısı 720 bin. Okullarını terk etmek zorunda kalan çocukların sayısı da fazla. Kayıt dışı çalışan, adlarına çırak diyerek sorumluluktan kaçtığımız 2 milyona yakın çocuğumuz var. Makul bir gelecek kurmaktan yoksun bırakılan, gelişimi ihmal edilmiş çocuklarımız var. Peki çocuk gelinler?

TÜİK’e göre son 10 yılda 381 bin 418 kız çocuğumuz evlendirildi. Ne acıdır ki cinsel, fiziksel ve duygusal istismardan koruyamadığımız çocukların sayısı son 10 yılda 700 kat artmış. 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’nu kurarak yetim çocuklarımıza kol kanat geren o kapsayıcı devlet anlayışının bu kadar uzağındayız. Atatürk’ün çocuklarımıza verdiği değerin bu kadar uzağındayız.

Bay kriz ve arkadaşlarının ülkemizi içine düşürdüğü ekonomik kriz milletimizi 100 liralık bakkal çekine muhtaç ediyor. Liyakatsiz kadroların elinde milletimiz her gün çile çekiyor. Geometri kitabı yazmış bir baş öğretmenin kurduğu ülkemiz 4 işlemi bile bilmeden ekonomi yöneten bir çapsızlığın vesayetinde perişan oluyor. Bu yönetim anlayışın artık ne milletimize ne de memleketimize verecek hiçbir şeyi kalmadı. Hal böyle olunca da bay kriz ve arkadaşları saçmalama konusunda birbirleriyle yarışır hale geldi. Memleketin okumuş gençleri her fırsatta iteklenip akın akın yurt dışına gitmek zorunda bırakılırken Ulaştırma Bakanı çıkıp 'bugün yurt dışına mühendis ihraç eder hale geldik' diye övünüyor. Ulaştırma Bakanı’nın patronu da doktorlara ‘defolun gidin’ diyor. Niye bunu dediğini anlamamıştım ihracat rakamlarını çoğaltmak istiyormuş adam.

Mühendis ihraç edip, çoban ithal ediyorlar. Doktor ihraç edip, maraba ithal ediyorlar. Kendi gençlerini yoksulluğa mahkum edenler kendi ülkelerini mülteci kampına dönüştürüyorlar. Bugün her 10 evden birinin elektriği kesik. 1 milyon hanenin de doğal gazı kesik. Enerji Bakanı çıkıp göğsünü gere gere nisan sonu itibariyle 278 bin abonenin elektriğinin kesik olduğunu söylüyor.

Görevi memlekette elektriksiz, doğal gazsız hane bırakmamak olan bakan yaklaşık 1 milyon vatandaşımızın elektrikten yoksun olduğunu söylüyor. En acısı da ülkemizdeki elektriği kesik tüm abonelerin faturalarının toplamı 2 holdingin silinen borcu kadar etmiyor. Asgari ücretliler, emekliler açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışıyor ama ışıltılı gözleri, bir türlü tutmayan plan ve programlarıyla Türk siyasi tarihine şimdiden kara bir leke olarak geçen Bakan Nebati ‘gerekirse gemileri karadan yürütür hedefimize ulaşırız’ diyor. Artık ‘yürütmeyeceğiz, yürüttürmeyeceğiz’ diyemiyor.

Neymiş gemileri karadan yürütecekmiş bu söz ne yaptığına dair en küçük bir fikri bile olmayan liyakatsiz bir bakanın Fatih Sultan Mehmet üzerinden hamaset yaparak acınası bir şekilde durumu idare etme çabasıdır. Kırşehir’de girdiğim birçok dükkanda ışıklar açık değildi. Artan elektrik faturaları esnafımızı böyle bir uygulamaya zorlamış.

Öne Çıkanlar