Ahmet Şık, Gezi Davası'nda yaşananların arka planını anlattı

Ahmet Şık, Gezi Davası'nda yaşananların arka planını anlattı
HDP İstanbul Milletvekili ve gazeteci Ahmet Şık, Gezi Parkı Davası'yla ilgili açıklamalarda bulundu.

Twitter hesabından paylaşım yapan Ahmet Şık, "Gezi davası ile ilgili beraat ve tahliye kararı bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildi" ifadelerini kullandı.

Şık'ın yaptığı paylaşımlar şöyle:

"İstanbul Çağlayan Adliyesi içinden edinilen bilgileri sıralayalım: Gezi davası ile ilgili beraat ve tahliye kararı bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildi.

Hatta bu karar, kamuoyunun yakından tanıdığı bazı gazeteciler tarafından duruşmadan bir gün önce, pazartesi gecesi bazı sanık avukatlarına da "Beştepe’dem gelen müjde" olarak iletildi.

Soruşturma/dava süreci boyunca sadece verilen talimatları yerine getiren heyetin karar günü takındığı tutuma, acelesine (belli bir saate kadar kararın açıklanması istenmişti) bakarak herkes iddianame ve mütalaaya uygun bir ceza beklerken "sürpriz" biçimde beraat kararı açıklandı.

Pelikan Terör Örgütü (PETÖ) çatışma halinde oldukları Abdülhamit Gül’ün bu hükmün çıkmasında etkili olduğu düşüncesiyle kendilerine rağmen alınan bu kararın çıkacağını duymuş ve karşı hamle için bazı planlamalar yaptılar.

30.ACM kalemi memurlarına, başsavcılık tarafından kararla ilgili dilekçe gönderileceği ve işleme sokulmasının istendiği ve bu nedenle mesai saati bittikten sonra gece yarısına dek kimsenin görev yerinden ayrılmaması talimatı iletildi.

Aldıkları talimatın gereğini yerine getirmelerine rağmen şimdi haklarında "kripto FETÖ" suçlaması yöneltilen heyetin kararını açıklamasından sonra herkes Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını beklerken başsavcılık süre turum dilekçesi vererek istinafa itiraz hakkını korudu.

Silivri hapishanesine tahliyeyi geciktirme talimatı verildikten sonra da Osman Kavala’nın yeniden tutuklu kalması için ne yapılacağı tartışıldı. Tahliye edildiği, darbecilik suçlaması yöneltilen 309. madde ile ilgili dosyadan yeniden tutuklama kararı verilmesine karar verildi.

Ancak Çağlayan’daki savcılar, Erdoğan’ın talimatıyla beraat ve tahliye kararı verilen Kavala’nın re’sen tahliye edildiği bir dosyadan yine tutuklanması kararına Erdoğan’a karşı çıkıyor pozisyonuna düşmemek ve aleyhlerinde kullanılmasını istemediklerini söyleyerek imza atmadı.

Bunun üzerine Osman Kavala’nın ilk tutuklamasını yapan ve aynı zamanda 309 soruşturmasınında yürüten terör suçlarından sorumlu başsavcı vekili Hasan Yılmaz’a imza attırıldı. Yapılan basın açıklamasında ise TCK 309 ile ilgili yeni bir soruşturma olduğu belirtildi.

Ancak UYAP sisteminde Osman Kavala ile ilgili yeni bir TCK 309 soruşturması olduğuna dair herhangi bir belge/bilgi girişi yapılmadı. Tahliye edildiği soruşturma dosyasında zaten ifadesi alındığı için Kavala, yine Hasan Yılmaz tarafından tutuklanması istemiyle hakimliğe sevkedildi.

İlk günden bu yana Gezi direnişini "darbe" diye niteleyen ve tüm siyasi diskurunu bunun üzerine kuran AKP kadroları ve PETÖ, beraat kararından sonra sosyal medyada ortaya çıkan zafer havasının yarattığı olumsuz etkinin Erdoğan’ın yenilgisi anlamına geldiğini iknaya çalıştı.

Gezi davasının Batı’yla ilişkilerdeki yükselen maliyeti nedeniyle bazı pazarlıklar sonucu beraat kararı aldırtan ancak kitlesi nezdinde zayıflamış görüntüsü ortaya çıkan Erdoğan çark ederek bu kez tutuklama kararı alınması için yolu açtı.

Çağlayan Adliyesi’nin üst makamı da HSK’nin güya sosyal demokrat kontenjanından yer işgal eden yetkilisini arayarak beraat kararı veren 30. ACM heyeti hakkında "kripto FETÖ" suçlamasıyla inceleme başlatılmasını istedi ve talep yerine getirildi."

Öne Çıkanlar