'Asla vazgeçilmeyecek ilkeler sayıldı'

'Asla vazgeçilmeyecek ilkeler sayıldı'
'İnsan Hakları Eylem Planı dendiğinde farkına varılacak olan tek hakikat; Yaşadıklarımızdır.'

Fikret İLKİZ


ARTI GERÇEK- "Yaşadığımız günler bakımından bir soru sormak lazım; acaba hangisi doğru? Yaşadıklarımız mı yoksa bize söylenenler mi doğru? Hatırlarsanız 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlallerinin önlenmesine dair bir eylem planı kabul edilmişti. Yaklaşık yedi yıl önce. Ve üç yıl öncede güven veren bir adalet ve erişilebilir bir adalet sistemi için 31 Mayıs 2019'da Yargı Reformu Stratejisi açıklandı. Ve buna bağlı olarak 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan iki yıllık bir İnsan Hakları Eylem Planı ile karşı karşıya kaldık. Baktığımız zaman 9 amaç, 50 hedef ve 11 ilke var. Bu planla ilgili olmak üzere devletin, millete taahhüdü olarak özellikle altı çizildi ve böyle taktim edildi. Asla vazgeçilmeyecek ilkeler sayıldı. Bu dokuz ilke arasında özellikle bizim yakın olduğumuz ve sürekli olmadığını bildiğimiz örneğin, hiç kimse başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirileri ve ya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Demekki bu konuda bir sorun var ya da başka bir deyişle, insanlar düşüncelerini açıklamaları nedeniyle tutuklanabilmektedir, özgürlüğünden yoksun bırakılabilmektedir. Yine eylem planında bu tür bir hak ihlalinin önlenmesi yer aldığına göre, demek ki bu hak ihlali vardır ve çare bulunmak istenmektedir. Yine ifade özgürlüğünün en geniş şekilde teminat altına alınabilmesi için mevzuat, yani insan hakları standartları bakımından mevzuat gözden geçirilecektir. İlk kez ifade edilen ve bir anlamda da yüzleşilen bir kavram var. İnsan haklarından hareketle hukuk gözden geçirilecek. Ve bu gözden geçirme hali Türkiye'de sürekli tekrarlanmaktadır. Örneğin 2003 yılında da aynı şey ifade edilmiştir. Ya da şöyle ifade etmek lazım; 2003 yılından beri bu konular gözden geçirilmektedir. 'Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının soruşturma konusu olmaması için hakim, savcı ve kolluk kuvvetlerine sürekli eğitim çalışması verilecektir' deniliyor. Acaba bu eğitim çalışması nasıl olacaktır? Eğitimin içeriği nedir? Düzene uygun hukuk, bu anlamdaki uygunluktan söz edilmektedir. Ve eğitim çalışmaları bu anlamda baktığımız zaman hukuken düzene uygun hale getirilmesi hakkındaki eğitimdir. Yani başka bir deyişle; İnsan haklarından kaynaklı bir eğitimden söz edilmemektedir. 

Basın yayın suçlarıyla ilgili olmak üzere muhakemede yani yargılama şartlarında ifade özgürlüğünün güçlenmesi amacıyla yeniden düzen, yeniden internet sitesinin tamamı ve internet sitesi ile ilgili yayınlar bakımından  gözden geçirilecektir. Bu yeniden ele almak ya da gözden geçirmenin tam karşılığı, yeniden bir baskı düzeninin nasıl kurulacağı konusunda mevzuatın gözden geçirilmesi anlamına gelmektedir. Daha da önemlisi ilkeler arasında gazeteci güvenliği. Gazeteci güvenliğinin sağlanacağından bahsediliyor. Mesleki faaliyetlerin kolaylaştırılacağından söz ediliyor. Bu da bizim yaşadıklarımıza göre, yani ülkede yaşananlara göre demekki gazeteciler ile açılacak davalar daha çoğalacak ve haberlerinden dolayı gazetecilerin yargılandığı davalara daha çok muhatap olacağız, daha çok gözükeceğiz. Yargılanan sanıklar arasında gazeteci sayısı çoğalacak. Buna karşılık iktidarın söylemi şu olacak; gazetecilik suçlarından dolayı yargılamıyoruz. Ama iddianameler, ama bütün deliller bu anlamda gazetecilerin haberlerinden oluşacak demektir. O halde İnsan Hakları Eylem Planı denildiği zaman aslında farkına varılması gereken tek hakikat yaşadıklarımızdır. Yaşadığımız hakikatler, Türkiye'de insan hakları ile ilgili bir eylem planının hayata geçirelemeyeceğinin itirafından ibarettir. Çünkü ifade ve basın özgürlüğü varmış gibi kabul edilmektedir. Hakkını kullanan herkes mualif sayılmaktadır. Ceza hukuku kullanılmak üzere cezalandırılmaları için haklarında ceza davaları açılmaktadır. O halde sonuç olarak ne diyebiliriz? Kendi kurdukları düzene uygun adalet ve yargı sisteminin tekrarı olaran İnsan Hakları Eylem Planı'na baktığınız zaman bizim yaşadığımız hakikatler doğrudur. 

17 Mart 2021 bir HDP milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Yine aynı tarih, 17 Mart 2021... Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapan, halkın oyları ile seçilmiş bir siyasi parti olan HDP hakkında kapatma davası açılmıştır. O halde yaşadıklarımız bu hakikatlere baktığımız zaman, hukukun üstünlüğüne değil, varolan düzeni koruyan, İnsan Hakları Eylem Planı, insan haklarını korumaz ve koruyamaz. 

Öne Çıkanlar