130'u aşkın cezaevindeki açlık grevleri için binlerce kişi sokağa çıktı

130'u aşkın cezaevindeki açlık grevleri için binlerce kişi sokağa çıktı
Binlerce tutuklunun başlattığı süresiz dönüşümlü açlık grevine dikkati çekmek amacıyla yapılan eylem ve etkinliklerde, insanlık dışı tecrit politikasına son verilmesi istendi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde başlatılan ve 50'nci gününü geride bırakan süresiz-dönüşümlü açlık grevine ilişkin Mardin, Şırnak, Urfa, İzmir, Ankara başta olmak üzere birçok il ve ilçede çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlendi. Mardin'in Nusaybin ilçesinde yapılan açıklamaya HDP Sözcüsü Ebru Günay, İl ve ilçe örgütü yöneticileri ile Barış Anneleri katıldı. 
 
Açıklamada ilk olarak söz alan Barış Annesi Nure Tarlak, barış talebini yineleyerek, "Bugün çocuklarımız ile birlikte hepimiz ağır tecrit altındayız. Çocuklarımız bu ağır tecride karşı açlık grevine girdi. Ölümler olmadan barış için ve tecridin son bulması için el ele verelim. Çağrım anneler ile birlikte tüm kesimleredir. Cezaevlerinin sesine ses verelim. Çocuklarımızın talepleri bizim talebimizdir" diye konuştu. 

'TECRİT İÇERDE VE DIŞARDA HAK İHLALLERİ DOĞURUYOR'

Ardından konuşan HDP Nusaybin İlçe eşbaşkanı Hevidar Dinç, cezaevlerindeki hak ihlallerinin işkence boyutuna ulaştığını ifade ederek, "Tecrit içerde ve dışarıda her geçen gün yeni hak ihlalleri doğuruyor. Haklara ve muhalif kesimlere olan tahammülsüzlük, aykırı renklere yaşam hakkı vermiyor" dedi. Dinç, tüm kesimlere iktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı birlikte mücadele ve cezaevlerinin sesi olma çağrısında bulundu. 
 
GÜNAY: TECRİT DEMOKRASİYE KELEPÇEDİR
 
Daha sonra sözü alan kent Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ebru Günay, "Tutukluların 50 gündür iki istekleri var. Biri Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesidir. Bu istekleri Türkiye’nin bu çatışma ve zor şartlardan kurtulması içindir. Diğer ise tutuklular üzerindeki insan hakkı ihlallerinin sona ermesi. Tutuklular ağır işkence ve kötü muamele altında tutuluyor" diye belirtti. İktidarın adli suçluları pandemi dolayısıyla serbest bıraktığını hatırlatan Günay, aynı uygulamanın siyasi tutuklular için de geçerli olması gerektiğini ifade etti. "Tecrit demokrasiye kelepçedir" diyen Günay, bu nedenle tecride son verilmesi çağırısında bulundu. 
 
'TECRİT İNSANLIK SUÇUDUR'
 
HDP Silopi ilçe örgütü de, Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevlerinde artan hak ihlallerine karşı başlatılan açlık grevine ilişkin ilçe binasının önünde açıklama yaptı. "Tecrit insanlık suçudur, tecride son" pankartının açıldığı açıklamaya tutuklu aileleri, kent Milletvekili Nuran İmir, TJA aktivistleri ve HDP il ve ilçe yöneticileri katıldı. 
 
‘SAHİP ÇIKMAK SORUMLULUKTUR'
 
Silopi ilçe Eşbaşkanı Kadir Kunur, tutukluların taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Bugün birçok cezaevinde açlık grevleri devam ediyor. Birçok yerde hükümet tutsakların taleplerini dinlemek yerine, müzakere etmek yerine, baskı ve şiddet yöntemini tercih etmiştir. Cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsaklara sahip çıkmak politik ve ahlaki bir sorumluluktur. Bizler de bu mücadeleyi sürdüren, cezaevlerinde olan politik tutsakların mücadelesinin yanındayız ve elbette ki acılar yaşanmaması adına bizler de mücadelemizi yürüteceğiz ve bir kez daha buradan iktidara çağrıda bulunuyoruz ki bu tutumlarından bir an önce vazgeçsinler. Tutsakların istekleri, güvenlikleri ve sağlıkları da hükümetin sorumluluğunda ve bir an önce sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir." 
 
'MEZARLIĞA DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYORLAR' 
 
Ardından konuşan Şırnak Milletvekili Nuran İmir ise, cezaevlerinde tutukluların insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, "Şuanda Türkiye iki ayaklı yönetiliyor. Bir ayağı kayyumlarla yönetiliyor, bir ayağı da tecrit yöntemiyle yönetiliyor. Bu sistemi ülkenin tümüne yayarak halkı tecrit altına almak istiyorlar. İHD'nin raporuna göre tecride karşı cezaevlerinde binlerce siyasi tutsak şuanda açlık grevinde. Bu uygulamaların son bulması için tutuklular bedenini açlığa yatırdılar. Bugün burada hem HDP olarak hem de tutuklu aileleri olarak dünyaya bir uyarıda bulunmak istiyoruz. Bugün tutuklular şahsında Türkiye'de yaşayan bütün halklar tecrit altına alınmak isteniyor. Cezaevlerini mezarlığa dönüştürmek istiyorlar. Ama biz kadınlar olarak, halk olarak var olduğumuz sürece buna karşı duracağız ve bu keyfi uygulamalara karşı mücadele edeceğiz" diye konuştu. 
 
'AÇLIK GREVLERİNE SES OL'

HDP Urfa il örgütü de, açlık grevindeki tutuklularla dayanışmak amacıyla Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya kent Milletvekilleri Ömer Öcalan ve Ayşe Sürücü ile Barış Anneleri, tutuklu yakınları yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Sloganlar eşliğinde yapılan açıklamada "Tecrit insanlık suçudur, açlık grevlerine ses ol, cezaevlerinden haberin var mı?" pankartı açıldı. 
 
Açıklamada konuşan HDP il Eşbaşkanı Emine Çetiner, vicdanı olan herkese tutukluların sesi olma çağrısı yaptı. Daha sonra konuşan Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve 28 yıldır cezaevinde olan Mustafa Amutgan’nın eşi Remziye Amutgan, eşi ve cezaevindeki tüm siyasi tutsakların Kürt oldukları için cezalandırıldığını vurguladı. Amutgan, "Buradan Kürt halkına sesleniyorum, gelin birlik olalım. Mücadelemizi sonuna kadar götürelim. Bu insanlar cezaevinde ve açlık grevindeler. Bu kadar da zulüm olmaz. Biz nasıl insansak onlar da insan. Onlarında bir hakkı var. İçerde açlık grevinde oldukları için sularını kesiyorlar. Her türlü zulmü yapıyorlar. Bu kadar işkence yeter artık. Eşim yakalandığında 32 yaşındaydım. Şimdi 60 yaşındayım hala onun arkasındayım ve olamaya da devam edeceğim" dedi. 
 
TECRİT NE İNSANİ NE DE HUKUKİ
 
Daha sonra söz alan milletvekili Ömer Öcalan, grevin amacının tecridi protesto olduğunu, açlık grevindeki tutukluların ülkenin normal olağan bir sürece dönmesini istediğini ifade etti. Öcalan, şunları dile getirdi: "Cezaevlerinde tecrit başta Sayın Öcalan üzerinde olmak üzere herkes üzerinde yürütülmektedir. Biz bu Cuma gününde, insanları, ülkeyi yönetenleri sulha çağırıyoruz. Siyasi menfaatleri için bu ülkeyi uçuruma sürüklemek kimsenin hakkı değildir. Tecrit insanlık suçudur. İmralı Adası’nda yıllardır devam eden bir tecrit var. Bu ne insani ne hukukidir. Tecride karşı durmaya devam edeceğiz ve herkese sahiplenme noktasında çağrıda bulunuyoruz." 
 
‘KANUNLARINIZI UYGULAYIN’ 

 
Daha sonra konuşan milletvekili Ayşe Sürücü, 130 cezaevinde binlerce tutuklunun açlık grevini sürdürdüğünün bilgisini paylaşan Sürücü, şöyle konuştu: "İnsanlar bedenini açlığa ve ölüme yatırdı. 22 yıldır Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağır bir tecrit var. Son 5 yılda tecrit artık son noktaya ulaşmıştır. Sayın Öcalan ne ailesi ne de avukatları ile görüştürülmüyor. Herkesin ailesi ve avukatı ile görüşme hakkı var. Ama ne Sayın Öcalan ne de İmralı’daki diğer tutuklular bu haklarında yararlanamıyor. Biz buradan sesleniyoruz kendi kanunlarınızı uygulayın. Sayın Öcalan’ın Türkiye’deki barış için rol ve misyonu çok önemli ve herkes bunu çok iyi biliyor. Ne zaman tecrit derinleştirildi Türkiye’de savaşta derinleşti. Barış için tecridin son bulması ve görüşmelerin gerçekleşmesi gerekiyor. Biz bu tecridi kabul etmiyoruz." 
 
İZMİR
 
HDP İzmir İl Örgütü ise, 25 Kasım'da başlayan açlık grevine ve tutuklularla dayanışma amacıyla Alsancak semtinde bulunan Kıbrıs Şehitleri Caddesi Türkan Saylan Kültür Merkezi Önünde açıklama yaptı. Açıklamaya kent milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Murat Çepni,  İl Eşbaşkanları, Parti Meclis Üyeleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ve cezaevlerinde olan tutukluların yakınları katıldı.
 
Açıklamada, "Tecrit kaldırılsın Cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara son verilsin" pankartı açılırken, "Tutsaklara özgürlük tecride hayır" sloganı atıldı. HDP adına açıklamayı İl Eşbaşkanı Kadir Baydur okudu. 
 
Baydur, "Derinleştirilerek devam ettirilen tecrit bir insanlık suçudur. Devlet kendi hukukunu inkar ederek bu tecridi 5 yıldır devam ettirmektedir. Diğer yandan pandemi ile birlikte cezaevlerinde de mutlak bir tecrit hali uygulanmaktadır" diye konuştu.  

‘TECRİT BİR YÖNETİM BİÇİMİ’
 
HDP'li Milletvekili Murat Çepni ise, cezaevlerinin işkenceye evine döndüğünü söyledi. Cezaevlerinin sayısının gün geçtikçe arttığını belirten Çepni, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz uzun zamandır tecridin sadece İmralı ve Kürt halkına dönük olmadığı bunun bir yönetme biçimi olduğunu söyledik. İşte bu gün bütün ülke bir kayyum bir tecrit rejimiyle yönetilir hale gelmiş durumda. Yaşanan bu hukuksuzluğa cezaevlerinden bir çağrı yapılıyor. Bu işkence ve kayyım rejimine karşı ayağa kalkın diyorlar. Biz de onların sesine ses olma göreviyle karşı karşıyayız.  Onların taleplerini güçlü bir biçimde ortaya koymak ve halklarla buluşturmak göreviyle karşı kar karşıyayız."

HDP Ankara il örgütü de, il binasında basın toplantısı düzenledi. (MA)

Öne Çıkanlar