Prof. Dr. Unat: Laiklik bizim için hayat memat meselesi

Prof. Dr. Unat: Laiklik bizim için hayat memat meselesi
'Hocaların hocası' olarak bilinen Türkiye’nin ilk kadın siyaset bilimci, akademisyen ve gazetecilerinden Prof. Dr. Unat: Ne yaparsanız yapın, Türkiye bir kralın oturtulduğu Orta Doğu olmaz.

18 Eylül’de tam 100 yaşına girecek olan Türkiye’nin ilk kadın siyaset bilimci, akademisyen ve gazetecilerinden, hocaların hocası olarak bilinen Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, ülke gündemdeki sorunlara dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de kadına yönelik bakış açısına ilişkin açıklamalarda bulunan Unat, "Kadın meselesi en büyük problem, çünkü laiklik bizim için hayat memat meselesi" dedi. Son olarak ilerleyen yaşına rağmen Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen 'Kayyum Rektör' protestolarına da katılarak destek veren Prof. Dr. Unat, kadınlara ‘yılmadan mücadele etme’ çağrısında bulundu.

"İçinde yaşadığımız son 20 yılda kadın sorunu konusunda hiç ilerlemedik. İktidar mümkün olduğu kadar kendi hayalindeki kadını oluşturmak istiyor; en az üç çocuk yapan, eve bağlı, çalışırsa da ona göre giyinmesi gereken. Ama böyle olmadı" diye belirten Unat, "Bizim kadınlar fevkalede direniş kabiliyetine sahip. Müthiş güvenim var. Yarın daha fazla baskı yaparlarsa kadınlar da daha fazla direnecek" ifadelerini sözlerine ekledi.

Cumhuriyet’ten Tuğba Özer’in, başta kadına yönelik baskılar ve laiklik meselesi olmak üzere gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Unat’ın "Laiklik hayat memat meselesi" vurgusuyla yaptığı değerlendirmeleri şöyle:

‘KADIN MESELESİ EN BÜYÜK PROBLEM, LAİKLİK HAYAT MEMAT MESELESİ’

"Kadın meselesi en büyük problem, çünkü laiklik bizim için hayat memat meselesi. İçinde yaşadığımız son 20 yılda kadın sorunu konusunda hiç ilerlemedik. İktidar mümkün olduğu kadar kendi hayalindeki kadını oluşturmak istiyor; en az üç çocuk yapan, eve bağlı, çalışırsa da ona göre giyinmesi gereken. Ama böyle olmadı. Bizim kadınlar fevkalede direniş kabiliyetine sahip. Müthiş güvenim var. Yarın daha fazla baskı yaparlarsa kadınlar da daha fazla direnecek. En ufak olayda bizim kadınlar hemen ortaya çıkıyor. Buradan Taliban’a karşı protesto düzenliyorlar. Fevkalede dayanışma hissi var."

‘GENÇLERİN YURT DIŞINA GİTMEK İSTEMESİNİ ANLAMIYORUM’

Yurt dışına gitmek isteyen gençlere ilişkin de konuşan Unat, "Bugünkü gençlerin dışarıya gitme arzusunu ben anlamıyorum. Dışarıya gittiğin zaman sen orada bir kum tanesisin. Senin yeteneklerini, kıymetini keşfedene kadar zaman geçecek. Kendi ülkende belki çabalarsan daha çabuk bulunur. Belki BioNTech aşısını bulan Özlem Türeci ve Uğur Şahin’i örnek göstereceksiniz. Ama onların çok mütevazı şartlarda okuduklarını okudum. Ona Almanya’da göçmen çocuklarına uygulanan ayrımcılık uygulanmamış anladığım kadarıyla" dedi.

‘BİZ BUNA MI LAYIĞIZ?... TÜRKİYE ORTA DOĞU OLMAZ’

Unat, "Türkiye ve dünya sizce göre nereye gidiyor?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Evvela iklim meselesi korkunç, çünkü kapitalizm ihtardan hiç anlamıyor. Ne kadar yapılmaması gereken girişimler varsa onları yapıyor. Rüzgârdan faydalanmak varken kömür kullanıyor. Buna benzer bir sürü şeyler. Fakat ben iyimser olarak ölmek istiyorum. Çünkü bir zamanlar bundan kötüsü olamaz diyordum. Sonra neler oldu... En kötüleri bile kum tanesi gibi kaldı. Biz bu duruma layık mıyız? Değilsek eğer çaba sarf etmek lazım. Atatürk’ün açtığı yollardan hiçbiri kapanmadı. Bazı insanlar kötümser. Ben bardağın yarı dolu olduğunu görüyorum. Ne yaparsanız yapın Türkiye, bir kralın oturtulduğu Orta Doğu ülkeleri gibi değil, olmaz."

KADINLARA ÇAĞRI: YILMADAN MÜCADELE ET!

Gençlere ve kadınlara bir mesaj gönderen Türkiye’nin ilk kadın siyaset bilimci, akademisyen ve gazetecisi Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, şunları söyledi:

"Dayanmak neye karşı olursa olsun... Ne kadar dayanırlarsa o kadar güçlü olurlar. Zaten kadınlar yaşam boyu dayanırlar. Çocuklarını büyütürken, kocalarına... Yılmak diye bir şey olmamalı. Ben yılmadım. Kadın olduğum için, erkekler iki defa profesörlüğümü engellemeye çalıştı. Ben dayandım, onlara kendi çalışmalarımı anlattım. İster özel ister kamusal hayatınızda sabretmek ama mücadele etmek lazım. Yalnızca sabredip öylece oturmak değil, ortaya çıkmak, protesto etmek."

Öne Çıkanlar