Soylu, bu kez AYM üyesine 'sakil' dedi

Soylu, bu kez AYM üyesine 'sakil' dedi
İçişleri Bakanı Soylu, Anayasa Mahkemesi'nin karayollarında gösteri yapılmasını yasaklayan kanun maddesini iptal etmesi üzerine yüksek mahkemeyi hedef almıştı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir süredir hedef aldığı Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. Soylu, "Bir AYM üyesinin bisikletini gösterip, Anayasa'nın 130. maddesini ortaya koyup, sadece PR üzerinden tweet atması son derece sakil bir davranıştır" ifadelerini kullandı.

Süleyman Soylu, Anayasa Mahkemesi'nin karayollarında gösteri yasağını düzenleyen kanun maddesini iptal etmesi üzerine, gösteri yasağının güvenlik amacı taşıdığını savunarak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'a "Bisikletin ile işe git de göreyim" demişti. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi üyelerinden Prof. Dr. Engin Yıldırım, bisikletli bir fotoğrafını paylaşmış ve yargı bağımsızlığını içeren Anayasa'nın 130. maddesini işaret etmişti.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan da Soylu'ya dolaylı olarak çevap vermişti. Zühtü Arslan, "Yargı kararları, özellikle AYM kararları kutsal metinler değildir. Eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir. Eleştirinin eleştirilenler bakımından etkili ve faydalı olabilmesi büyük ölçüde kullanılan üslûba bağlıdır. Yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır" demişti.

    

TGRT Haber'de konuşan Soylu, özetle şu ifadeleri kullandı:

"Anayasa Mahkemesi ile kişisel bir sorunumuz olamaz. Anayasa Mahkemesi ne zaman kuruldu? AYM'nin ilk anayasa üyelerinin içinde kim var? Adnan Menderes'i asan iradenin kendisi Salim Başol ve onun arkadaşları. Dendi ki, "Ey köylüler, siz anlamadınız, sizin seçtiklerinizi astık, astıklarımızı da getirdik sizin üstünüze vesayet olarak koyduk". Biz sistemi tartışmazsak yaptığımız işlerin ehemmiyeti kalmıyor. Refah Partisi'ni kim kapattı? Refah Partisi ne yaptı bu ülkeye? Özgürlük değil mi bir siyasi temsilin sağlanması? 367 garabeti. Bunu kim sağladı? Dönün, 2010 yılında AYM, HSK'nın yapısını değiştirdi. 17-25 Aralık nasıl geldi bu ülkeye? Bunu birisi söylesin, ifade etsin. Bitti mi? Bitmedi. Bütün bunlardan sonra, derdiniz ne ya? Bugün ne oluyor da tekrar bisiklet tartışması başlattınız. Bir AYM üyesinin bisikletini gösterip, Anayasa'nın 130. maddesini ortaya koyup, sadece PR üzerinden tweet atması son derece sakil (uygunsuz) bir davranıştır. Ben görünce, bir reaksiyon ortaya koymuşum, eleştirme hakkı her zaman var. AYM içerisinde bulunan arkadaşlar, üyeler karşı oy yazmıyorlar mı? Öyle bir hava oluşturuluyor ki, biz buna müdahale etmişiz de, bir şey söylemişiz de, bu da Anayasa'sa aykırı gelmiş.

YİNE AKADEMİSYENLERİ HEDEF ALDI

Bu ülkede çukur, barikat, hendek olayları oldu mu, olmadı mı? Yüzlerce evladımız şehit oldu. Peki ne istediler? '17-18 yerde özerklik ilan ettik' dediler. Peki bu yakıp yıkarken, seyahat özgürlüğünü engellediler mi, konut hürriyetini engellediler mi, yaşam hakkını engellediler mi? Peki devletin görevi ne, kamu düzenini, nizamını oturtup bunu ortaya çıkanlara ders vermek değil mi? Peki millilik, yerlilik, vatanseverlik sadece Cumhurbaşkanı'nın, polisin, jandarmanın uhdesinde midir? Hayır. Peki AYM ne yaptı? AYM şöyle bir karar verdi. Birtakım sözde akademisyenler bir bildiri imzaladılar, bu bildiri şurada duruyor. Diyorlar ki 'Bu suça ortak olmayacağız'. Yani devletin bu hadiseleri bitirebilme kabiliyeti suç. Devlet uluslararası alanda şikâyet ediliyor, yaşam hakkını, özgürlüğü ortadan kaldırdı diyor, uluslararası sisteme şikâyet ediyor. "Bu kasıtlı ve planlı kıyım" cümlesini kim kabul eder? "Katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikası". Kimse kusura bakmasın. Başkomiser Ahmet Çamur katil mi? Şehit oldu orada. Onlarca-yüzlerce evlat şehit oldular. Bu memleket kolay mı kurtarıldı? Geçen gün Van'da bir teröristin açtığı ateş sonucu 3 askerimiz şehit oldu. Bu insanlar niye şehit oluyorlar? Bu rezil bir bildiri ve bunlara ilk derece mahkemeler diyorlar ki "Siz suç işlediniz, terör örgütleriyle eş bir tavır ortaya koydunuz". AYM de diyor ki, "Her ne kadar PKK terör örgütünün söyledikleriyle özdeşleşse de bunu söyleme hürriyeti vardır". Peki, AİHM Batasuna'yı niye kapattı, kendisi için bir tehdit olduğu için kapattı. Şurada okuduğumdan rahat bir şekilde anlıyorum, diyor ki bir PKK, terör örgütü bildirisi bu. Devlet katildir, sizin şehit olarak nitelendirdikleriniz de katildir diyor. AYM ne diyor, düşünce özgürlüğüdür diyor. Peki biz bu ülkenin varlığı ve birliği için mücadele edenlere ne anlatacağız? 

'DEVLET'E SIZMIŞLAR'

Bu ülkede 15 Temmuz oldu mu? Fabrikadaki işçi mi yaptı? 15 Temmuz'u Alibeyköy Spor Kulübü'ndeki futbolcular mı yaptı? Kamudan çıkmadı mı? Bir tarafta yargı, bir tarafta TSK içerisindeki hainler değil mi, polisten ayıkladıklarımız değil mi? Devlete girmiş ve sızmışlar bunlar, konuşlanmışlar, akıllarını kiraya vermişler. Peki ne olmuş da bunlar girmiş? Biz 15 Temmuz'dan sonra bir karar aldık, dünyanın bütün ülkelerinde güvenlik tahkikatıyla devlet adamı alalım, bundan masum bir istek var mı? Markete adam alırken de ne olduğuna bakıyorsunuz, annesi babası kimdir, yaptığın bir yanlış var mı diye.

'ÖLME EŞEĞİM ÖLME'

"Biz 15 Temmuz sonrası sibere şöyle bir yetki verdik, sen birtakım suçlar tespit edebilirsin. Hakime git, yetki al, sonra gel bu suçluları ilgili birimlere bildir, yakala ve hakime götür. Neden? Siz dışarıda bir kavga gördünüz, üçünüz bir polissiniz, müdahale etmemeniz mi lazım? Tam siberde biz böyle bir hukuki düzenleme yaptık. Bu düzenlemeden sonra dedi ki "Hayır, önce hakimden izin alacaksın, sonra tekrar döneceksin, kim olduğunu tespit edeceksin, yakalayacaksın, suç unsuru varsa devam edeceksin". Ölme eşeğim ölme." (HABER MERKEZİ)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar