'Sosyal medya yasası' yürürlükte: Özgür gazetecilik için son sığınak olan dijital medya iyice kuşatılacak

'Sosyal medya yasası' yürürlükte: Özgür gazetecilik için son sığınak olan dijital medya iyice kuşatılacak
'Sosyal medya devleri ne karar alırsa alsın bu durumdan en çok sosyal medya kullanıcıları etkilenecek.'

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- Bu gün itibariyle temsilci bulundurmayan Fecabook, Twitter, YouTube ve pek çok sosyal medya sağlayıcısına kademeli olarak cezalar geliyor. Uzmanlara göre, yeni yasanın daha çok Twitter'ı hedeflediği yönünde. 

Twitter, Facebook gibi milyonlarca kullanıcısı olan sosyal medya şirketlerine, bir dizi yükümlülük ve yaptırım öngören yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Çıkarılan düzenleme bu gün (1 Ekim) itibariyle yürürlükte. 

KIZILKAYA: ÖZGÜR GAZETECİLİĞİN SIĞINAĞI DİGİTAL MEDYA KUŞATILACAK

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkan Yardımcısı ve Journo.com.tr Proje Editörü Emre Kızılkaya, Türkiye'de dijital medyanın yıllardır ağır bir sansür ve buna bağlı otosansür baskısı altında olduğunu ifade ederek, 2008 yılında YouTube'nin engellendiğini hatırlatarak, yeni yasanın bir milat olduğunu düşünmediğini ancak yasanın zaten mevcut olan ağır sansür düzenini daha da ağırlaştırma potansiyeli taşıdığını söyledi. 

Kızılkaya, "Çünkü ilk kez sosyal ağlara, Türkiye'de temsilcilik açma zorunluluğu getirirken bunu giderek artan para cezaları ve bant genişliği kısıtlamasıyla yaptırıma bağlıyor. 

'TWİTTER, MİLYONLARCA İNSANIN ADALET ARAYIŞI OLARAK KULLANDIĞI BİR SIĞINAK'

Google ve özellikle de Facebook zaten yıllardır Türk yetkililerle açık ve gizli işbirliği hâlinde, ülkemizde kendi ticari çıkarlarından başka bir şey düşünmedikleri izlenimi veriyorlardı. Bu açıdan yeni yasa daha çok Twitter'ı hedefliyor gibi. Zira hükûmet baskısına rağmen Twitter, Türkiye'de milyonlarca insanın adalet arayışı ve ifade özgürlüğü için kullandığı bir alan olmayı sürdürüyor. Bu yasa önümüzdeki yıldan itibaren özellikle Twitter'a erişimi kesmeye veya zorlaştırmaya yönelik uygulamaları kalıcı hâle getirebilir." dedi.

'TOPLUMSAL HAFIZANIN YOK EDİLMESİ ANLAMINA GELECEK'

Yasayla birlikte idarenin erişim engellemesinin yanı sıra, haber sitelerinden içerik sildirme yetkisini de alması, bir diğer anti-demokratik adım oldu vurgulayan Kızılkaya, bu yolla özgür gazetecilik için son sığınak olan dijital medyanın iyice kuşatılacağını vurguladı. 

Kızılkaya, "Haber arşivlerinin silinmesi, toplumsal hafızanın da yok edilmesi anlamına gelecek" diye belirtti. 

YAMAN AKDENİZ: TWİTTER VE FECABOOK'UN TEMSİLCİ ATAMASI ZOR

İnternet Hukuku Uzmanı Yaman Akdeniz, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının, Türkiye ile ilgili kararlarını açıklamadan değişiklik yapılan yasanın etkilerini tam olarak değerlendirmenin mümkün olmayacağını ifade ediyor. 

Akdeniz, "Açıkçası ben Twitter’ın kesinlikle Türkiye’ye gelmeyeceğini ve hatta Facebook’un da Türkiye’ye gelmeyeceğini düşünüyorum. Eğer gelirlerse o zaman zaten adil yargılamanın olmadığı bir ortamda Türk yargı sisteminin bir parçası olacaklar. Bu da kabul edilebilir bir durum değil. 

Bir diğer taraftan Türkiye’ye gelmedikleri durumda da önümüzdeki 6 ay içinde çeşitli yaptırımlara maruz bırakılacaklar ve Nisan 2021’den itibaren İnternet bant genişlikleri daraltılacak ve bu platformlar kullanılmaz hale gelecek. Dolayısıya, sosyal medya devleri ne karar alırsa alsın bu durumdan en çok sosyal medya kullanıcıları etkilenecek" diyebelirtiyor ve sosyal medyaya yönelik her halukarda baskıların azalmayacağını düşünüyor. 

Türkiye’de İnternet ve sosyal medya ile ilgili yaklaşımın tamamen siyasi ve Amerika’daki kaygılarla Türkiye’deki yaklaşımı karşılaştırmanın doğru olmadığını vurgulandı Yaman, "Türkiye’de ise amaç tamamen muhalif sesleri susturmaktır" şeklinde konuştu. 

ERTUNA: PARA CEZALARI KİMDEN NASIL TAHSİL EDİLECEK?

Gazeteci ve İletişim  Akademisyeni Can Ertuna ise, gazeteciler ve iletişim akademisyenleri çerçevesinde bakınca, yasadaki bazı boşlukların bu yasada nasıl kullanılacağı konusunda çeşitli soru işaretleri yarattığını işaret etti. 

Ertuna, "Bir takım niyetler var. Denetleme, internet üzerindeki hak kayıplarını öne sürerek bazı yaptırımlar uygulama niyetler var. Ancak, sosyal medya platformları bunları sağlamadığında ne olacak? Para cezaları örneğin kimden, tahsil edilecek? Bunun gibi belirsizlikler var" diyen Ertuna, kişilerin, mahkeme kararı beklemeden haklarında yapılan haberleri erişimden kaldırılması yönündeki adıma dikkat çekerek, "Kişilik haklarına saldırı, iftira, hakaret gibi nedenlerle içeriğin engellenmesi veya çıkarılmasının yanı sıra "unutulma hakkı" da kullanılabilecek ve bu durumda kişilerin isminin geçtiği ve "kişilik haklarına saldırı" olarak nitelendirdiği paylaşımlar, Google gibi arama motorlarında görünmeyecek" yani tümüyle silineceğini vurguladı. 

'BANT GENİŞLİĞİNİ DARALTMAK DEMEK BİR SİTEYE ERİŞİMİ ENGELLEMEK DEMEK'

Sosyal medya platformlarına yönelik yavaşlatma, engelleme gibi baskıların zaten var olduğunu söyleyen Ertuna şöyle devam etti:

"Bunun artarak devam edeceği ve birazda keyfiyet üzerinden şekilleneceği yönünde bir endişem var. 

Peki, diyelim ki birtakım uygulamalar yavaştan uygulanmaya başlanacak. Para cezaları ya da en büyük sorunlardan bir tanesi bant genişliğinin daraltılması önündeki yaptırım. Yani yüzde 90 üzerindeki bant genişliğini daraltmak demek bir siteye bir sosyal medya platformuna erişimi adeta imkansız hale getirmek demek. 

'Peki kimlerin başvuruları değerlendirmeye alınabilir?' diye sorduğumuzda içerik engellenme, içerik başvuru değerlendirmeye alınır. 'Mahkemelerden hangi yönde kararlar çıkar?' diye sorduğumuzda da açıkçası önümüzde başka düzenleyici ve denetleyici kurumların tavırlarına ilişkin bir karne var. Örneğin RTÜK'un verdiği para cezaları ve yayın durdurmaları. Muhalif söylemleri olan kanallara nasıl yöneldiği herkesin malumu. Ya da Basın İlan Kurumu yine eleştiri habercilik yapan yayın kuruluşlarına belli dönemlerde ilan yayınlama ambargosu da bu düzenleme ile berabere içerik silinmesi engelleme kararlarını da kimlerin lehine olabileceği kestirmek güç değil. Dolayısıyla gazetecilik alanı açısından da ağırlıklı olarak ve belli de sadece eleştirel habercilik ya da muhalif seslere, muhalif görüşlere ses veren kurumların kişilerin ki yeni medya mecralarında kurşunlardan öte kişiler de tek başına haber kuruluş gibi etki alanına sahip olabiliyor. Bu düzenleme hayata geçtiği taktirde olumsuz etkilenecek taraflar olduğunu kestirmek güç değil. 

Zaten Türkiye de ciddi bir engelleme, halihazırda var. İfade Özgürlüğü Derneği verilerine göre; 2019 yılı sonu itibariyle 408 binden fazla web sayfasına zaten erişim engellenmiş durumda. Sosyal medya paylaşımları nedeniyle çok sayıda kişinin hakkında soruşturma başlatılıyor. Gözaltına alınıyor, tutuklama kararları veriliyor. Görünen o ki, sosyal medya platformları tam da böyle denetim de işbirliğini sağlayabilmek aslında zorlamak için çıkarıldı ancak bazı yasa uygulanacağı muğlak. Uygulanması pek de kolay olmayacak. Fakat gözüken o ki süreç uzayıp gidecek. Bilek güreşi devam edecek."

Sosyal medya yasasının haberi sosyal medyadan alan, sesini sosyal medyadan duruyuran ve hem de adea kendi, kendi hakkını alabilmek için sesini sosyal medya duyuran kullanıcıların, huzurunu kaçıracağını söyleyen Ertuna, "Dolayısıyla ifade özgürlüğü de yasanın ne şekilde yorumlanacağı, ne şekilde uygulanacağına bağlı olarak olumsuz etkilenebilecektir. Tüm boyutlarıyla hukuki olarak ince düşünülmüş bir yasa görüntüsü başında beri vermiyordu" dedi. Ertuna, sosyal medya devlerinin para cezalarını ödemediği takdirde neler olacağını, paranın kimden, nasıl alınacağının büyük bir belirsizliğe dönüşeceğini vurguladı. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar