HDP: Asgari ücret 4 bin TL olmalı

HDP: Asgari ücret 4 bin TL olmalı
HDP Sözcüsü Ebru Günay Diyarbakır’da konuştu. Gündeminde, asgari ücret tespit çalışması, partilerine yönelik baskılar ve Cumhurbaşkanının ‘Kürt sorunu yoktur’ açıklaması vardı.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK-Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, haftalık olağan basın toplantısını Diyarbakır’da Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Genel Merkez bürosunda yaptı. Günay’ın gündeminde güncel siyasi gelişmeler, asgari ücret görüşmeleri yanı sıra, partilerine yönelik baskılar ve iktidarın uyguladığı politikalar vardı.

GÜNAY: TEK TARAFLI DAYATMAYLA ASGARİ ÜCRET BELİRLENEMEZ

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının bugün yapılacağını ifade eden Günay, milyonlarca emekçiyi yakından ilgilendiren bu sürecin demokratik ve katılımcı olması gerektiğini söyledi. Günay, "Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapacağı birkaç toplantıdan sonra milyonlarca çalışanın bir yıl boyunca alacağı ücreti belirleyecek. İktidarın tek taraflı ‘yaptım oldu’ dayatması ile asgari ücret belirlenemez. Biz Asgari Ücret Komisyonu'nun daha fazla işçi ve emekçi temsilcisinin katılımıyla genişletilmesini istiyoruz" dedi.

ASGARİ ÜCRET NET 4 BİN TL OLMALIDIR

Asgari ücretin 2020 yılı için net 2 bin 324 lira 70 kuruş olarak belirlendiğini ifade eden Günay, bu para il en temel ihtiyaçların bile karşılanamayacağını aktardı. HDP olarak asgari ücretin vergi ve kesintilerden muaf tutularak 4000 TL olmasını istediklerini belirten Günay, "Bunun altında verilecek her tür ücretin işçileri, emekçileri ekonomik krizin, enflasyonun ve çöküşün altında bırakacağını söylüyoruz. Çünkü; 2020 yılı Ocak Ayı ile Aralık ayı arasındaki alım gücü farkı yüzde 40’ı aşkın bir seviyededir" dedi. Günay, HDP olarak "Asgari Ücret 4000 TL Olmalı" talebiyle kampanya başlattıklarını aktardı.

SON 10 GÜNDE BİNE YAKIN GÖZALTI

Partilerine yönelik baskı ve gözaltılara da değinen Günay, son on günde bine yakın yönetici, üye ve seçmenin gözaltına alındığını söyledi. Saldırıların bir konsept dahilinde ve yukarıdan talimatlarla yapıldığını ifade eden Günay’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

-İçişleri Bakanlığı'nın "başsavcılıklarla koordineli 42 ilde planlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda 641 şahıs gözaltına alındı" açıklaması operasyonlarının nasıl organize edildiğinin kanıtıdır. Hukuki bir kararla değil, siyasi kararlarla koordine edilen savcıların talimatıyla bu saldırılar gerçekleşiyor. Tüm bunlar Kürt halkının siyasetle bağını koparmaya yönelik operasyonlardır."

‘ÖZCAN ERBAŞ’IN KATLİAMI DİĞER PEK ÇOK SİVİL KATLİAMIN DEVAMIDIR’

"-Kürt halkına yönelik düşmanca siyaset her alanda sürüyor. 30 Kasım günü, köylerine piknik yapıp palamut toplamak için giden 4 gençten biri olan 16 yaşındaki Özcan Erbaş, kolluğun açtığı ateş sonucu katledildi. Bu katliam Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Roboski ve Kemal Kurkut gibi pek çok sivil katliamın devamıdır. Bu katliamlara karşı uygulanan cezasızlık politikası yeni katliamların önünü açmıştır. Özcan Erbaş’ın katledilmesi Hakkari Valiliği tarafından yapılan açıklama ile meşrulaştırılmaya çalışıldı. Açıklamanın her kelimesi, her cümlesinde bir aymazlık ve pişkinlik var."

CEZAEVLERİNDEKİ İHLALELER

"-Aynı saldırı politikası cezaevlerine yönelik de katmerlenerek sürüyor. 27 Kasım’da cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar; Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit ve cezaevlerinde artarak devam eden hak ihlallerine karşı süreli ve dönüşümlü olarak açlık grevi eylemlerine başladılar. Bu talepleri gözetmesi gereken iktidar ise saldırılarla yeni ihlallerle tutsaklara karşılık veriyor. İçeride dışarıda nerede olursa olsun bütün bu saldırılara ve hak ihlallerine yönelik cevabımız direniş, demokratik ve meşru mücadeleyi yükseltmek olacak."

‘KÜRT SORUNUNU ORTADA DURUYOR’

"-AKP-MHP yönetimi Türkiye’yi krizler girdabında çözümsüzlük siyasetiyle yönetmeye devam ediyor. Kürt sorunu bu ülkenin hakikatidir ve hiçbir manipülasyonla, yalanla, hileyle örtülemez, ertelenemez, görünmez kılınamaz. Çözülmüş gibi gösterilemez. Kürt sorunu bir hakikat olarak orta yerde duruyor. Öldürdük, yaktık, yıktık denilerek aşabilecek bir sorun değildir. Hep söyledik: Bu sorunu çözmeyenler yozlaşacak, parçalanacak ve yıkılıp gidecek. İktidarın yaşadığı çoklu kriz tam da bu kaçınılmaz sona işaret ediyor. AKP’nin iktidarda kalmak uğruna Kürtlere saldırması AKP iktidarının da sonunu getirecektir. Sorunu şiddetle çözerim diyen iktidarların hangisi ayakta durabildi?

"Kürt sorununu çözdük" diyenlere diyoruz ki, Kürt sorunu sakız değildir, öyle kafanıza göre hüküm belirleyemezsiniz, haddinizi bilin. Kürtlerin siyasi iradelerine ket vurmaya devam etmekle, inkârı sürdürmekle, dillerini sürekli yasaklamakla, belediyelerini gasp etmekle, kimliklerini yok saymakla, özgürlüklerine düşmanlıkla Kürt sorununu çözdüğünüzü mü sanıyorsunuz?"

‘DOLMABAHÇE MUTABAKATI'NA DÖNÜLSÜN’ ÇAĞRISI

"-20 yıldır bütün imkânsızlıklara rağmen, barış için, çözüm için, diyalog için kapıları aralamaya çalışan Öcalan ve onun çözüm iradesi var. 2,5 yıl İmralı'da kendisiyle görüştünüz. Ondan önce 2 yıl Oslo'da dolaylı görüşmeler yaptınız. Bu sorunu bir haftada çözerim diyen bir lidere tecrit uygulamak sorunu daha da büyütmekten başka bir anlama gelmez. Ülkenin kurtuluşu Dolmabahçe Mutabakatı'na dönmekten geçiyor. HDP olarak demokratik siyasetin geliştirilmesini talep eden, evrensel hukuk içinde formüle edilen çözüm önerimizi sunmaya devam ediyoruz. Bundan dolayı açıkça diyoruz ki: Bizim için onurlu barış ve demokratik siyaset tarzı esastır. Bunun şartı da Sayın Öcalan’a uygulanan ve hiçbir hukuki ve ahlaki temeli olmayan tecridin kaldırılması ve diyalog kanallarının açılmasıdır."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar