Demirtaş: AİHM kararında en önemsiz madde benim serbest bırakılmamdır

Demirtaş: AİHM kararında en önemsiz madde benim serbest bırakılmamdır
'AİHM'in verdiği kararda en önemsiz maddesi benim serbest bırakılmamdır. Çünkü o beni ilgilendiriyor. Ama diğer 5 madde 83 milyonu ilgilendiriyor.'

HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM'in "serbest bırakılmalı" kararından sonra ilk kez duruşmaya çıktı. Duruşmaya SEGBİS ile katılan Demirtaş'ın davası 26 Mayıs'a ertelendi. Duruşma öncesi adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı.

HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada hâkim karşısına çıktı. Demirtaş, Çağlayan'daki İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

‘HUKUKİ DESTEK ALAMIYORUM’

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, pandemi nedeniyle SEGBİS'te avukat bulundurma hakkının elinden alındığını belirten Demirtaş, "Hukuki destek alamıyorum. Mart ayından bu yana avukatlarımla açık görüş yapamadım. Pandemi nedeniyle SEGBİS’le avukat bulundurma hakkım elimden alınmış durumda. Bunun tutanağa geçmesini istiyorum. Yine avukatlarımla görüşme, dosya alıverişinde bulunma imkânım da elimden alınmış durumda. Avukatlarımın dava dosyasına dair bana kapalı görüş esnasında verdikleri dosya 4 gün sonra bana ulaştırıldı. Bu da savunma hakkımın ihlali anlamına geliyor. Benim herhangi bir sevkim olağanüstü koşullarda gerçekleşiyor. Var olan koşullardan dolayı ben de ısrar etmek istemiyorum ama bunların da tutanağa geçmesini isterim" dedi.

'DÖRT YILDIR ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM'

İki iddianamede söz edilen iki konuşmasını da Diyarbakır'da yaptığına vurgu yapan Demirtaş, "Diyarbakır'da yaptığım iki konuşma nedeniyle İstanbul'da yargılanıyorum. Neden Diyarbakır’daki bir şey İstanbul’da oluyor? Velev ki ben bu açıklamayı yaptım. İstanbul havalimanı hangi yargı çevresindedir. Bakırköy yargı alanında. Yetkili yine Bakırköy Adliyesidir. 4 yıldır bunu anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye bir hukuk devleti mi? Evet. Peki bu Anayasa bir tek Demirtaş’ı mı bağlamıyor? Görünen o ki hükümetin başından sözcülerine kadar, ‘yasalar Demirtaş'a karşı uygulanmayacak’ talimatıyla uygulanıyor" diye konuştu.

‘NASIL İSTANBUL’DA DAVA AÇILIYOR?’

Erdoğan’ın kendisi hakkındaki sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Mahkemelere ‘Demirtaş’ın hiçbir hakkını korumuyoruz’ demişlerdir. Ama Anayasamıza göre yasama, yürütme ve yargı erki birbirinden bağımsız olmasına rağmen yürütmenin başındaki kişi yasamaya talimat vermiştir. Bu kişi ‘yasaya uymayacaksınız’ demiştir. Diyarbakır’da yapılan bir konuşma nasıl oluyor da İstanbul’da dava açılıyor. Bunun ötesinde aynı konuşmaya nasıl oluyor da hem İstanbul hem de Diyarbakır’da soruşturma başlatılıyor? Mahkemeniz demedi ‘bu suçlar benim yetki alanımda gerçekleşmemiştir.’ Şimdi ben Diyarbakır’da yaptığım konuşma nedeniyle bir tanık dinletmek isterdim. Ne yapılacak? Tanığı Diyarbakır’dan buraya mı getireceğim? Mahkemenizin yargılama yetkisi yoktur. Davanın Diyarbakır’a gönderilmesi lazım" ifadelerini kullandı.

‘BASKI UYGULAMAYI AMAÇLIYORLAR’

Milletvekillerinin parlamento içerisinde ve dışında yaptığı konuşmaların yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunu belirten Demirtaş, şöyle devam etti: "Anayasada bu kişinin yaşamı boyunca devam eder diyor. Yani kişi yapılan konuşmanın içeriğinden yargılanamaz. Ben soruyorum. Siz bu anayasaya sahip çıkacak mısınız? Anayasaya mı sahip çıkacaksınız yoksa Erdoğan’ın sözlerini mi uygulayacaksınız? Malum kişi bir partinin başkanı, ben de bir partinin Eş Genel Başkanıydım. İki parti başkanı arasında bir taraf mı olacaksınız yoksa anayasaya mı uyacaksınız? Anayasaya bağlı olup olmadığınızı görmek istiyoruz. Milletin temsilcilerinin söz söyleme hakkı en üst düzeyde güvence altına alınmıştır. Bunda amaç şudur? Halkın sorunları dile getirilirken bir baskı altında kalmadan düşüncelerini dile getirmesidir. Bu anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. Bu yargılama hukuk açısından çok önemli. O nedenle parlamenterlerin hakları uygulanmalıdır. Bunu sadece ben mi söylüyorum? Hayır, AİHM de bunu söylüyor. AİHM’in kararları bağlayıcı mıdır değil midir tartışması iki aydır yapılıyor. Kim tartışıyor? Yürütme organı tartışıyor. Bunu Cumhurbaşkanı, bakanlar kısaca Cumhur ittifakının ortakları tartışıyor. AİHM’in kararlarının bağlayıcı olup olmadığını tartışmak utanç vericidir. Galata Kulesinin altında oturup, ‘Galata Kulesi var mıdır yok mudur’u tartışmak gibidir. Tartışma konusu olmayan bir konuyu tartışıyorlar. Neden tartışıyorlar peki? Hiçbir hükümet yetkilisi gelip size ‘şunu yapın’ demez. Gelse bile sizler kovarsınız eminim. Ne yapıyorlar peki? Her gün TV programlarında konuşarak sizler üzerinizde baskı kurmayı amaçlıyorlar. Siz 83/1'de tanınan hakkı mı esas alacaksınız yoksa Tayyip Erdoğan'ı mı, Mehmet Uçum'u mu, yoksa Süleyman Soylu'yu mu esas alacaksınız."

‘HUKUKA GÖRE KARAR VERİN’

Dışarıda yaptığı konuşmaları mecliste de yaptığını dile getiren Demirtaş, "Bir örnek veriyim. Boğaziçili öğrencileri selamlıyorum. Anayasa ve yasalar hem gösteri yapma hakkını güvence altına almış durumda. Dün televizyondan izledik, polislerin öğrencilere müdahalesini. 10 polis bir kişiye müdahale ediyor, biri de yumruk atıyor. Bunu dile getiren bana mı dava açılacak yoksa bu şekilde müdahale edenlere mi?" diye sordu. Muhalefet parti başkanlarının Meclis'te yaptığı konuşmalara Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaların açıldığını dile getiren Demirtaş, "Sizden beklentim hukuku savunun. Bana ceza mı verirsiniz, vermez misiniz siz biliriz. Ama kendinizi esas alın ve hukuka göre karar verin. Başka bir şeyin etkisi altında kalmayın" dedi.

'SİYASİ TUTUKLU OLARAK BULUNDUĞUMU TESPİT ETMENİZİ İSTİYORUM'

AİHM’in kendisi hakkında verdiğin kararı hatırlatan Demirtaş, şöyle konuştu:

"AİHM'in verdiği kararda en önemsiz maddesi benim serbest bırakılmamdır. Çünkü o beni ilgilendiriyor. Ama diğer 5 madde 83 milyonu ilgilendiriyor. Bu karar diyor ki tutuklama siyasi saiklerle yapılmıştır. Bu kararlar eninde sonunda uygulanacaktır. Bu kararı yok saymış bütün hâkim ve savcılar ağır bir suç işliyor. Çünkü burada deniliyor ki, bu tutuklama ‘siyasi saiklerle’ yapılmış. AİHM basit bir ihlalden söz etmiyor. AİHM, ‘seçimlerde ve referandumda iktidar kendisine üstünlük sağlamak için rakiplerinden birini tasfiye etmeye çalışmıştır’ diyor. Bizi içeride tutma daha büyük bir suça tekabül ediyor. Bu bir darbe suçudur. Biz oluruz olmayız, ama Türkiye Cumhuriyeti Türküyle, Kürdüyle, Alaevisiyle kalacak. Sizi de bu suça ortak etmek istiyorlar. Ortak olmayın. Siyasi saiklerle tutuklu bulunduğum için savunma yapamıyorum. ‘Selahattin Demirtaş bir siyasetçidir, tutuklu olduğu için duruşmaya getirilmedi’ diye karar düşmeniz gerekiyor. Hakkımda 122 dava açılmış. Bu baskı kurmak içindir. Siyasi tutuklu olarak tutuklu bulunduğumu tespit etmenizi istiyorum. Sizin yapmanız gereken bu davayı düşürmektir."

CEZAEVLERİ VURGUSU

Demirtaş savunmasına devam ederken mahkeme başkanı "Konu çok dağıldı" diyerek tutuklu bulunduğu hususlar üzerinde savunma yapmasını istedi.

Demirtaş, bir siyasetçi olduğunu, siyasi konuşmalarından kaynaklı yargılandığını belirterek, "Açıklamak zorundayım. Hırsızlıktan yargılanmıyorum. Sizi de koruyoruz. Dokunulmazlık yasaya uygun kaldırılmamıştır. Dokunulmazlığım kalkmadan beni yargıladınız. Milletvekilliğim kalkmadan önceki bütün davalarım geçersizdir. Mesele Demirtaş ve asliye ceza mahkemesi arasındaki bir yargılama değil, tüm Türkiye meseledir. Son olarak cezaevlerinde de sorunlar var, açlık grevinde olan arkadaşlarım var. Onları da selamlıyorum" diye konuştu.

Demirtaş'ın avukatlarının savunmalarının ardından duruşma sona erdi. Mahkeme heyeti, duruşmayı 26 Mayıs’a erteledi.

DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPILDI

Duruşma öncesi adliye önünde yapılan basın açıklamasında AİHM'in Demirtaş hakkında verdiği 'tahliye' kararının uygulanmamasına ve Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gözaltılara tepki gösterildi.

Açıklamada, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut, Ezilenlerin sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz söz aldı.

'KANUNLAR HİÇE SAYILIYOR'

İktidarın kanunları hiçe saydığını, verilen kararların hiçbirini uygulamadığını dile getiren Bulut, "Bu iktidar ülkenin devasa adalet saraylarıyla övünüp, adalet dağıtmayan bir iktidar. Biz buna karşı mücadele ediyoruz" diye belirtti.

ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, verilen hukuki kararlara rağmen arkadaşlarının talimatlar üzerine içeride tutulduğunu dile getirerek şöyle dedi:

"AKP Başkanı ve onun Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı talimatla bir savaşta ve bir savaş esirine davranır gibi siyasi tutsaklarımıza hukuku hiçbir kararı uygulamayacağını alenen ilan ediyor. Biz de buradan ona sesleniyoruz, Selahattin Başkan’ın dediği gibi; ‘Cesareti bu ülkede hakları için, özgürlükleri için dövüşenlerle birlikte ezilenlere ulaştıracağız’ biz de bu cesaretle birleşik mücadeleyi örgütleyeceğiz ve söküp alacağız."

'KARANLIKTAN BESLENİYORLAR'

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de birlikte mücadele etmenin önemini vurguladığı konuşmasında, "Bugün siyasi tutsak olarak tuttukları arkadaşlarımızın, siyasi rehin gibi tutulduklarını biliyoruz. Çünkü bu iktidarlar, faşizmden, karanlıktan, baskıdan, zulümden besleniyorlar" dedi. Sözlerine Kürtçe devam eden Aydeniz, "Kürdistan’ın özgürleşmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Bizler bugün eşitlik, adalet, barış için buradayız" dedi.

NE OLMUŞTU?

AİHM, Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması yönünde bir karar vermişti. İktidar kanadı ise bu kararı tanımayacaklarını belirten söylemlerde bulunmuştu. AİHM, geçtiğimiz gün Demirtaş'ın ikinci tutukluluğuyla ilgili Türkiye'den savunma istedi. 
 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar