İbrahim Turhan: 'Faiz artırmadık' diyebilmek için son kalan çapa da feda edildi

İbrahim Turhan: 'Faiz artırmadık' diyebilmek için son kalan çapa da feda edildi
Turhan, 'Sırf faiz artırmadık diyebilmek için son kalan çapa olan bütçenin feda edildiğini, kur artışının yol açabileceği potansiyel maliyetin toplumsallaştırıldığını söyleyebiliriz' dedi.

ARTI GERÇEK - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'dövize dayalı mevduat' açıklamasını değerlendiren Borsa İstanbul eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel MüdürüGelecek Partili İbrahim Turhan, yeni sistemin vade ayrımı gözetmeksizin tüm mevduatlara uygulanıp uygulanmayacağının henüz açıklanmadığının altını çizerek, "Sırf 'faiz artırmadık' diyebilmek için son kalan çapa olan bütçenin de feda edildiğini, kur artışının yol açabileceği potansiyel maliyetin böylece toplumsallaştırıldığını söyleyebiliriz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe'deki Bakanlar Toplantısı'nın ardından ekonomide hayata geçirilecek yeni tedbirleri açıkladı. Erdoğan, tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlara yeni bir finansal alternatif sunacaklarını belirterek, "Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk Lirası'ndan dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak" dedi.

Erdoğan'ın açıkladığı yeni sistemi 'dövize endeksli TL mevduat' olarak tanımlayan Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi ekonomist İbrahim Turhan, sosyal medya hesabından değerlendirmede bulundu.

"Kurun bugünkü düzeyini esas alır ve enflasyona yakın bir artış olabileceğini varsayarsak, sırf "faiz artırmadık" diyebilmek için son kalan çapa olan bütçe de feda edildi" diyen Turhan'ın açıklamaları şöyle:

"Dün akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı duyuruyla gündeme gelen ve "dövize endeksli TL mevduat" diye tanımlanabilecek ve Hazine’nin bireysel mevduatlara bir tür döviz alım opsiyonunu bedava vermesi ile benzer etkiye sahip yeni ürün üzerinde kısa bir değerlendirme yapalım.

Öncelikle bu uygulamanın ayrıntılarını henüz tam olarak bilmediğimizi anımsayalım. Gece boyunca kamuoyuna yansıyan bilgiler sonra sınırlı.

Örneğin; bu uygulamanın vade ayrımı gözetmeksizin bütün mevduatlara aynen uygulanıp uygulanmayacağı gibi önemli ayrıntılar henüz açıklanmadı.

Bu uyarıyı yaparak elimizdeki bilgiler ışığında kısaca dövize endeksli mevduat (DEM) olarak anacağımız uygulamayı değerlendirelim.

HÜKÜMETİN GERÇEKLİĞİ KABUL ETMİŞ OLMASI ÖNEMLİ

Öncelikle şunu vurgulayalım; hükümetin bir süredir kur artışını önemsemezmiş görüntüsünden çıkıp gerçekliği kabul etmiş olması önemli bir kazanımdır.

Önce yeni ekonomik model (YEM), ardından Türk ekonomi modeli (TEM) diye adlandırılan modellerin, parası rezerv para olmayan Türkiye gibi bir ülkede uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmiş ve Dövize Endeksli Mevduat (DEM) modeline geçilmiş oldu. Hükümet, kurdaki istikrarı sağlayabilmek uğruna tezlerinin bir kısmından vazgeçti.

DEM, Bir süredir, TCMB’nin döviz müdahalelerine rağmen artık neredeyse her gün yüzde 3-4 kur artışına yol açan spekülatif bireysel talebin önünün alınmasını sağlamada etkili olacaktır. Bütün vade türlerine eşit uygulanması durumunda, bireylerin dövize dönmesine gerek olmayacak.

Bununla birlikte; gerçekleşmiş olan maliyet artışları, yıllık kur artışının hâlâ yüksek olduğu, reel ücret artışları, en önemlisi de TCMB’nin yüzde 14 ile ciddi bir TL likidite vermeyi sürdüreceği göz önünde bulundurulduğunda enflasyonun ciddi bir sorun olmayı sürdüreceği açık.

SON ÇAPA DA FEDA EDİLDİ

Kurun bugünkü düzeyini esas alır ve enflasyona yakın bir artış olabileceğini varsayarsak, sırf "faiz artırmadık" diyebilmek için son kalan çapa olan bütçenin de feda edildiğini, kur artışının yol açabileceği potansiyel maliyetin böylece toplumsallaştırıldığını söyleyebiliriz.

Bu durumda, böyle bir yükü hiçbir şekilde içermeyen ve daha birkaç gün önce Meclis’ten geçen bütçe ortadayken, kamu maliyesinde oluşacak ilave yükün Türkiye’nin kredi notu üzerinde yaratabileceği etkiyi öngörmek zor. DEM’den yararlanabilecek potansiyel mevduat tutarı 2 trilyon.

Biz yine de iyimser tarafta kalalım. Kurun kopup gittiği izlenimi oluşturan ve bir süredir kendi kendini besleyen kısır döngünün şimdilik durdurulmuş olması ve -yüksek bir maliyetle de olsa- zaman satın alınması önemlidir.

Hükümetin bizim şu çağrımıza kulak verdiği anlaşılıyor. Gelişmelerin nasıl seyredeceğini izlemeye devam etmek ve temkinli olmak gerekiyor."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar