Eski BOTAŞ Genel Müdürü Yardım: Tuz Gölü deposunda sekiz günlük gaz var

Eski BOTAŞ Genel Müdürü Yardım: Tuz Gölü deposunda sekiz günlük gaz var
Yardım, Türkiye gaz rezervinin önemli bir kısmının depolandığı Tuz Gölü sahasında sekiz günlük gaz kaldığını, önceden alınması gereken tedbirlerin alınmadığını vurguladı.

Türkiye’nin uzun dönemli doğalgaz kontratları ve yatırımları döneminde BOTAŞ Genel Müdürü olarak görev yapan Gökhan Yardım, mevcut doğalgaz sorununun arz-talep dengesizliğinden kaynaklanmakla birlikte, önceden yapılması gereken hazırlıkların tamamlanamamış olmasından kaynaklı olduğunu söyledi.

Dünya gazetesinde yer alan habere göre Yardım, doğalgaz talebinin karşılanmasında uzun vadeli çözüm olarak Azerbaycan’da yeni sahalarda gaz üretilmesi konusunda inisiyatif, Kuzey Irak dahil yeni kaynaklar ve piyasa serbestleşmesi gerektiğini söyledi.

Yardım, kısa vadeli sorunun kamuoyunun bildiği İran gaz tedarikinin kesilmesi ve aşırı talep artışından kaynaklı olduğunu, bu şartlar ortadan kalkmadan da mevcut dengesizliğin giderilemeyeceğini vurguladı. Yardım, Tuz Gölü depolama ve Silivri depolama yatırımlarında ihale iptalleri, bazı şirketlerin inşaatı başaramaması gibi sorunlar ile Saros LNG’nin tamamlanamamış olmasının da mevcut arz sorununda rolleri olduğunu anlattı.

TUZ GÖLÜ DEPOLAMASINDAKİ SORUNLAR

"İstanbul gaz talebinde çok önemli. Böyle havalarda anafor gibi çeker gazı" diyen Gökhan Yardım, gaz tedarik sorununu çözmek için yapılan Tuz Gölü depolaması ve Silivri depolamasında mevcut talebi karşılayacak yapı oluşmadığını kaydetti.

Tuz Gölü depolamasının devam eden yatırım tamamlanamadığı için 650 milyon metreküplük bir hacimde olduğunu, 12 Ocak’a kadar bu depoya 535 milyon metreküp stok yapıldığını kaydetti. O tarihten sonra gaz çekişinin başladığını ve son verilere göre Tuz Gölü depolamasında 213 milyon metreküp gaz kaldığını anlatan Yardım, söz konusu depodan günlük 28 milyon metreküp gaz verişinin sağlandığı hesaplandığında 8 günlük gazın bulunduğunu ifade etti.

'AZERBAYCAN'IN SAHALARINI GELİŞTİRMELİYİZ'

Gökhan Yardım, boru hatlarından mevcut anlaşmalar doğrultusunda, İran dışında girişlerin devam ettiğini ancak ilave talebin ve İran gazı açığının karşılanamadığını vurgulayarak, kesinti yapma çözümünün kısa vadedeki tek olasılık göründüğünü anlattı.

Yardım, sorunun genel çözümü için ise şu bilgileri verdi:

"Türkiye serbest piyasa sistemine geçiş kararı aldı, kamu ithalatını düşürme politikası uygulayacağını; piyasa serbest olacak dedi ama uygulama hiçbir şekilde böyle olmadı. Kamu ağırlığı arttı. Siyasi tercihtir ancak bu siyasi tercihin gerekleri yerine getirilmesi gereklidir. BOTAŞ 2001’e kadar tekeldi, tekel kaldırıldı. BOTAŞ’ın yetkileri EPDK’ya geçti ancak EPDK, gaz getirmek isteyen, LNG yatırımı yapmak isteyen özel sektöre izin vermiyor. Özel boru hattı yatırımı yapılamıyor. Arz güvenliği için piyasa serbestleşmesi. Devletin LNG yatırımlarının arz güvenliğini sağlamadığını görüyoruz.

Doğuda yeni kaynaklara ihtiyacımız var ve 4-5 yıllık kontratlarla az sağlamak gerekli. Azerbaycan’da yeni sahalar var. Azerbaycan’ın o sahaları geliştirmesine katkı verebilir, Türkiye’ye getirebiliriz. TPAO, Karadeniz’de gaz buldu. Kapasitesi olduğuna inanıyorum. Ayrıca başka komşu ülkelerden spot gaz alımına izin verilmeli. Şu anda spot gaz getirme imkanı mevzuat olarak sadece uzun vadeli gaz sözleşmesi yapılan ülkelerle sınırlı. Bu mevzuat değişmeli. BOTAŞ dışında gaz getirebilen bir yapı yok. Piyasanın serbestleşmesi çözümlerden biri. "

İRAN İLE GAZ SORUNU

Türkiye’ye gelen İran gazının teknik nedenlerle kesildiği bilgisinin verildiğini vurgulayan Gökhan Yardım, "Bu gerekçe dışında, İran arz sıkıntısının başka bir boyutu var mı? Tahran’a bakınca hava koşulları o kadar ağır değil. Tam gerçeği bilmiyorum, İran neden böyle yapıyor, gerçekten teknik bir sıkıntı mı, başka geçmiş olayların hesabı mı ülkeyi yönetenler elbette durumu biliyordur" yorumunu yaptı. Yardım, İran’ın Türkiye üzerinde fiyat baskısı kurmak istemesinin de olasılıklardan biri olduğunu, Rusya ile yeni kontrat yapıldığı dönemde bu sorunun yaşanmasına bakarak böyle bir yorum yapılabileceğini belirterek, bu olasılık değerlendirildiğinde, Türkiye ile 2026’da bitecek kontrat müzakerelerinde Türk tarafını sert tutum izlemeye itecek bir yanlışlık yapıldığının altını çizdi.

Azerbaycan’ın mevcut gaz arzında uluslararası konsorsiyumların üretici olduğunu hatırlatan eski BOTAŞ Genel Müdürü Yardım, boru hatlarıyla taşınan bu gazın anlaşmalarla bağlı olduğunu vurguladı. Yardım, Bakü-Tifl is-Erzurum hattından halen spot alım devam ettiğini hatırlatarak, ilave gaz bulunması halinde bu hattın kullanılabileceğini hatırlattı. Bunun dışında TANAP hattında, Eskişehir ve Trakya’da gaz alındığını ve taşıma masrafı ödendiğini kaydeden Yardım, bu hattın giriş noktası olan Türkgözü’nde de gaz teslimi alınarak hem doğunun ihtiyacı hem de taşıma maliyeti azaltılmasının sağlanabileceğini vurguladı.

Azerbaycan’da uluslararası enerji şirketlerinin mevcut sahalarda etkin olduğunu hatırlatan Yardım, "ilave gaz bulunması halinde Türkiye’nin öncelikli olarak alıcı olması" yaklaşımı bulunduğunu ancak mevcut gaz üretiminin zaten kontratlarla Avrupa’ya ulaştırıldığını belirterek, fazla gaz üretimi yaklaşımlarında da hep Avrupa’nın ihtiyacının gözetildiğini anlattı.

UZUN VADELİ ANLAŞMALAR BÖYLE GÜNLER İÇİNDİR

Yardım, geçmişte uzun vadeli kontratların çok eleştirildiğini ancak mevcut krizin böyle kontratların önemini ortaya çıkardığını belirterek, gaz piyasasının arz güvenliği yönünde yapısal olarak da ele alınması gerektiğini vurguladı. Yardım, sanayinin gaz için düzenli tüketici ve fatura ödeyicisi olarak çok önemli olduğunu, en pahalı gazın da konutlar olması gerektiğini belirtti.

Konutlara ucuz gaz sağlamanın bir tercih olduğunu belirten Yardım, çapraz sübvansiyonlarla şimdilik maliyetin bir kısmının sanayiye verildiğini anlattı.

Yardım, geçmişte sanayi kuruluşlarının çift yakıtlı olması ve bu yatırımı yapan sanayicilere ucuz gaz verilmesi, OSB’lerin elektrik için otoprodüktör çalıştırması, elektrik kesintilerinin gezdirilmesi gibi araçların kullanıldığını ancak bu araçların şimdi BOTAŞ’ın elinde olmadığını kaydetti.

AVRUPA'NIN ARZ GÜVENLİĞİNE KATKIDA BULUNUYORUZ AMA...

Yardım, Türkiye’nin TANAP, Mavi Akım, Türk Akımı gibi projelerle Avrupa’nın doğalgaz arz güvenliğine katkı verdiğini hatırlattı.

Yardım, "Biz Avrupa Birliği üyesi değiliz. Panellerde, ‘Avrupa’ya katkıda bulunuyoruz’ deyince herkesin hoşuna gidiyor ama Türkiye HUB olsun deyince itirazlar geliyor. Kimse kaliteli enerjiyi başkasının elinde bırakmak istemiyor. Avrupa’nın güvenliği kadar Anadolu’nun da arz güvenliği önemli. Anlaşmalarda bu yönde bakmak gerekli" dedi.

TANAP anlaşmasında, boru hattı inşasının konsorsiyum tarafından yapıldığını ve oradan geçen gaza Türkiye’nin hiçbir müdahale hakkı olmadığını kaydeden Yardım, çok tartışılan Türmen Gazının İran üzerinden alınması projelerine ABD'nin siyasi itirazları yanında, İran'ın boru hattına hiçbir şekilde müdahale etmemesine de yanaşmamasının etkili olduğunu kaydetti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar