Adana Tabip Odası, TTB'ye açılan davaya karşı açıklama yaptı: 'Hukuku, adaleti ve TTB'Yİ savunuyoruz'

Adana Tabip Odası, TTB'ye açılan davaya karşı açıklama yaptı: 'Hukuku, adaleti ve TTB'Yİ savunuyoruz'
Adana Tabip Odası, 30 Kasım’da görülecek TTB davasıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "TTB gücünü iktidarlardan değil hekimlerden, demokrasiden, hak, hukuk, adalet ve haktan alır" denildi.

ADANA - Adana Tabip Odası, 30 Kasım’da görülecek Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınma davasına dair basın açıklaması yaptı. Adana Şehir Hastanesi Başhekimlik önünde gerçekleştirilen açıklamaya KESK, EMEP ve BES yönetici ve üyeleri katılarak destek verdi.

Basın açıklamasını okuyan Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ahmet Suntur, TTB’nin işlevinin sadece hekimler arasındaki ilişkileri düzenlemekle sınırlı olmadığını belirterek çoğulcu demokratik ortamın gelişmesi için yapılan açıklamaların dava konusu yapılmasına tepki gösterdi.

'BARIŞ DİLİNİ KULLANMAK HEKİMLERİN ETİK GÖREVİDİR'

TTB yöneticilerinin 12 Eylül’den bu yana çok sayıda baskıya maruz kaldığını anlatan Suntur, TTB Başkanı Nusret Fişek’in “Ölüm cezası hekimlik mesleği ile bağdaşmaz” açıklamasından 2018’de TTB Merkez Konseyi’nin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklamasına kadar TTB’nin çeşitli açıklamaları ile yargılama konusu olduğunu anlattı. İnsanlık tarih kadar eski olan hekimliğin evrensel bir meslek olduğunu dile getiren Suntur, “Savaşa, çatışmalara, insana zarar veren, insan eliyle gerçekleştirilen her türlü olağandışı duruma karşı durmak ve barış dilini kullanmak hekimlerin etik görevidir” dedi.

Davanın TTB’nin örgütsel bütünlüğüne ve seçimle oluşan yapısına müdahale anlamına geldiğinin altını çizen Suntur, “Hukuki yönü olmayan bu davanın amacı; kamuoyu önünde hekimlerin örgütlü gücü TTB’yi itibarsızlaştırma, suçlu ilan etmek için algı yaratma ve yargı eliyle TTB’yi dizayn etmektir. Bu davanamenin bir an önce geri çekilmesi ve TTB’nin demokratik yönetsel mekanizmalarına müdahalenin son bulmasını talep ediyoruz” dedi.

'TTB, GÜCÜNÜ HEKİMLERDEN VE DEMOKRASİDEN ALIR'

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin örgütsel bütünlüğüne yönelik yapılacak her türlü müdahaleyi kabul etmeyeceklerini ifade eden TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “Türk Tabipleri Birliği altı bin yirmi üç sayılı yasa ile kurulmuş anayasal mesleki ve demokratik bağımsız bir kitle örgütüdür. Mevcut gücünü iktidarlardan değil Tabip odalarından, hekimlerden, demokrasiden, hak, hukuk, adalet ve haktan alır” dedi.

Türk Tabipleri Birliği'ne yapılacak herhangi bir müdahalenin demokrasiye, adalete, halkın sağlığına, hekim haklarına karşı yapılan bir müdahale anlamına geleceğini dile getiren Ökten, “Her şeye rağmen Türk Tabipleri Birliğinin başta merkez konseyi olmak üzere tüm organlarda görev alan hekim söz konusu kısıtlılık, baskı, tehdit haklarında dava açılma, gözaltı ve tutuklamalara rağmen mesleğin etik ilkelerinden sapmadan hiçbir taviz vermeden doğruları savunmaya ve uygulamaya devam edecektir” şeklinde konuştu.

'TTB’YE SAHİP ÇIKACAĞIZ'

SES Adana Şube Eş Başkanı Belgin Işık ise “Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak bizler; yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü kaygısını taşıyan, her türlü darbe girişiminin karşısında olan tüm kesimleri üzerlerine düşen görevi yapmaya, demokratik haklarını kullanmaya, birlikte ve ortak mücadeleye çağırıyoruz. Bu kapsamda 28 Kasım 2023 tarihinde yapacağımız basın açıklamasına ve 30 Kasım 2023 tarihinde yapılacak olan bu davanın duruşmasına herkesi bekliyoruz.” dedi.

NE OLMUŞTU?

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) yürütülen askeri harekatlarda kimyasal silah kullanıldığına dair görüntülerin araştırılması gerektiğini söyleyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, bu ifadelerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından hedef gösterilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise Fincancı hakkında soruşturma başlatmıştı. Başsavcılığın, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" iddialarıyla açtığı soruşturma kapsamında Fincancı gözaltına alınarak 27 Ekim 2022'de tutuklanmıştı

11 Ocak'taki duruşmada 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasına hükmeden mahkeme, Fincancı'nın tahliyesine karar vermişti. Fincancı bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nden tahliye edilmişti.(ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar