Kutuplar ve biz

Kutuplar eriyor. Küresel iklim krizi derinleşip yoğunlaşıyor. Geçen ay, dünya genelinde şimdiye kadar kaydedilen "en sıcak şubat" oldu. Aslında ciddi ve sinsi bir felaket adım adım yaklaşıyor. Türkiye ise kutuplardan da hızlı eriyor.

“Hem Kuzey Kutbu hem de Güney Kutbu üzerinde çalışmak için 1.73 milyar dolarlık bir araştırma programı olan dördüncü Uluslararası Kutup Yılı, Paris'te başlatıldı.”

Böyle bir habere rastlasanız ne yaparsınız?

xxxxxxx

Mart 2007 yılı haberleri içinde kaybolmuş bu kısa cümle çok ilgimi çekti.

“Uluslararası Kutup Yılı” ne demek?

Hem de 4.’sü…

xxxxxxxx

Uluslararası Kutup Yılları (UKY), kutup (Arktik ve Antarktika) bölgelerinin benzersiz ortamlarına (flora ve fauna, buz ve buzullar, iklim ve coğrafi yapı gibi) odaklanan, ulusal ve genellikle kısa ömürlü keşif gezilerinin yerine, disiplinler arası, çok taraflı ve uluslararası iş birliğine dayanan bilimsel programlardır.”

Kısacası insanlığın yerküreye kutuplar üzerinden sahip çıkma hikayesi.

xxxxxxx

Son 142 yılda dünyanın dört bir yanından bilim insanları kutup bölgelerinde bilimsel araştırma ve keşif programları gerçekleştirmek için dört kez bir araya gelmiş, “Uluslararası Kutup Yılı” konferansları tertiplemişler.

Her “kutup yılı”, bilimde uluslararası iş birliğinin önemli bir simgesi olmuş.

Bilim insanlarının ve hükümetlerin uluslararası iş birliğinde kazandıkları deneyim, diğer uluslararası bilimsel iş birliklerine zemin hazırlamış.

xxxxxxx

Bilim insanları kutup bölgelerinde bilimsel araştırma ve keşif programları gerçekleştirmek için ilki 1882 yılında olmak üzere dört kez bir araya gelmiş.

Uluslararası Kutup Yılı Toplantısı’nın ikincisi, birincisinden ancak 50 yıl sonra 1932 yılında, üçüncüsü 1957’de ve dördüncüsü de 2007 yılında gerçekleşmiş.

xxxxxxx

Carl Weyprecht, 1838 ila 1881 yılları arasında yaşamış olan Avusturya-Macaristan donanmasında bir deniz subayı. Aynı zamanda da bir kâşif.

Arktik kâşifi ve bilimsel kutup araştırmaları için uluslararası iş birliğinin ilk savunucusu olarak bilinmekte.

Bunun gerçekleştiğini görecek kadar yaşamamış olmasına rağmen, ilk Uluslararası Kutup Yılı'nın organizasyonuyla anılagelmiş.

Bu fikrini 1872-1874 tarihlerindeki Arktik seferi sonrası, 1875’te Viyana Bilimler Akademisi toplantısında dile getirmiş.

Weyprecht, kutup bölgeleri dünyanın fiziksel durumu hakkında önemli bir araştırma alanı sunduğunu söylemiş.

xxx

Dört yıl sonra Weyprecht, 1879’da Roma’da düzenlenen Uluslararası Meteoroloji Kongresi’nde (günümüzdeki adıyla Dünya Meteoroloji Örgütü) tüm hükümetlere, kutup bölgelerinde bilimsel gözlemler yapmak amacıyla kutup keşif gezileri düzenlenmesi ve Arktik’te bir yıl boyunca aynı anda farklı gözlemlerin gerçekleştirileceği istasyonlar kurulması önerilerinde bulunmuş.

Kongre konuyu tartışmak için bir Uluslararası Meteoroloji Komisyonu atamış ve özel bir konferans toplama talimatı vermiş.

xxx

Birinci Uluslararası Kutup Yılı toplantısı öncesinde birçok uluslararası kutup konferansları düzenlendi…

Bunlar arasında 1881 yılında yapılan Üçüncü konferans en önemli konferans olmuş…

1 Ağustos 1881’de St. Petersburg’da toplanmış ve katılımcı ülkeler tüm istasyonlarda gözlemlerin başlama tarihini 1 Ağustos 1882, bitiş tarihini ise 1 Eylül 1883 olarak belirlemiş.

Böylelikle tarihte ilk kez, 11 devletten -ABD, Almanya, Avusturya-Macaristan, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsveç, Kanada, Norveç ve Rusya- bilim insanları, 13 ay boyunca araştırma gerçekleştirmek için bir araya gelmiş.

Erişimi zor bölgelere keşif gezileri düzenlenmiş, kutup aşan (transpolar) noktalarda kış kampları ve gözlemevleri oluşturulmuş. Arktik’te 12 ve Antarktika’da iki keşif istasyonu kurulmuş.

xxxxxxx

Basın Tarihi treninin durduğu 2007 yılında, 1 Mart’ta Paris’te yapılan 4. Uluslararası Kutup Yılı toplantı haberini bizim gazetelerin ilk sayfalarında bulamadım.

Halbuki Arktik ve Antarktika’daki gözlemlerde Türkiye dâhil 63 ülkeden binlerce bilim insanı yer almış.

200 proje gerçekleştirilmiş.

Bu projelerin hedefleri arasına eğitim, sosyal yardım ve bilim sonuçlarının halka iletilmesi ve yeni nesil kutup araştırmacılarının eğitilmesi bulunuyormuş.

Ama bizim basın bunların hiçbiriyle ilgilenmemiş.

xxxxxxx

Kutuplar eriyor… Küresel iklim krizi derinleşip yoğunlaşıyor.

Avrupa Birliği'nin Copernicus uydu izleme sistemiyle yapılan ölçümlere göre geçen ay, dünya genelinde şimdiye kadar kaydedilen "en sıcak şubat" oldu.

Copernicus'tan yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde geçen ay ortalama yüzey hava sıcaklığı 13,54 santigrat derece olarak ölçüldü.

Aslında ciddi ve sinsi bir felaket adım adım yaklaşıyor.

xxxxxxx

150 yıl önce “kutupları gözlemleyelim” diyen bir adamın gördüğü ve herkese anlatmaya çalıştığı sorunu şimdi bütün dünya bizzat yaşıyor.

Dünyanın bu sorunu fark etmesi epey zaman aldı.

Bu gecikmede tabii basının görevi söz konusu ama bu da tartışılabilecek bir gazetecilik ikilemi:

Basın sadece toplumun dikkat ettiği konuları mı haber yapmalı yoksa toplumun ilgilenmediği önemli konuları toplumun dikkatine sunmak da onun işinin bir parçası mı?

Eğer basın gelmekte olan bu felaketi çok önceden ciddiyetle incelese, duyursa, toplumun bu konuda siyasetçileri zorlamasını sağlasa belki bugün daha farklı bir küresel iklimde yaşıyor olabilirdik.

xxxxxxx

Tabii benim bu söylediklerim medyanın evrensel ilkeleri ve tutumuyla ilgili.

Bizim ülkenin yerel medyasına gelince…

Onlar, bırakın evrensel sorunlarla ilgilenmeyi Türkiye’nin sorunlarıyla bile ilgilenmiyorlar.

Sokakta, pazarda, markette yaşananlar henüz “siyasetçilerin” nutukları kadar dikkati çekmiyor.

Bu yüzden de bizim ülke kutuplardan da hızlı eriyor.


Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi