Ali Duran Topuz

Ali Duran Topuz

Bir ihtimal daha var!

Hem önümüzdeki 14 günü ve sonrasını belirleyecek hem de umutlu kalmaya devam etmeyi sağlayacak asıl şey belli: Direnme, dayanışma ve örgütlenme eşliğinde mücadeleden vazgeçmemek.

Çıkmayan candan ümit kesilmez madem, işe koyulmak lazım. İlk turun bir hayal olduğu ortaya çıktıysa bile ikinci tur için hâlâ imkan ve demek ki ümit bulunduğunu unutmamak lazım. Suçluları defter etmeyi, sorumluları sigaya çekmeyi 14 gün sonraya bırakmakta hiç sakınca yok, sonra bol bol kavga vakti var.

Bugünden başlayarak 28 Mayıs’a kadarki zaman nasıl değerlendirilir buna bakmak lazım.

Önce sonuçların bir kaba değerlendirmesi:

Erdoğan şahsi ilk yenilgisini aldı, 7 Haziran’daki “yenilgi” kendisinden çok partisiyle ilgiliydi çünkü.

Erdoğan, 2018’e göre hiçbir yerde oylarını artırmayı başaramadı; o kadar ki artık bir “İstanbul lideri” değil mesela.

Erdoğan’ın devamlılığı artık sadece bir zamanlar ayaklar altına aldığı milliyetçiliğe ve (ulusalcı bir kesim dahil) “milliyetçi”lere değil, Hüda-Par ve Yeniden Refah gibi ideolojik uçlara bağımlı; bugünkü sonuçlar iktidara tatlı gelse bile yarın o kadar parlak değil.

Son olarak bu seçim, “Erdoğan’sız AK Parti” diye bir ihtimalin hiç kalmadığını da gösterdi; kendi zamanıyla sınırlı bir liderlik onunki.

KILIÇDAROĞLU'NUN PAYINA DÜŞENLER

Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu, bir CHP’li liderin şimdiye kadar almış olduğu en yüksek oyun da üstüne çıktı, partisi yerinde saymaktan kurtulamadıysa bile. Parti bu 15 günde hüner göstermek zorunda.

Kılıçdaroğlu, “sağa açılma” siyasetinin sınırlarını gördü; özellikle iktidar partisinden kopma iki partinin ve “Milli Görüş”ün patentini elde tuttuğuna inanılan Saadet’in iktidar politikalarına karşı iktidardan oy sökebilecek söylem ve stratejilere sahip olmadığı, dönüştürücü liderlik potansiyellerinin bulunmadığını gördü. Bu ikinciler aynı 14 gün içinde hüner göstermek zorunda.

Kılıçdaroğlu, demokratik koalisyon oluşturma çabasına eşlik eden dengeciliğin Kürt meselesindeki korkaklıkla el ele ancak bir sınıra kadar yürüyebileceğini gördü. Seçime bir ay kala bir video ile alkış alınabilse bile sonuç almanın zorluğu buna dahil. Burada “Kürtlerden oy alması” değildi mesele, mesele “Kürt olmayan” seçmen kümeleri üzerinde dönüştürücü liderlik yapılmasının gecikmesi ve dolayısıyla da yetersiz kalmasıydı. Diyarbakır yüzde 72 vermişken, İzmir’in, Edirne’nin, Antalya’nın bundan geri kalmasının arkasındaki sebep bu aslında. Kemal beyin kendisi bu 14 gün içinde hüner göstermek zorunda, her bakımdan son kez.

Kılıçdaroğlu, yolsuzluk/hırsızlık/adaletsizlik söyleminin günlük hayat içindeki gelişmelere o kadar da nüfuz eden bir yol olmadığını da gördü; örgütsüzleştirilen toplumda örgütlenme yolları bulunmadıkça “söylem siyaseti”nin devlet ve kamusal yönetim kudretini elde tutanlara karşı sınırlı kaldığı da buna dahil. Demek ki aynı 14 gün kendi ezberini de bozmanın yolunu bulmak zorunda.

Hasılı, sahte kazançlara bel bağlamaktansa gerçek kayıpları göze almanın kritik bir mesele olduğu bir daha ortaya çıktı; yani kaybedilen son seçimden sonra yapılması gerekenlerin çok az bir kısmını seçime tanımlı bir süre kalınca yapmanın yeterli olmadığı bir daha görüldü.

Şimdi önümüzde 15 gün var. İş ilk turda olduğundan daha kolay değil elbette ama hayat varsa umut da vardır.

Sanırım en kritik meselelerden biri, seçimin en sürpriz ismi Sinan Oğan ve seçmeninin ne istediği, ne yapabileceği ve ne yapamayacağını iyi anlamak. Oğan’a sadece Kılıçdaroğlu’na kaybettiren kişi olarak bakmak hiç yerinde olmayabilir, aynı zamanda Erdoğan’ı ikinci tura mecbur bırakan kişi olma ihtimali de hiç zayıf değil.

Ne yapılırsa yapılsın gene kazanır mı diyeceksiniz? Bu doğru olabilir, ama yapılabilecekler yapılsın, onu 14 gün sonra baştan konuşalım.

Hem bu 14 günü hem sonrasını belirleyecek asıl şey, umut ilkesinin emrettiği şeydir: Direnme, dayanışma ve örgütlenme eşliğinde mücadeleden vaz geçmemek. Sağcıyla sağcı olmanın hiçbir işe yaramadığını görmüş oluruz hiç değilse! Meselenin Kürtlerden oy almak değil, Kürtlerle bir gelecek tasarlayıp tasarlamamakla ilgili olduğunu bir de!

Ha, bir de ne yaparsanız yapın, size umut bağlamış seçmeni yüz üstü bırakmayın, seçim gecesi yaptığınız gibi aldatmayın, gece boyu yaşanan tuhaflıkların sorumlularını cezalandırarak başlayabilirsiniz 14 günlük kampanyaya mesela.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Duran Topuz Arşivi