Narsist, dolandırıcı, 'kirli zengin': ‘Yetenekli’ Bay Epstein

Narsist, dolandırıcı, 'kirli zengin': ‘Yetenekli’ Bay Epstein
Jeffrey Epstein servetini dolandırıcılığa ve saadet zincirine borçlu olan bir istismarcı ve fuhuş şebekesi yöneticisiydi. Peki bu kadar ünlüyle nasıl içli dışlı olabildi? Nasıl gizli anlaşmalar yapıp hukuktan kaçabildi?

Balkan TALU


Artı Gerçek - Pedofili ve istismarcı Jeffrey Epstein, ölümünden sonra devam eden davalardaki 'listelerin' açıklanmasıyla yeniden gündemde. Bir "finans uzmanı" olarak yönetip pratiğini yaptığı "saadet zinciri" mantığını partneri Ghislaine Maxwell’le birlikte reşit olmayan kız çocukları istismar ettiği ve ettirdiği fuhuş şebekesinde de uygulayan Epstein'ın dosyasındaki belge ve listeler, nihayet yargı kararıyla açıklandı. Beş ayrı fasıl halinde yayımlanan belgelerdeki isimlerle ilgili türlü spekülasyonlar da yapıldı.

Nasıl yapılmasın ki? Jeffrey Epstein’in fuhuş zincirinde İngiltere'nin eski kraliçesi Elizabeth’in oğlu Prens Andrew da vardı, eski ABD başkanı Bill Clinton da... Listede adı bulunan "sosyete avukatı" ve Harvard’da öğretim üyesi olan Alan Dershowitz, o dönem Epstein’a hukuki danışmanlık hizmeti de vermişti. Michael Jackson ve başka Hollywood ünlülerinin de ismi geçiyordu...

Belgeler açıkça ortaya çıkmayı kabul eden ilk istismar kurbanlarından biri olarak Virginia Giuffre tarafından açılan dava sayesinde açıklandı. Guiffre, 2001 yılında Ghishlaine Maxwell tarafından Prens Andrew ile cinsel ilişkiye girmeye zorlandığını anlatıyordu. Jeffery Epstein’in Virgin Adaları’ndaki ünlü malikanesinde çalışan Steve Scully de, Prens Andrew ve Virginia Guiffre’yi birçok defa "uygunsuz bir şekilde" beraber gördüğüne dair tanıklık ediyordu.

jeffrey-epstein2.jpg

Cezaevindeki şaibeli ölümünden sonra Epstein’a karşı suçlamalar düşürüldü ama 2019 yılında Giuffre’nin Ghislaine Maxwell’a açtığı davanın devam etmesi nedeniyle dosyadaki isimlerin masum olanlar ayıklanarak halka açıklanmasına karar verildi. New Yorklu yargıç Loretta Preska dosyalardaki çok sayıda ismin zaten medyada işlendiğini, diğerlerinden de bir itiraz gelmediğini, dolayısıyla Epstein’la yakın ilişkisi olan isimlerin açıklanmasında bir sakınca görmediğini söyledi.

Listeler teşhir edilince, hatta Türkiye’deki 1999 depreminin mağduru olan çocukları da kapsayan, korkutucu komplo teorilerinin de eşliğinde, Epstein tüm dünyada tekrar gündemde. En büyük soru işaretlerinden biri de şu: Epstein, ilk alametleri 1990’lı yılların sonlarında görülen kesintisiz istismar silsilesinden yakasını, 2019 yılına kadar nasıl sıyırabildi? Sahi, kimdi bu Jeffrey Epstein?

SESSİZLİK DUVARI, SANSÜR, YIKAMA YAĞLAMA

Netflix platformunda yayınlanmaya devam eden dört bölümlük "Filthy Rich" belgeselde, istismar mağduru kadınların tanıklıklarına yer veriliyor. En çarpıcı vakalardan biri olan Maria ve Annie Farmer kardeşlerin hikayesi ta 1996 yılına uzanıyor.

Farmer kardeşler o tarihlerde FBI’ya kadar gidiyor ama bir sessizlik duvarıyla karşılaşıyorlar. 2003 yılında ise öne çıkıp hikayelerini Vanity Fair muhabiri Vickie Ward’a anlatmaya karar veriyorlar. Gelin görün ki, derginin yayın yönetmeni Graydon Carter, bahçesine kesik kedi kafası atılması da dahil, tehdit ediliyor. Tehditler işe yarıyor ve Carter, “Hukuki sorunlar yaşayabiliriz” şeklinde bir bahane üreterek istismar iddialarına altın makas uyguluyor. Dergideki Epstein haberi de “Yetenekli Bay Epstein” başlığıyla klasik bir halkla ilişkiler, bir sosyetik sima portresi, bir yıkama yağlama metni olarak basılıyor.

'BATI'NIN YOKSUL KIZLARINI' HEDEF ALDI

Epstein’ın "istismar saadet zincirinde" her daim kırılgan ve zayıf kadınlar bulunuyor. "Av" sahalarından biri de, Palm Beach’in Batı yakasındaki okullu kız çocuklar. Normalde Palm Beach zengin, beyaz burjuva sınıfı mahallesi. Yabancıları, öteki ırklardan olanları pek de sevmiyorlar; aralarında istemiyorlar. Bölgenin batısında ise alt sınıf yaşıyor. Çoğu yoksul. Gençler, aileleriyle sorun yaşıyor, bir an önce o hayatlarından, yaşadıkları o mahallelerden, ailelerinden kurtulmaya can atıyor. 200 dolar karşılığında masaj yaptırmak isteyen bir zengin "cazip" görünüyor...

2005 yılına gelindiğinde, Palm Beach Polis Karakolu Epstein hakkında geniş kapsamlı bir soruşturma başlatıyor. Michael Reiter liderliğindeki bir ekip, istismar kurbanlarıyla detaylı mülakatlar yapıyor. 2008 yılına kadar 40-50 farklı mağdurun verdiği ifadelerle, FBI’ın da soruşturmaya dahil olmasıyla, 53 sayfalık detaylı bir dosya ortaya çıkıyor. 2008 yılına gelindiğinde ise dönemin Florida Başsavcısı, geleceğin Donald Trump kabinesinin Çalışma Bakanı Alexander Acosta, Jeffrey Epstein ve hukuk ekibiyle pazarlık yapıyor. Ve Epstein çok kısa bir hapis cezasının ardından elini kolunu sallaya sallaya çıkıyor. Epstein’in hukuk ekibinde, Clinton ailesinin avukatı Kennetth Starr ve sosyetenin gözde avukatı, Harvard öğretim üyesi Alan Dershowitz de bulunuyor. Dershowitz daha sonra reşit olmayan kız çocuklarıyla ilişkiye girmekle de suçlanıyor ama hakkındaki iddiaları reddediyor.

YALANCI, VURDUMDUYAZ, PARLAK

Peki Jeffrey Epstein bu kadar servete ve Prens Andrew’dan Bill Clinton ve Donald Trump’a uzanan geniş ilişkiler ağına nasıl sahip olabildi?

Aslında henüz 1970’li yıllarda Manhattan’da ülkenin üst tabakasında popüler olan, ünlü özel okul Dalton School’da ders verdiğinde de, yatırım bankası Bear Stearns’da çalışırken de, eğitim geçmişi hakkında yalan söylediği ortaya çıkıyor. New York Üniversitesi’nde matematiksel fizyoloji okurken iki yıl sonra 1974'te okuldan ayrıldığı halde mezun olduğuna dair yalan söylediği anlaşılıyor. Yalanı ortaya çıkınca gerçeği kabul eden Epstein "Aksi takdirde bana fırsat vermezdiniz" diyor ve yaptığı işte "çok iyi" olduğu gerekçesiyle kendisine ikinci bir şans veriliyor. Bear Stearns’dan sonradan kural tanımazlığı sebebiyle kovulmuş olmasına rağmen, küçük ortaklığa kadar yükseliyor.

Epstein 1987 Steve Hoffenberg tarafından yönetilen alacak tahsil şirketi Tower Financial Corporation’da danışman olarak çalışıyor. Servetinin büyük bir bölümünü de Hoffenberg’e borçlu olduğu söyleniyor. Bir saadet zinciri (ponzi) yöneten Hoffenberg ve Epstein, kendilerini şirket yağmacısı olarak tanıtıyor. Steve Hoffenberg'in daha sonra 1993 yılında kendi döneminin en büyük mali dolandırıcılık organizasyonlarından birini yönettiği ve 450 milyon dolardan fazla vurgun yaptığı ortaya çıkıyor. Netflix’te yayınlanan Filthy Rich belgeselinde Hoffenberg, Epstein’i ele vermemesinin sebebini "Tehdit edildim" diye açıklıyor.

Vanity Fair’deki haberin başlığına atıfla, 'Yetenekli Bay Epstein’i "vazgeçilmez" kılan şey, zengin tabaka mensuplarının birikimlerini çok iyi yönetip onların servetlerine servet katması olarak da açıklanıyor. Örneğin Abercrombie Fitch, Victoria’s Secret gibi markaları bünyesine katmış olan Leslie Wexner parasını yönetmesi için Jeffrey Epstein’e emanet ediyor. Wexner, Epstein'ın yaklaşık 53 milyon dolarını hortumlamasına ve bunu medya önünde ifşa etmesine rağmen, tuhaf bir biçimde hiçbir hukuki işlem yapmıyor.

Epstein’le ilgili sonun başlangıcı ise Hollywood’daki 'Me Too' hareketi oldu. Epstein’ın yakın dostu Harvey Weinstein’ın ve Bill Cosby’nin ifşa edilmesiyle ortaya çıkan Me Too Hareketi’yle birlikte, yıllarca Jeffrey Epstein tarafından istismar edilmiş kadınlar da -üstelik 2008 yılında büyük bir hayal kırıklığı yaşamalarına rağmen- tekrar dava açmaya karar veriyor. Jeffrey Epstein’in partneri Ghislaine Maxwell hakkındaki dava da halen devam ediyor.

Tekrar başlayan bu dava sürecinde Jeffrey Epstein, kamuoyu baskısıyla 2019 yılında New Jersey’de tutuklanıp cezaevine konuldu. Trump’ın Çalışma Bakanı Alexander Acosta da mağdurlara bilgi vermeden Epstein’le gizli bir anlaşma yaptığı ortaya çıktığı için istifa etmek zorunda kaldı.

2019 yılındaki davayı yürüten yargıç Richard Berman ise Türkiye'nin, Hakan Atilla ve Rıza Zerrab davası vesilesiyle yakından tanıdığı bir isimdi. Berman bu tarihte bütün mağdurları tek tek dinledikten sonra Epstein’in kefaletle salıverilme talebini reddetti. Epstein ise kısa süre sonra Manhattan’daki cezaevi hücresinde intihar etti. Öldüğünde, kişisel servetinin 550 milyon doları geçmiş olduğunu da bir kenara not edelim...

BİR NARSİSTİN İNTİHARI

Epstein’in cezaevindeki intiharı üzerinde de muhtelif komplo teorileri dönüyor. Adli tıp uzmanlarının tespit ettiği kırık ve çatlaklara dayanarak Epstein’in kendini bu şekilde boğmuş veya asmış olamayacağına dair iddialar ileri sürülüyor. Muhtelif tanıklar, Manhattan’daki Metropolitan Cezaevi’nin ödenek azlığı sebebiyle yetersiz koşullarından dem vuruyor. Epstein öldüğünde ondan sorumlu olan gardiyanın uyuyakalmış olması, kameranın bozuk olması gibi ihmaller zinciri de bu şekilde açıklanıyor.

Komplo teorilerini reddedenler ise bu kadar yetersiz olduğu iddia edilen Metropolitan Cezaevi'nin aynı zamanda 64 milyar dolarlık bir vurgun yapmış olan eki NASDAQ Borsası Müdürü Bernie Madoff, 1993'teki Dünya Ticaret Merkezi saldırısının sorumlusu Remzi Yusuf, Meksikalı uyuşturucu karteli yöneticisi El Chapo ve 'Kör Şeyh' olarak bilinen cihatçı terörist Ömer Abdül Rahman gibi kritik suçlulara da ev sahipliği yaptığını hatırlatıyor. Birçokları da, Jeffrey Epstein’in tipik bir narsist olduğu için intihar ettiğini, hayatı boyunca hiçbir hatasının bedelini ödemediğini, bedel ödemek zorunda kalınca böyle bir karar vermiş olabileceğimi söylüyor.

Me Too hareketinin 2017 yılında ortaya çıkışından cesaret alan istismar mağduru kadınlar, 2008’deki fiyaskodan sonra cesaretlerini toplayıp, örgütlenip Jeffery Epstein gibi güçlü bir zenginin karşısına çıkabildi. Birçoklarına göre Epstein, hem yolun sonuna geldiği için hem de o kadınların adaletin tecelli ettiğini görmesine engel olmak için intihar etti.

Diğer yandan, Epstein’in partneri Ghishlaine Maxwell’in davasının devam ettiğini hatırlamak faydalı olabilir. Bu nedenle de bu vaka, muhtemelen daha çok isim ve listelere gebe...

Öne Çıkanlar